28 Nisan 2013 Pazar

Dürüstlük devrimciliğin yalan oportünizmin mayasıdır

He­men her sa­yı­mız­da dev­rim­ci­lik, sos­ya­list il­ke­ler ve de­mok­ra­si ne­dir so­ru­la­rı üze­rin­de du­ru­yo­ruz. Or­ta­ya ko­yup eleş­tir­di­ği­miz şey­le­rin bir ço­ğu­nu Le­nin ve Sta­lin yaz­mış ve Tür­ki­ye­li ko­münist­ler uy­gu­la­mış­lar­dır. Yak­la­şık 30 yıl­lık müca­de­le de­ney ve pra­ti­ği­miz­de da­mı­tı­la­rak or­ta­ya çı­kan, ge­le­nek­sel ha­le gel­miş olan bu ger­çek­le­re bağ­lı kal­mak ve hal­ka, ör­güt kit­le­si­ne açık ol­ma dürüst tu­tu­mu 95 Ağus­tos’un­dan bu­güne, MLKP ta­ra­fın­dan tam bir kör­ler-sa­ğır­lar di­ya­lo­ğuy­la al­tüst edi­le­rek, bı­rak sen ko­münist il­ke ve nom­ları, dürüst sı­ra­dan fe­odal in­san­la­rın mert­li­ği ve yi­ğit­li­ği bi­le ara­nır du­ru­ma gel­miş­tir. Yak­la­şık 5 ay­dır süren ya­lan ve de­mo­go­ji üze­ri­ne ku­ru­lu po­li­ti­ka ya­pa­rak, dev­rim­ci ta­ba­nı yoz­laş­tı­ra­rak düşüne­mez bir du­ru­ma ge­tir­me yön­lü ça­ba­lar kor­kunç bir yoz­laş­ma, ah­lak­sız­lık ve bo­zul­ma­yı or­ta­ya çı­kar­mış du­rum­da.

Tor­ba­sın­da ide­olo­jik-si­ya­sal hiç bir şey kal­ma­yan­la­rın ge­nel­lik­le baş­vur­du­ğu ya­lan, do­lan ve yıp­rat­ma yön­lü sal­dı­rı­lar görül­me­miş bo­yut­ta sür­düğü gi­bi, yürek­li­ce bu sal­dı­rı­la­ra da sa­hip çı­kıl­mı­yor. Bu­güne ka­dar 30’u aş­kın dev­rim­ci MLKP’li­le­rin sal­dı­rı­la­rı so­nu­cu ya­ra­lan­mış­tır. on­lar­ca pu­su ku­rul­muş­tur.

Komp­lo­cu­luk ge­liş­ti­ril­miş ve bı­çak-so­pa, si­lah, de­mir çu­buk gi­bi de­li­ci, ke­si­ci, öl­dürücü alet­ler devrimci­le­re kar­şı kul­la­nıl­mış­tır. İşin da­ha da önem­li­si HA­DEP mi­tin­gi, ATİF ge­ce­si, bir ti­yat­ro dönüşün­de ve en son ola­rak Bah­çe­li­ev­ler Za­fer Si­ne­ma­sın­da ya­pı­lan Aras Kar­go iş­çi­le­ri­nin gre­viy­le da­ya­nış­ma ge­ce­sin­de pro­va­kas­yon amaçlı sal­dı­rı­lar, Me­tin Gök­te­pe’nin ce­na­ze tö­re­nin­de tah­rik­ler­de bu­lun­mak, polisin sal­dı­rı­sı­na or­tam ha­zır­la­ya­cak yön­lü kit­le ey­lem­le­rin­de sal­dı­rı­ya ge­çe­rek, dev­rim­ci il­ke, ku­ral ve so­rum­lu­luk­tan uzak­la­şa­rak, hal­ka ve dev­rim­ci ka­mu­oyu­na kar­şı say­gı­sız­lık için­de ol­muş­lar­dır. bu­güne ka­dar­ki ya­zı­la­rı­mız­da so­run­la­rı ne ki­şi­sel­leş­tir­dik ve ne­de ya­lan de­mo­go­ji üze­rin­de yük­sel­te­rek ko­lay yol­dan par­sa top­la­ma yo­lu­na gir­dik. Böy­le dav­ran­dıy­sak bu­nun ne­de­ni, hal­ka ve dev­ri­me kar­şı olan so­rum­lu­lu­ğu­muz ve ko­münist özümüz­dür. So­ru­nu ta baş­tan iti­ba­ren ide­olo­jik-si­ya­sal ve ör­güt­sel ilkeler ze­mi­ni üze­rin­de ele al­dık ve bun­dan as­la sap­ma­dık.

PDA’nın İK’ya yöne­lik kul­lan­dı­ğı ka­ra­la­ma ve komp­lo­cu yön­tem­le­ri biz­le­re kar­şı per­va­sız­ca kul­la­nan MLKP’nin bu kar­şı-dev­ri­me hiz­met eden, aciz­li­ğin ifa­de­si olan sal­dı­rı­la­rı­na dev­rim­ci il­ke­le­re bağ­lı ka­la­rak ya­nıt ver­dik. Sal­dı­rı­lar­da PKK ve DHKP’yi ken­di­si­ne ör­nek alan MLKP’nin bir bölümü dün savun­duk­la­rı dev­rim­ci il­ke­le­ri bu­gün bir ya­na ite­rek, dev­rim­ci ka­nı dö­ke­rek po­li­ti­ka yap­tık­la­rı­nı pra­tik­le­riy­le or­ta­ya koy­du­lar. Her­ke­se bir ya­lan söy­leyen MLKP ön­der­li­ği­nin bu ya­lan­la­rı bir bir açı­ğa çık­tık­ça da­ha faz­la ya­la­na sa­rı­lıp, kar­şı-dev­rim­ci zo­ra baş vu­ra­rak işin için­den sıy­rıl­ma­ya ça­lı­şı­yor. Ama ya­lan­lar bir bir açı­ğa çık­tık­ça ne ya­pa­ca­ğı­nı bil­me­yen  ve git­tik­çe dev­rim­ci ka­mu­oyun­dan da­ha faz­la teş­hir olan MLKP, sal­dı­rı­la­rın­da ye­ni yön­tem­ler­le bir süre da­ha yap­tık­la­rı­nın olum­suz so­nuç­la­rı açı­ğa çık­ma­dan yo­lu­na de­vam ede­bi­le­cek­le­ri­ni düşünüyor­lar. Ama bütün yap­tık­la­rı MLKP saf­la­rın­da ide­olo­jik-si­ya­sal ve pra­tik ay­rı­lık­la­rın git­tik­çe da­ha faz­la de­rin­leş­ti­ği­ni ve ye­ni kop­ma­la­rın ka­pı­da ol­du­ğu­nu ha­ber ve­ri­yor.

Ger­çek­le­ri öğ­re­nen dürüst ve dev­rim az­miy­le do­lu, mi­de­si­ni de­ğil, bey­ni­ni ça­lış­tı­ran yürek­li dev­rim­ci­ler ölüm teh­dit­le­ri­ni bir ya­na ite­rek M-L’ist­le­ri des­tek­li­yor, onun sos­ya­list görüş ve de­ğer­le­ri­nin ile­ri ta­şın­ma­sı için can­la-baş­la ça­lış­ma­ya yöne­li­yor­lar. Saf­la­ra akan her dev­rim­ci iş­le­re da­ha sı­kı sa­rı­la­rak, dev­rim­ci müca­de­le­yi da­ha sağ­lam ze­min­ler üze­rin­de ör­me­ye ça­lı­şı­yor­lar. MLKP’li­le­ri da­ha sal­dır­gan kı­lan da kı­sa za­man­da ya­ra­tı­lan bu de­ğer­ler ve alı­nan yol ve me­sa­fe­dir. On­la­rın pro­pa­gan­da­la­rı­na gö­re tek bir ki­şiy­di­ler, bir ai­le çev­re­siy­di­ler. Ama bu­gün ge­li­nen du­rum­da ger­çe­ğin böy­le ol­ma­dı­ğı­nı gören ve her ey­lem­de va­ro­lan ve gücünün üze­rin­de dev­rim­ci ça­lış­ma yapa­rak, ye­ni güç­ler­le dev­rim­ci fa­ali­ye­ti ile­ri ta­şı­ma­ya ça­lı­şan­lar or­ta­da iken, MLKP’li­le­rin ta­ba­nı kan­dır­mak için tek ayak üze­ri­ne on­lar­ca ya­lan söy­le­dik­le­ri açı­ğa çık­tık­ça da­ha faz­la in­san ger­çek­le­rin ya­nın­da yer alı­yor­lar MLKP ön­der­le­ri ta­ba­nı al­dat­mak için ye­ni ya­lan­lar üre­te­rek iler­le­me­ye ça­lı­şa dursun, dev­rim için ken­di­le­ri­ni or­ta­ya ko­yan dev­rim­ci­ler doğ­ru bil­dik­le­ri devrim­ci yol­dan iler­le­mek­te­dir­ler.

Ay­rı­lık meş­ru de­ğil­miş
Ge­çen­ler­de oku­yu­cu­la­rı­mı­zın ev­le­ri­ni do­la­şa­rak on­la­rı teh­dit eden MLKP’li­ler­den ba­zı­la­rı, oku­yu­cu­la­rı­mız­la tar­tı­şır­ken ay­rı­lı­ğın meş­ru ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­ye­rek tar­tış­ma­da so­ru­nun ana özün­de kaçma tu­tu­mu için­de olmuş­lar­dır. MLKP ile ay­rı­lık­la­rı­mı­zın han­gi te­mel­de yük­sel­di­ği­ne iliş­kin olarak he­men her fır­sat­ta görüş­le­ri­mi­zi açtık. Bu ay­rı­lı­ğı meş­ru­dan öte geç kalmış bir ay­rı­lık ol­du­ğu üze­ri­ne de­ği­şik ar­ka­daş­la­rı­mı­zın fark­lı yak­la­şım­la­rı ol­du­ğu­nu da vur­gu­la­mış­tık. Bir ay­rı­lı­ğın meş­ru olup, ol­ma­ma­sı bi­ri­le­ri­nin pa­şa key­fi­ne göre yar­gı­la­na­maz. Or­ta­da var olan ger­çek­ler ve iz­le­nen pra­tik çiz­gi be­lir­ler. Bir­lik ön­ce­si süre­ce iliş­kin birçok şe­yin ör­güt­ten giz­len­di­ği­ni ve bun­la­rın ba­zı­la­rı­nın Kong­re plat­form top­lan­tı­la­rın­da or­ta­ya çık­tı­ğı­na da ta­nık ol­duk.

Ay­rı­lı­ğı­mız ide­olo­jik-si­ya­sal ve ör­güt­sel il­ke­ler ze­mi­ni üze­rin­de yük­sel­mek­te ve bu ba­kım­dan meş­ru ol­du­ğu gi­bi iki fark­lı çiz­gi­nin or­ta­ya çık­ma­sı­nın da dı­şa vu­ru­mu­dur. 1903’te Men­şe­vik­ler­le-Bol­şe­vik­ler ara­sın­da or­ta­ya çı­kan ay­rış­ma prog­ra­ma te­ka­bül eden bir ay­rı­lık­ mıy­dı?

Ha­yır! Yi­ne 1905’de Men­şe­vik­ler­le-Bol­şe­vik­ler ara­sın­da­ki te­mel ay­rım çiz­gi­si pra­tik dev­rim­ci müca­de­le­ye müda­ha­le­de odak­laş­mış­tı. Ot­zo­vist­ler­le, Ül­ti­ma­tom­cu­lar ile Bol­şe­vik­ler ara­sın­da­ki ay­rı­lık­ta prog­ram üze­rin­de yük­se­len bir ay­rı­lık de­ğil­dir. Ör­güt­sel so­run­lar ve mü­ca­de­le bi­çim ve araç­la­rı ko­nu­sun­da­ki ay­rı­lık­lar 1908’de Bol­şe­vik­le­ri iki­ye böl­müş­tür. Yi­ne Le­nin 1917 Ekim Dev­ri­min­de ayak­lan­ma çağ­rı­sı ya­par­ken ön­der­le­rin bir kıs­mı­nın bu­na onay ver­me­me­si­ni gör­dü­ğün­de, tek ba­şı­na ha­re­ket ede­ce­ği­ni da­ya­ta­rak par­ti­de bö­lün­me­yi gün­de­me ge­tir­miş­tir. Bu­ra­da da prog­ra­ma iliş­kin bir ay­rı­lık yok­tur. Ama ‘a’nın da­yat­tı­ğı ko­şul­lar­da ayak­lan­mak ya da ayak­lan­ma­mak gi­bi tek bir so­run bi­le ay­rı­lı­ğı gün­de­me ge­tir­miş­tir.

 De­mek ki bir ko­münist par­ti­sin­de ay­rı­lık mut­la­ka pro­le­tar­ya dik­ta­tör­lüğünün ta­nı­mın­dan ol­ma­sı ge­rek­mi­yor. Ör­güt içi de­mok­ra­si, müca­de­le ve ör­güt bi­çim­le­ri ve na­sıl bir par­ti ve na­sıl bir dev­let so­ru­nun­da da ay­rı­lık gün­de­me ge­le­bi­lir ve bun­da meş­ru ol­ma­yan hiç bir şey de yok­tur.

Ama MLKP ile ide­olo­jik-po­li­tik ay­rı­lık­la­rı­mı­zın bo­yu­tu de­rin, de­rin ol­du­ğu ka­dar açı­sı git­tik­çe açı­lan ni­te­lik­te­dir. MLKP 1. Kong­re ka­rar­la­rın­da alı­nan ka­rar­la­ra MLKP ön­der­li­ği uy­gun dav­ran­ma­mış ve sı­nı­fa bağ­la­nan bir par­ti ya­rat­ma ba­şa­rı­sı gös­te­re­me­miş­tir. MLKP-K’nın ilan edil­di­ği Kong­re­de, MLKP-K’yı par­ti ola­rak ilan et­me­yi öne­ren Le­ni­nist Par­ti öğ­re­ti­si­nin içe­ri­ği­ni bo­zan­lar ol­muş­tur ama Kong­re ira­de­si bu­nu red­de­de­rek MLKP-K’nın sınıf ha­re­ke­tiy­le bir­le­şe­rek par­ti­ye yürüme­si­ni ka­rar al­tı­na al­mış ve bütün güç­ler­le yük­le­ni­le­rek bu göre­vin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si gö­re­vi MLKP-K MK’nın önüne kon­muş­tur.

MLKP-K 1. Kong­re­si Ko­mü­nist Par­ti­si­'ni, sı­nıf­tan ko­puk ne idüğü be­lir­siz bir par­ti ola­rak ilan et­me­di. Ter­si­ne bu ko­nu üzerin­de du­ra­rak, sı­nıf­la bir­le­şe­rek ger­çek par­ti ku­ru­la­ca­ğı üze­rin­de dur­du. 1. Kong­re bel­ge­le­ri­nin 116, 117, 118, 119 say­fa­la­rı ye­ni­den in­ce­le­nir­se MLKP-K’nın na­sıl bir par­ti kur­ma­yı önüne görev ola­rak koy­du­ğu da­ha iyi görüle­cek­tir.

MLKP-K MK’sı bir yıl ön­ce önüne ko­nan sı­nıf ha­re­ke­ti­ne bağ­lan­ma so­ru­nun­da bir mi­lim iler­le­me sağ­la­ya­ma­dı­ğı gi­bi, Ha­re­ke­tin iş­çi iliş­ki­le­ri­ni da­ğı­ta­rak tam bir or­ta öğ­re­nim gençli­ği ör­gütüne dönüş­tür­müş­tür. MLKP-K MK’sı hem ken­di­si­ni te­mi­ze çı­ka­ra­bil­mek ve hem de Bir­lik Kong­re­sin­de ide­olo­jik ye­nil­gi­ye uğ­ra­dı­ğı ve sı­nıf­tan ko­puk­ta par­ti ku­ru­lur görüşünü ko­lay yol­dan ör­güte ege­men kıl­mak için MLKP-K’dan MLKP’ye di­ye P-İ-6 sa­yı­sın­da bir ya­zı ya­yın­la­dı. Bu ya­zı MLKP-K’nın 1. Kong­re­si pers­pek­tif ve ka­rar­la­rıy­la 180 de­re­ce ters ve ide­olo­jik ola­rak Le­ni­nist par­ti ta­nı­mın­dan uzakla­şa­rak DHKP’nin sı­nıf dı­şı par­ti ta­nı­mı­na yak­laş­mış­tır. Na­sıl bir par­ti? Le­ni­nist par­ti­nin özel­lik­le­ri ve ta­nı­mı il­ke­sel ve te­mel bir ay­rım çiz­gi­si ol­du­ğun­dan bu te­mel görüşü kong­re dı­şın­da baş­ka bir or­ga­nı­nın de­ğiş­tir­me­si­de söz­ko­nu­su ola­maz­dı. MLKP-K MK’sı ide­olo­jik ola­rak an­ti-Mark­sist bir ko­nu­ma kay­mış ola­bi­lir.

 Ama bu­nu an­cak ör­güt­te kong­re­ye bağ­la­mış bir tar­tış­ma düzen­le­ye­rek, kong­re top­la­ya­rak bu ko­nu­da­ki görüş de­ği­şik­li­ği­ne gi­de­bi­lir. Bu, tek meş­ru yol­dur. Ama MLKP-K MK’sı an­ti-Mark­sist par­ti görüşünü bu yol­la ka­bul et­tir­me­si ola­nak­sız ol­du­ğun­dan, ör­güt il­ke ve ku­ral­la­rı­nı ayak­lar al­tı­na ala­rak, klik­çi dav­ra­na­rak ör­gütü ve kad­ro­la­rı sürü göre­rek, hem par­ti iş­çi ha­reke­tiy­le sos­ya­list ha­re­ke­tin bir­li­ği­dir görüşünü ge­mi­nin bor­do­sun­dan aşa­ğı­ya at­mış ve hem de ger­çek­le­rin ör­güte ta­şın­ma­sın­dan kaç­mış­tır. MLKP-K ön­der­li­ği MLKP-K’yı par­ti ola­rak ilan ede­bil­mek için par­ti­nin sı­nıf ha­re­ke­tin­den ko­puk ku­ru­la­ca­ğı görüşünü ka­bul et­me­si ge­re­ki­yor­du. Bu­ra­dan so­ru­yo­ruz MLKP-K’nın 1. Kong­re­sin­de par­ti sı­nıf­tan ko­puk ku­ru­lur görüşü ka­bul edil­di­mi? Ya­da bu te­mel görüşü MLKP-K MK’sı is­te­di­ği bi­çim­de de­ğiş­ti­re­bi­lir yet­ki­si­ni -ki, bu yet­ki tüzüğün üze­rin­de bir yet­ki an­la­mı­na ge­lir- ve­ril­di­ği­ni ve bu­na göre MLKP-K MK’sı­nın bu te­mel görüş­le­ri bu yet­ki­ye da­ya­na­rak de­ğiş­tir­di­ği­ni var­sa el­le­rin­de bel­ge­ler açık­la­ma­lı­dır­lar.

Böy­le bir yet­ki­nin MLKP-K MK’sı­na ve­ril­di­ği­ni id­dia et­mek için in­sa­nın ay­maz bir opor­tünist ol­ma­sı ge­re­kir. Çün­kü or­ta­da olan bel­ge­ler var ve ay­nı za­man­da MLKP-K’nın ya­ni MLKP’nin ne­den par­ti ol­ma­dı­ğı­nı or­ta­ya ko­yan “ku­ru­luş” eki var. Ay­nı za­man­da ön­cel­le­ri­nin (TKP/ML Ha­re­ke­ti ve TKiH) bu ko­nu­ya iliş­kin or­tak ira­de­le­ri var. Ya­ni Le­ni­nist par­ti­nin iş­çi sı­nı­fı ha­re­ke­tiy­le sos­ya­list ha­re­ke­tin bir­li­ği ol­du­ğu görüşü var. Na­sıl olu­yor da bütün bun­lar bir gün­de unu­tu­lu­yor ve bir par­ti ilan ol­sun da na­sıl olur­sa ol­sun ka­ra­rı MLKP-K MK’sı­na ve­ri­li­yor. Pe­ki du­rum öy­le idiy­se, ne­den TKP/ML  Y‹O de­le­ge­le­ri top­lu ola­rak par­ti ila­nı­na kar­şı çık­tı­lar. Ve son­ra ço­ğun­luk onay­la­dı­ğı­na göre siz­de onay­la­yın­da ka­rar oy bir­li­ğiy­le çık­sın de­ne­rek, bu ar­ka­daş­la­rın da bu yön­de oy kul­lan­ma­la­rı sağ­lan­dı. Bütün bun­lar doğ­ru mu yan­lış mı? Le­ni­nist par­ti sı­nıf­tan ko­puk­ta ku­ru­lur görüşü 1. Kong­re de ne­rede­dir. Yi­ne “par­ti ko­nu­sun­da te­mel görüş­ler­de görüş de­ği­şik­li­ği­ni MLKP-K MK’sı ya­pa­bi­lir yet­ki ka­ra­rı” ne­re­de­dir. MLKP kad­ro ve ta­raf­tar­la­rı el­le­rin­de bel­ge ol­du­ğu­nu id­dia eden MLKP-K MK’sı­nı bu bel­ge­le­ri ka­mu­oyu­na açık­la­ma­ya zor­la­ma­lı­dır­lar. Ki­min meş­ru ya­da gay­rı meş­ru ol­du­ğu­nu, kim­le­rin il­ke­le­re bağ­lı ha­re­ket ede­rek ör­güt di­sip­li­ni­ne bağ­lı ol­du­ğu­nu da­ha iyi gö­re­cek­ler­dir. İl­ke­le­re çok bağ­lı ol­duk­la­rı­nı id­dia eden MLKP-K MK’sı­nın ne ka­dar il­ke­le­re bağ­lı bir ön­der­lik ol­du­ğu­na yüz­ler­ce kez ta­nı­ğız. Bun­lar için il­ke ve ku­ral ken­di ih­ti­yaçla­rı­na göre dav­ran­mak­tır ve on­dan öte­si bun­la­rı faz­la il­gi­len­dir­mez. MLKP-K MK’sı, MLKP-K’yı par­ti ilan eder­ken ne­den kad­ro­la­rı tar­tış­ma­ya çek­me­miş­tir.

Ne­den işi ol­du-bit­ti­ye ge­tir­miş­tir. Ne­den bir çok kad­ro­nun ve böl­ge­nin doğ­ru düz­gün bil­gi­si ol­ma­dan MK’nın görüş­le­ri ya­yın­la­na­rak tar­tış­ma bi­ti­ril­miş ve ata­ma usu­lüy­le ken­di­le­ri­nin de kon­fe­rans bel­ge­le­rin­de gu­rur­la söy­le­dik­le­ri gi­bi, te­ori­ye ha­kim ol­ma­yan, MLKP’nin par­ti ko­nu­sun­da­ki gö­rüş­le­ri­ni da­hi doğ­ru düz­gün bil­me­yen genç de­le­ge­ler­le an­ti-Mark­sist gö­rüş­ler ör­güte ege­men kı­lın­dı. Le­ni­nist par­ti görüşün­den sa­pa­rak ve bu­nu bir kong­re­ye bağ­lı ola­rak ör­güt­te tar­tış­ma­dan ka­ça­rak MLKP-K’nın par­ti ola­rak ilan edil­me­si­nin meş­ru ve il­ke­le­re da­ya­nan bir ya­nı ol­ma­dı­ğı gi­bi, an­ti-de­mok­ra­tik ve ben mer­kez­ci bir zih­ni­yet­le ör­güt ira­de­si de hi­çe sa­yıl­mış­tır. MK’nın ya­zıp tar­tış­tı­ğı ve ken­di he­de­fi­ne göre bir gençlik kon­fe­ran­sı top­la­ya­rak, tar­tış­ma­la­rı ör­güt­ten uzak tu­ta­rak ken­di görüş­le­ri­ni ege­men kıl­ma­ya ça­lış­tı­ğı bir yer­de, kad­ro­la­rı bağ­la­yan hiç bir tüzük hük­mü kal­ma­mış de­mek­tir.

Bu­ra­da gay­ri meş­ru olan MK’nın dar­be­ci­li­ği ve an­ti-de­mok­ra­tik yol­lar­la ör­gü­te an­ti-Mark­sist görüş­le­ri ege­men kıl­ma­sı­dır.

Görüş­le­ri­mi­zin tar­tış­ma­ya su­nul­ma­dı­ğı ve tar­tış­ma or­ta­mı­nın or­ta­dan kal­dı­rıl­dı­ğı il­ke ve ku­ral­la­rın sa­de­ce mu­ha­le­fe­te iş­le­di­ği MK’ya is­te­di­ği­ni yap­ma per­va­sız­lı­ğı­nı yap­ma hak­kı ola­rak uy­gu­lan­dı­ğı bir or­tam­dan ay­rıl­ma­mak bu çir­kef or­ta­ma or­tak ol­mak, il­ke­li ve ku­ral­lı ya­şa­mı bi­ri­le­ri­ne gö­re dü­zen­le­mek an­la­mı­na ge­lir ki, bu­nun da opor­tüniz­me ve re­viz­yo­niz­me yo­lu ara­la­mak ol­du­ğu açık­tır. Par­ti so­ru­nu hiç bir bi­çim­de bir şey­le­re fe­da edi­le­cek bir şey ola­maz. Na­sıl bir par­ti so­ru­nu il­ke­sel ve o öl­çü de as­la uz­la­şıl­ma­ya­cak düzey­de de­rin ide­olo­jik öz ta­şı­yan bir so­run de­ğil­ mi­dir?

Ör­ne­ğin sı­nıf­la bir­leş­me­den Le­ni­nist par­ti ku­ru­la­maz di­yen­ler­le sı­nıf­tan ko­puk par­ti ku­ru­lur ve bu­güne ka­dar bu ko­nu da yan­lış yap­tık di­yen­ler ara­sın­da­ki fark­lı­lık na­sıl olur da çok önem­li ol­maz ve hat­ta çok ba­sit bir görüş ay­rı­lı­ğı ola­bilir. Biz di­yo­ruz ki, Le­ni­niz­min özünü oluş­tu­ran so­run­lar­dan bi­ri­si de na­sıl bir par­ti için dövüş­tüğümüz­dür. İş­te biz Le­ni­nist par­ti ta­nı­mı­na bağ­lı ka­la­rak sı­nıf­la bir­leş­me­miş bir akı­mın par­ti ola­ma­ya­ca­ğı­nı söy­lüyo­ruz. Ve bu ko­nu da 15 yıl­dır TDKP’ye yönet­ti­ği­miz eleş­ti­ri­le­ri­mi­zi bu­gün­de MLKP’ye yöne­lik ola­rak sür­dürüyo­ruz. Te­mel bir ay­rım çiz­gi­si ve il­ke­sel bir ay­rı­lık olan, de­rin ide­olo­jik bir muh­te­va ta­şı­yan par­ti so­ru­nun­da­ki ay­rı­lığı­mız hak­lı, meş­ru ve ta­ma­men doğ­ru­dur. Bu ay­rı­lı­ğı meş­ru gör­me­yen­le­rin ken­di­le­ri meş­ru bir ze­min üze­rin­de ha­re­ket et­me­mek­te­dir­ler.

Ör­güt içi de­mok­ra­si iş­le­til­me­di
Ör­güt içi de­mok­ra­si ko­münist bir ör­gütün ol­maz­sa ol­maz il­ke­si­dir. Ya­ni ko­mü­nist bir ör­güt ya­rın­ki de­mok­ra­si bi­lin­ci ve an­la­yı­şı­nı bu­gün­den hem iç­te ve hem­de dış­ta­ki uy­gu­la­ma­la­rıy­la ele ve­rir. Ya­ni ko­münist bir ör­güt, ör­güt içi uy­gu­la­ma­la­rıy­la, kad­ro ve ta­ba­nı­na de­mok­ra­tik bi­lin­ci ta­şı­ma ve bu­nun ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ra­nı­şıy­la, ka­rar al­ma süre­ci­ne ta­ba­nı­nı kat­ma­sı ve da­ha­sı ta­ba­nın ira­de­si­ni her şe­yin üze­rin­de tut­ma­sıy­la, bü­rok­ra­tiz­me ve benmerkezciliğe kar­şı pan­ze­hi­ri ha­zır­la­ya­cak­tır.

Bir­lik kong­re­sin­de MLKP-K’ya ka­tıl­ma­mız­da bi­ze yol gös­te­ren tek­şey TKP/ML Ha­re­ke­ti­nin ör­güt içi sos­ya­list de­mok­ra­si ge­le­ne­ği­nin bu­ra­da da sür­dü­rü­le­ce­ği­ne da­ir ve­ri­len söz­ler ve alı­nan ka­rar­lar­dı. Ne ki bir­lik­ten son­ra bu ka­rar­lar ayak­lar al­tı­na alın­dı. Ha­re­ke­tin sos­ya­list ge­le­ne­ğiy­le ye­ti­şen biz­ler için ayak kay­dır­ma­cı, ay­rım­cı, tas­fi­ye­ci kad­ro po­li­ti­ka­sı iz­len­di. Ki­şi­lik­siz kad­ro­lar öne çı­ka­rıl­dı. Düşünüp yar­gı­la­yı­cı, araş­tı­rıp sor­gu­la­yı­cı ol­ma­yan evet efen­dim­ci kad­ro ti­piy­le, ör­güt içi de­mok­ra­si du­mu­ra uğ­ra­tı­la­rak, sos­ya­list de­mok­ra­si­nin özü ge­mi­nin bod­ro­sun­dan de­ni­ze atıl­dı.

MLKP ön­der­li­ği fark­lı fi­kir­ler­den, öcü gi­bi kork­tu­ğun­dan, bu fi­kir­le­rin sa­va­şı­mı­na ola­nak ta­nı­ma­dı ve tar­tış­ma­la­rı ya­sak­la­dı. Tar­tış­ma ya­zı­sı ola­rak ya­yın­la­dı­ğı ya­zı­lar birçok böl­ge­de in­san­lar oku­ma­dan ve hat­ta ba­zı yer­le­re bu ya­zı­lar ulaş­ma­dan, kon­fe­rans gon­gu çal­dı. Kon­fe­ran­sın top­la­na­ca­ğı ör­güt kad­ro­la­rın­dan giz­len­di. Bir çok ar­ka­da­şın bu ge­liş­me­ler­den ha­be­ri ol­ma­dı. Ne­den ör­güt kad­ro­la­rın­dan tar­tış­ma­lar giz­len­di. TKP/ML YİÖ  ile fark­lı görüş­le­rin tar­tı­şıl­ma­sı ka­ra­rı, MLKP ön­der­li­ğin­ce en­gel­len­di ve TKP/ML YİÖ’ kad­ro­la­rın­ca ba­sı­lıp ha­zır­la­nan  tar­tış­ma ya­zı­la­rı alı­nıp da­ğı­tıl­ma­dı ve fark­lı  fi­kir­le­ri olan hiç bir yol­daş tek bir ya­zıy­la da ol­sa tar­tış­ma­ya ka­tı­la­ma­dı. MK ade­ta  tar­tış­ma­yı en­gel­le­di. MK opor­tünist görüş­le­ri­ni ya­yın­la­ya­rak TKP/ML YİÖ ile güya tar­tış­ma yap­tı! Bu­nun adı­da TKP/ML YİÖ ile bir­lik tar­tış­ma­sı ol­du. Bü­tün bun­la­ra TKP/ML YİÖ’lü ar­ka­daş­la­rın ken­di­le­ri­de ta­nık­tır. MLKP MK tem­sil­ci­le­ri ve kuy­ruk­çu­la­rı fark­lı fi­kir­le­ri olan yol­daş­la­ra ay­nen şöy­le de­miş­ler­dir; TKP/ML Ha­re­ke­ti­nin li­be­ral de­mok­ra­si­si ar­tık MLKP’de ol­ma­ya­cak­tır. Ya­ni bu ar­ka­daş­la­ra göre fark­lı görüş­ler  ta­şı­mak, tar­tı­şı­lan so­run­lar­da M-L gö­rüş­le­ri or­ta­ya koy­mak ve ön­der­li­ğin dün ak dedi­ği­ne bu­gün ka­ra di­yen opor­tü­nist ve is­tik­rar­sız görüş­le­ri­ne kar­şı müca­de­le et­mek, MLKP-K’lı­la­şa­ma­mak  ve ön­der­li1­ği küçüm­se­mek ve kad­ro­la­rın nez­din­de ön­der­li­ğin pres­ti­ji­ni sars­mak an­la­mı­na ge­lir.

 Onun için eleş­ti­ri ya­sak­la­na­cak, fi­kir fark­lı­lık­la­rı­na  ta­ham­mül et­mek ola­nak­sız­la­şa­cak. Çün­kü MLKP’nin  bir ke­si­mi­ni oluş­tu­ran TKİH  köken­li­le­rin fark­lı fi­kir­le­re ta­ham­mül­le­ri hiç bir dönem ol­ma­mış­tır. Fark­lı fi­kir­le­ri olan­lar ya bas­kı al­tı­na alı­na­rak dı­şa­rı itil­miş­ler ya­ da atıl­mış­lar­dır. Küçük ör­güt­ler­de bu tür­den an­ti de­mok­ra­tiz­me gö­re ye­ti­şen kad­ro­la­rın, TKP/ML Ha­re­ke­ti­nin  Leninist sos­ya­list de­mok­ra­si­si­ne li­be­ral de­me­le­ri çok anor­mal de­ğil­dir.

İşin ga­ri­bi da­ha düne ka­dar birçok ye­rel yö­ne­ti­ci ör­güt­le­rin se­çim yo­luy­la gö­re­ve gel­me­si­ni sa­vu­nan­la­rın bu­gün fark­lı fi­kir­le­rin tar­tı­şıl­ma­sı­nı ya­sak­la­yan­lar ola­rak or­ta­ya çık­ma­la­rı bun­la­rın sos­ya­list de­mok­ra­si­yi ne ka­dar iç­sel­leş­tir­dik­le­ri­ni gös­ter­mek­te­dir. Dün ki­şi­sel görüş­le­ri­ni he­men her ya­zı­da sa­tır ara­la­rı­na so­kuş­tu­ra­rak anar­şist­çe yak­la­şım ve pra­tik için­de olan­la­rın bu­gün ken­di görüş­le­ri ege­men ol­du di­ye kı­lıç ku­şan­ma­la­rı­nın tu­tar­lı bir ya­nı ola­bi­lir­ mi? 

Opor­tüniz­min te­mel özel­lik­le­rin­den bi­ri­si­de çif­te stan­dart­çı yak­la­şım­la­ra sa­hip ol­ma­sı­dır. MLKP ön­der­li­ği  de çif­te stan­dart­çı yak­la­şım ve pra­ti­ğiy­le ne ka­dar opor­tü­niz­min için­de de­be­len­di­ği­ni gös­te­ri­yor. MLKP-K’nın 1. Kong­re­si  TKP/ML YİÖ ile geçmiş ve pro­le­tar­ya ve köy­lü­lü­ğün dev­rim­ci de­mok­ra­tik dik­ta­tör­lü­ğü (PKDDD) ko­nu­sun­da tar­tış­ma ya­pı­la­ca­ğı­nı ka­rar­laş­tır­mış­tı.  Bu tar­tış­ma­yı MK’nın ken­di ara­sın­da yap­ma­sı bi­çi­min­de bir ka­rar alın­mış­tı. Yi­ne Le­ni­nist par­ti­nin özü­nü de­ğiş­ti­ren ve MLKP MK’nın yeni ulaş­tı­ğı sı­nıf­tan ko­puk par­ti ku­ru­lur görüşünün tar­tı­şıl­ma­sı da  ör­güt­ten mal ka­çı­rır gi­bi ka­çı­rıl­dı. MLKP YDK; ör­güt­te hiç bir tar­tış­ma­nın ya­pıl­ma­dı­ğı ya­la­nı­nı söy­le­ye­rek or­ta­da olan bel­ge­le­ri de in­kar edi­yor. PKDDD ve geçmiş so­ru­nun­da Par­ti Yo­lu’nda ya­yın­la­nan MLKP-K MK im­za­lı ya­zı­lar  ne­dir? Par­ti İra­de­si’nin 5-6-7.sa­yı­la­rın­da ya­yın­la­nan MLKP-K’dan MLKP’ye baş­lık­lı ya­zı ve di­ğer ya­zı­lar pe­ki ne amaçlı ya­yın­lan­mış ya­zı­lar­dır? Yok­sa  sırf iş ol­sun di­ye­mi bu ya­zı­lar ya­yın­lan­dı. MLKP-MK’sı pa­lav­ra at­tık­ça co­şu­yor ve mar­ti­ni bir omu­zun­dan di­ğe­ri­ne ta­şı­ya­rak atı­cı­lı­ğa de­vam edi­yor. Ama ar­ka­daş­lar kurusıkı at­tık­la­rın­dan do­la­yı, yap­tık­la­rı atış­la­rın tü­mü bo­şa gi­di­yor. Or­ta­da olan bel­ge­ler bir ye­re so­ku­la­ma­ya­ca­ğı için, ya­lan söy­le­rim ve ta­ba­nı da “par­ti doğ­ru söy­ler” saçma­lı­ğıy­la   al­da­ta­rak ya­sak­lar  ko­ya­rım ve bir sü­re da­ha işi ida­re ede­rim di­yor. Bü­tün bun­la­rın MLKP MK’sı için çık­maz so­kak ol­du­ğu  her ge­çen gün açı­ğa çı­kan ger­çek­ler­le da­ha iyi an­la­şıl­mak­ta­dır.

Ne­den yol­la­rı­mı­zı ayır­dık
Bu so­ru­na iliş­kin ola­rak he­men her za­man yaz­dık ve ger­çek­le­ri or­ta­ya koy­ma­ya ça­lış­tık. 1. Kong­re (Bir­lik Kong­re­si) için­de, ha­re­ke­tin alt kong­re­sin­de ön­ce ay­rıl­dık ve gü­ven­me­di­ği­mi­zi ve ha­re­ke­tin de­ğer­le­ri­ne sa­hip çık­ma­ya­cak­la­rı­nı, sa­mi­mi bul­ma­dı­ğı­mı­zı ve bir çok ka­pa­lı yan­la­rın ol­du­ğu­nu be­lir­te­rek, bir­lik­te olan­la­rın bir­le­şe­bi­le­ce­ği­ni fa­kat biz­le­rin bu bir­lik­te ye­ral­ma­ya­ca­ğı­mı­zı ve ha­re­ke­tin fes­hi­ne oy ver­me­ye­ce­ği­mi­zi açık­la­dık. Bu­nun üze­ri­ne ha­re­ket de­le­ge­le­ri top­lan­tı­ya ara ve­ril­me­si­ni is­te­di­ler. Bir çok de­le­ge bi­zim­le ay­nı eleş­ti­ri­yi pay­laş­tık­la­rı­nı, ha­re­ke­tin de­ğer­le­ri­ne sa­hip çık­ma­yan ve uz­laş­ma­cı dav­ra­nan bir ön­der­lik­le kar­şı­laş­ma­la­rın­dan do­la­yı büyük bir ha­yal kı­rık­lı­ğı­na uğ­ra­dık­la­rı­nı, bütün bu olum­suz­luk­la­ra rağ­men bir­li­ği de­ne­me­nin bir ka­yıp ol­ma­ya­ca­ğı­nı ve biz­le­re, ken­di­le­ri­ni opor­tünist eği­lim­le­re sa­hip olan­la­ra terk edip git­me­me­mi­zin ge­rek­ti­ği­ni be­lir­te­rek, biz­le­rin bir kez da­ha düşün­me­si­ni is­te­di­ler. Biz­ler­de, MK üye­le­ri­nin birçoğuna güven­me­di­ği­mi­zi, bun­lar­dan ba­zı­la­rı­nın ye­ni­den böy­le bir or­gan­da görev al­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni be­lirt­tik ve gö­rüş ay­rı­lık­la­rın­dan do­la­yı her­han­gi bir tas­fi­ye­ci yak­la­şım ve pra­tik­le kar­şı­laş­tı­ğı­mız­da yol­la­rı­mı­zı ayı­ra­ca­ğı­mı­zı vur­gu­la­ya­rak, de­le­ge­le­rin opor­tüniz­min ger­çek yüzünü gör­me­si için bir­li­ği de­ne­me­nin bir sa­kın­ca ta­şı­ma­ya­ca­ğı­nı söy­le­ye­rek, ay­rı­lık görüş­le­ri­mi­zi ye­ni­den göz­den ge­çi­re­rek, bir­lik süre­ci­ne bütün dev­rim­ci is­te­mi­miz­le ka­tıl­dık.

 Ama bir­lik­ten son­ra­ki süreç ter­si­ne iş­le­di. Bir­li­ğin he­men ar­dın­dan fark­lı görüş­le­rin ba­şı­nı çe­ken ve MK için teh­li­ke­li görülen yol­daş­la­ra kar­şı ayak kay­dır­ma ve tas­fi­ye ha­re­ket­le­ri baş­la­dı. Ar­dın­dan eleş­ti­ri­ler ya­sak­lan­dı ve her eleş­ti­ri ön­der­li­ği yıp­rat­mak ve ör­güt or­ta­mı­nı kir­len­dir­mek ola­rak de­ğer­len­di­ril­di. Yıl­lar­ca azın­lık ola­rak mu­ha­le­fet­te kal­mış olan­lar, MLKP’de ik­ti­da­ra ge­lin­ce iş­ler de­ğiş­ti. Çok de­mok­rat ge­çi­nen­ler tam bir des­pot ola­rak, her şe­yi ya­sak­la­dı­lar ve bas­kı al­tı­na ala­rak geçmi­şin in­ti­ka­mı­nı al­ma­ya ça­lış­tı­lar. İşe kad­ro po­li­ti­ka­sın­da opor­tüniz­mi ege­men kı­la­rak baş­la­dı­lar ve eleş­ti­ren­leri sus­tur­mak, bas­tır­mak için ye­ni bir ge­rek­çe bul­du­lar, es­ki­nin sür­dürül­me­si ye­ni süre­ce ayak uy­du­ra­ma­mak ve MLKP-K’lı­laş­ma­mak. Bo­yun eğip se­si­ni çı­kar­ma­dan bu süre­ce ayak uy­du­ran­lar ol­du­ğu gi­bi, M-L’ler MLKP-MK’nın ör­güt­te gem­le­ri el­de tut­ma­nın yo­lu ola­rak be­nim­sen­di­ği eleş­ti­ri­ci ve ba­ğım­sız ki­şi­li­ğe sa­hip, fark­lı fi­kir­le­re sa­vu­nan yol­daş­lar eh­li­leş­tir­me sal­dı­rı­la­rı­nı ka­bül­len­me­di­ler.

 MK bun­da ba­şa­rı­lı ola­ma­yın­ca ya­lan üze­ri­ne ya­lan söy­le­di. Ba­zı yol­daş­la­rı de­ği­şik alan­la­ra çek­mek için ön­ce kay­naş­ma, süre­ce ayak uy­dur­ma son­ra ih­ti­yaç ve da­ha son­ra da­ha özel gö­rev­ler ver­mek ola­rak, tek ayak üze­ri­ne beş­ta­ne ge­rek­çe ile­ri sür­dü ve bun­la­rın hiç bi­ri ger­çek­çi de­ğil­di. MLKP-MK’sı bu yol­daş­la­rı tas­fi­ye et­mek ama­cıy­la böy­le bir ge­rek­çe­nin ar­ka­sı­na giz­len­miş­ti.

Ni­te­kim yol­daş­la­rın müca­de­le­si so­nu­cu ya­lan­lar bir bir or­ta­ya çık­tı. Ay­nı işi üç yöne­ti­ci ve üçü­de üç fark­lı fi­kir­le ne ka­dar tu­tar­lı­lık için­de ol­duk­la­rı­nı or­ta­ya koy­du­lar. Ar­dın­dan bir yol­da­şın Pe­kin ka­dın kon­fe­ran­sı­na ka­tıl­mak için ön­der­li­ğin ka­ra­rı ve ona­yı ol­du­ğu hal­de bir baş­ka ön­der­lik üye­si açık­tan ya­lan söy­le­ye­rek böy­le bir ka­rar yok di­ye­bil­di.

İki­si bir ara­ya gel­di­ğin­de bu kül­li­yen ya­lan­cı­nın ya­la­nı açı­ğa çık­tı. Ama piş­ki­nin yüzü bi­le kı­zar­ma­dı. Ne­den böy­le dav­ra­nı­yor? Çün­kü bu­nun için en büyük en­gel bu yol­daş­lar­dır. Onun için bu yol­daş­la­rın bir bi­çim­de et­ki­siz kı­lın­ma­sı ve ken­di ya­kı­nı­nın öne çı­ka­rıl­ma­sı ge­re­ki­yor­du. Ha­re­ke­tin sos­ya­list ge­le­ne­ği­nin MLKP MK’sın­ca li­be­ral de­mok­ra­si ola­rak ilan edil­di­ği her şe­ye ön­der­li­ğin ka­rar ver­di­ği, ör­güt kad­ro­la­rı­nın sürü görül­düğü, kad­ro­la­ra ay­rım­cı­lı­ğın te­ori düze­yi­ne çı­ka­rıl­dı­ğı, fark­lı fi­kir­le­rin tar­tı­şıl­ma­sı­nın ya­sak­lan­dı­ğı, par­ti ila­nı­nın te­mel görüş­ler­den sa­pı­la­rak ger­çek­leş­ti­ril­di­ği bir ör­güt­ten ay­rıl­ma­ma­nın opor­tu­nizm ve çü­rüme­ye ça­nak tut­mak an­la­mı­na ge­le­ce­ği­ni ak­lı ba­şın­da olan her in­sa­nın bi­le­ce­ği ger­çek­ler­dir. Bu ba­kım­dan dev­rim­ci so­rum­lu­lu­ğu­mu­zun bir ge­re­ği ola­rak bir­lik süre­ci­ne ka­tıl­dık.

 Ama MLKP baş­ta söy­le­dik­le­ri­ne uy­gun bir pra­tik ser­gi­le­me­ye­rek, ka­rar­lar­dan sa­pa­rak klik­çi ve grup­çu bir zih­ni­yet­ten ha­re­ket ede­rek ha­re­ke­tin de­ğer­le­ri­nin sür­dürücüsü de­ğil öl­dürücüsü ol­du­ğu için yol­la­rı­mı­zı ayır­dık ve ha­re­ke­tin bü­tün ge­le­nek­le­riy­le sür­dürül­me­si­nin ne ka­dar büyük dev­rim­ci bir gö­rev ol­du­ğu­nu göre­rek, kav­ra­ya­rak ha­re­ket et­tik. İd­de­al­le­ri­miz­den uzak­laş­ma­yı görüp, bu­nu düzelt­mek için müca­de­le et­tik.

Ni­te­kim 5 ay­dır bi­ze yöne­lik MLKP’nin sür­dür­düğü iğ­renç kam­pan­ya ve sal­dı­rı­lar bun­la­rın na­sıl bir ko­nu­ma kay­dık­la­rı­nı ve sos­ya­list de­mok­ra­si­den na­sıl uzak­laş­tık­la­rı­nı gös­te­ri­yor.

Ya­lan­cı­la­rın mu­mu yat­sı­ya ka­dar bi­le yan­ma­dı
Yol­la­rı­mı­zı ayır­dı­ğı­mız­dan bu ya­na MLKP ön­der­li­ği so­ru­nu da­ha çok bi­rey­sel­leş­ti­re­rek ele al­dı ve ola­yı ka­pa­lı ka­pı­lar ar­dın­da dik­te et­tir­di­ği, ki­şi­li­ği bo­zuk olan­lar­dan al­dı­ğı ya­lan üze­rin­de yük­se­len ifa­de­ler­le, ko­mü­nist­le­ri ka­ra­la­ma­ya, yıp­rat­ma­ya ve ge­ri duy­gu­la­ra hi­tap et­me­ye ça­lış­tı. Hiç bir dev­rim­ci nor­malde ve­ri­ye da­yan­ma­yan fı­sıl­tı ga­ze­te­si yo­luy­la üze­ri­ne ye­min iç­tik­le­ri yol­daş­la­ra aşa­ğı­lık sal­dı­rı­lar­da bu­lun­du. Yol­daş­la­rın dev­rim­ci ira­de­le­ri, mü­ca­de­le­le­ri, ka­rar­lı­lık­la­rı ve ya­ra­tı­cı­lık­la­rı al­tın­da ezi­len­ler el­bet­te ya­lan üze­ri­ne po­li­ti­ka­la­rı­nı ku­ra­cak­lar­dı. “Ça­mur at izi ka­lır” bun­la­rın iz­le­di­ği çiz­gi ol­du. Ön­ce yol­daş­la­rın müca­de­le­den kaçtık­la­rı ya­la­nı­nı yay­dı­lar. Ama daha son­ra ya­lan­la­rı or­ta­ya çı­kın­ca bu id­di­ala­rı­nı sa­vu­na­maz du­ru­ma düş­tüler. Bu ya­lan faz­la tut­ma­dı­ğın­dan bu se­fer de ide­olo­jik-si­ya­sal bir ay­rı­lık yok de­di­ler. Ama bu ko­nu­da da tek bir ke­li­me söy­le­me ce­sa­re­ti için­de ol­ma­dık­la­rı gi­bi, ay­rı­lan­la­rın tek bir ki­şi ol­du­ğu kuy­ruk­lu ya­la­nı­nı yay­dı­lar. Bu na­sıl bir ki­şiy­di ki her şeyi yap­tı ve sı­fır­dan baş­la­ya­rak birçok şey­ler ya­rat­tı. 5 ay­lık bir süre­cin ar­dın­dan birçok şey­ler ya­pıl­dı. Bir ki­şi de­dik­le­ri ar­ka­daş­lar, kı­sa bir dö­nem­de na­sıl ol­du­ da her şe­yi ya­par du­ru­ma gel­di­ler.  MLKP’de sar­sın­tı baş­la­dı. Ger­çek­le­ri bil­me­yen­le­ri, ya­lan­la kan­dır­ma­ya ça­lı­şan ve hat­ta ya­sak ko­yan bir zih­ni­yet­ten dev­rim­ci­lik çı­kar ­mı?

Ya ­da ne­re­ye ka­dar ya­lan­lar­la ger­çek­ler giz­le­ne­bi­lir? So­ru­yo­ruz MLKP ta­ba­nı­na, ön­der­le­ri­niz ne­den ge­liş­me­le­ri siz­ler­den giz­le­di ve doğ­ru ol­ma­yan bil­gi­ler­le, ya­sak­lar­la siz­le­ri al­dat­ma­ya ça­lış­tı? Yüre­ğin de birazcık dev­rim­ci­lik ka­lan her bir in­san bu ya­lan­la­rın ne­den­le­ri­ni sor­gu­la­mak­la yü­küm­lü­dür. Yol­daş­la­rın­dan ve ta­ba­nın­dan ger­çek­le­ri giz­le­yen bir ön­der­lik­ten açık­lık bek­le­ne­ bi­lir­mi? Kad­ro ve ta­ba­nı­na gü­ven­me­yen bir ön­der­lik­te ide­olo­jik ve si­ya­sal sa­va­şı­ma gir­me ce­sa­re­ti göstere­ bi­lir­mi? Ha­yır.

LKP’nin ta­ba­nı ger­çek dı­şı id­di­alar­la al­da­tı­la­rak sal­dır­gan bir ko­nu­ma ge­ti­ril­di­ği gi­bi, MLKP bu id­di­ala­rı­nı mer­ke­zi ola­rak ya­yın­la­ma yü­rek­li­li­ği­ni de gös­ter­me­di. Yurt dı­şın­da  aşa­ğı­lık ve dev­rim­ci içe­rik­ten yok­sun bir bil­di­ri ya­yın­la­yan MLKP YKD’sı ya­lan­la­rı­nı bir bir sı­ra­lar­ken, bun­la­rın bel­ge­le­ri­ni ne hik­met­se ya­yın­la­ma ce­sa­re­ti­ni gös­te­re­me­di. Biz­le­rin po­lis iş­bir­lik­çi­si ol­du­ğu­nu id­dia et­ti­ler. Ama kit­le önün­de bel­ge­le­riy­le bir­lik­te tar­tış­ma­ya ça­ğır­dık kaçtı­lar. Bir yol­da­şı­mı­zın po­lis­le iş­bir­li­ği yap­tı­ğı, ajan ol­du­ğu suç­la­ma­sın­da bu­lun­du­lar. Du­ru­mu di­ğer dev­rim­ci grup­la­ra ak­tar­dık ve ajan ol­du­ğu id­di­asın­da bu­lun­duk­la­rı ar­ka­da­şı, bu akım­la­ra tes­lim et­tik. Sor­gu­lan­sın ve so­nuç­la­rı ka­mu­oyu­na ya­yın­lan­sın de­dik. Bun­dan da kaçtı­lar. Ar­dın­dan bu yol­daş­la il­gi­li id­dia edi­len yer­den, so­mut bel­ge gel­di ve ka­mu­oyu­na bu­nu ya­yın­la­dık. MLKP’den yi­ne tıs yok. Çün­kü bütünüy­le ya­lan üze­rin­de po­li­ti­ka yap­tı­ğın­dan ve ka­ri­ye­rist­le­rin ya­lan­la­rı ve de­mo­go­ji­le­ri tek tek açı­ğa çık­tık­ça da­ha çok ba­tı­yor ve kit­le­ler nez­din­de tec­rit olu­yor­lar. Bu­nun ver­miş ol­du­ğu hır­çın­lık­la ye­ni ya­lan­lar­la yo­la de­vam et­me­ye ça­lı­şı­yor­lar. Biz­le­rin MLKP’nin mal­la­rı­na el koy­du­ğu­muz ve bun­la­rın ve­ril­me­di­ği ve bun­dan do­la­yı şid­det kul­lan­dık­la­rı ya­la­nı or­ta­lı­ğı kap­la­mış du­rum­da. Hiç bir akı­mın yap­ma­dı­ğı bir şe­yi, dev­rim­ci ha­re­ke­te ye­ni bir ge­le­nek ola­rak yer­leş­tir­mek için yap­tık ve eli­miz­de ka­lan bir kaç par­ça mal­ze­me­yi di­ğer akım­la­rın bil­gi­si da­hi­lin­de opor­tünist­le­re tes­lim et­tik. Bun­lar ön­ce­den hi­zip­çi ça­lış­ma için­de ol­duk­la­rın­dan do­la­yı, bütün eş­ya­la­rı za­ten de­ne­tim­le­ri al­tın­da top­la­mış­lar­dı. Bu ba­kım­dan eli­miz­de ka­lan bir ara­ba, iki ça­ka­ral­ma­zı tes­lim et­tik. Bu ko­nu­da ta­ba­nı­mız, birçok kez düşüp kal­kan ha­re­ke­ti na­sıl ile­ri ta­şı­dıy­sak ay­nı bi­çim­de ör­gütümüzü ile­ri ta­şı­ma ka­rar­lı­lı­ğı için­de ola­cak­la­rı­nı söy­le­ye­rek, el­de kal­mış bir­kaç par­ça mal­la­rın ia­de­si­ni is­te­di­ler ve biz­ler­de bu­na uy­gun dav­ran­dık. Bu­ra­da şu­nu söy­le­mek ge­re­kir; bu eş­ya­lar MLKP’li­le­rin ba­ba­la­rı­nın mül­ki­ye­ti ol­ma­dı­ğı gi­bi, esas ola­rak biz­le­rin ya­rat­tı­ğı ve ha­re­ke­tin de­ğer­le­riy­di. Hem ha­re­ke­tin bütün de­ğer­le­rin­den kop­tu­ğu­nu açık­la­yıp ve hem de onun eş­ya­la­rı­nı kul­lan­ma­ya kal­kış­mak, ikiyüzlülükten öte bir du­rum­dur. Birçok baş­ka akımda da ay­rışma ya­şan­mış­tır. Ki­min elin­de ne kal­mış­sa o on­da kal­mış­tır. Bu­nun dı­şın­da her han­gi bir du­rum söz konusu ol­ma­mış­tır. MLKP’li­ler ki­şi­sel not­la­rı­mı­zı, ki­tap­la­rı­mı­zı, der­gi cilt­le­ri­mi­zi bi­le eş­ya­la­rı­mız­dır di­ye­rek is­te­miş­ler ve ve­ril­me­di­ğin­den sal­dı­rı­nın ge­rek­çe­si yap­mış­lar­dır. Bir dev­rim­ci­nin ki­tap­la­rı­nı, ki­şi­sel not­la­rı­nı zor­la al­ma­ya kal­kış­mak ka­dar dü­şük bir tu­tum ola­bi­lir ­mi? Bu­ra­da dev­rim­ci olan bir şey bu­lu­na­bi­lir­ mi?- Ha­yır. Bu­ra­da esas olan şey zor­ba­lı­ğa ve sal­dı­rı­ya kı­lıf ha­zır­la­mak­tır.

MLKP YDK’sı da­ğıt­tı­ğı bil­di­ri­de, dev­rim­ci ola­rak fa­şiz­me kar­şı ör­güt­le­nip sa­vaş­tı­ğı­mız süre­ce, şid­det ey­lem­le­ri­nin ve sal­dı­rı­la­rı­nın süre­ce­ği­ni açık­lı­yor­lar. Ha­ni MLKP’nin sürek­li ve sis­tem­li­lik arz eden bir sal­dı­rı po­li­ti­ka­sı yok­tu. De­mek­ki, ya­lan­la iş­le­ri gö­tür­me­ye ça­lı­şan MLKP ön­der­li­ği bat­tık­ça da­ha çok ya­la­na başvuruyor. MLKP’den ba­zı­la­rı şid­de­te kar­şı ol­duk­la­rı­nı açık­lı­yor, ba­zı­la­rı ka­fa ko­par­ma­dan dem vu­ru­yor. Bu ­na­sıl ör­güt ira­de­si­dir ki her tel­den ça­lan­lar ay­nı ip­te cam­baz­lık ya­pı­yor. MLKP ade­ta çor­ba gi­bi ka­rı­şık bir du­ru­mu­da işi­ne gel­di­ği yer­de işi­ne ge­le­ni kul­la­na­rak işi bir sü­re da­ha ida­re et­me­ye ça­lı­şı­yor. MLKP’nin pa­ra­sı­na el koy­du­ğu­muz ya­la­nı da pom­pa­lan­dı. Ama di­ğer ya­lan­lar gi­bi bu­nun­da pa­lav­ra ol­du­ğu­nu ken­di top­lan­tı­la­rın­da açık­la­dı­lar ve di­ğer akım­la­ra­ da böy­le bir id­di­ala­rı­nın ol­ma­dı­ğı­nı açık­la­dı­lar. Ar­dın­dan tek­rar ay­nı ya­la­na sa­rıl­ma­ya yö­nel­di­ler. Ne var ki bu ya­lan da pek tut­ma­dı. Ba­zı yol­daş­la­rı­mız­la il­gi­li ola­rak mü­ca­de­le­yi bı­rak­tı­lar, saf­la­rı­mız­dan at­tık, ah­lak­sız­lık yap­tı vb. gi­bi ipe sa­pa gel­mez ya­lan­la­rı ya­yar­lar­ken ade­ta ken­di ger­çek­lik­le­ri­ni res­me­di­yor­lar­dı. Bu tür­den in­san­lar bi­zim­le ol­ma­dı ama MLKP ile kim­le­rin ol­du­ğu­nu ve sal­dı­rı­la­rın ba­şı­nı çe­ken­le­rin ne ka­dar sağ­lam, inançlı ve yürek­li dev­rim­ci­ler ol­duk­la­rı­nı, sos­ya­list ah­la­ki de­ğer­le­ri ayak­ta tut­tuk­la­rı­nı biliyoruz. Dev­rim­ci­li­ği aya­ğa düşüren ve ide­olo­jik-si­ya­si müca­de­le­den öcü gi­bi kor­kan MLKP  MK’sı de­mo­go­ji ve ya­lan­la po­li­ti­ka yap­ma­ya ça­lı­şı­yor. Her şey de ol­du­ğu gi­bi, bu­ da MLKP’nin ye­ni tar­zı ol­sa ge­rek. Bu tar­zın çü­rüme ve dev­rim­ci de­ğer­ler­den uzak­laş­ma tar­zı ol­du­ğu­nu söy­le­me­ye bi­le ge­rek yok­tur.

Bi­rey­cilik, grup­çuluk ve ka­ri­ye­rizm id­di­ası
Ya­vuz hır­sı­zın ev sa­hi­bi­ni bas­tır­ma­sı mi­sa­li MLKP ön­der­le­ri ve ba­zı kad­ro­la­rı   biz­le­rin hak­kın­da  ki­şi­li­ği­miz ve pra­ti­ği­miz­le hiç bir iliş­ki­si  ol­ma­yan  id­di­alar­da bu­lu­na­rak, ça­mur ata­rak ken­di­le­ri­ni kur­tar­ma­ya ya­ da te­mi­ze çı­kar­ma­ya ça­lı­şı­yor­lar. Biz­ler ne bi­rey­ci,  grup­çu ve ne de ka­ri­ye­rist  ola­rak dav­ran­dık. Eğer du­rum öy­le ol­say­dı 1. Bir­lik Kong­re­sin­de ay­rı­lır­dık ve bu­gün­kün­den da­ha faz­la in­san­la bir­lik­te dav­ra­nır, ha­re­ket eder­dik. Eğer ka­ri­ye­rist ol­say­dık biz­le­re öne­ri­len ile­ri görev­le­ri ka­bul ede­rek ra­hat­ça dav­ra­nır­dık.Eğer ka­ri­ye­rist ol­say­dık, her şe­yiy­le ya­pıl­mış evi terk edip, bu ev­de faz­la bir kat­kı­sı ol­ma­yan­la­ra, tek bir çi­vi bi­le al­ma­dan bı­rak­maz­dık. Eğer grup­çu ol­say­dık, ha­re­ke­tin de­ğer­le­ri­nin bi­ri­le­ri­nin ka­ri­ye­riz­mi için fe­da edil­me­ye ça­lı­şıl­dı­ğı bir or­tam­da, yol­la­rı­mı­zı ayı­rır ve bil­di­ği­miz doğ­ru yol­dan çok ön­ce­den yürür­dük. Eğer ka­ri­ye­rist ol­say­dık birçok za­man­da da­ha ile­ri gö­rev­le­re öne­ri­len yol­daş­lar ola­rak bu gö­rev­le­re ta­lip ol­ma­ya­rak, sı­ra­dan bir par­ti iş­çi­si gi­bi ça­lış­maz­dık. Ama ger­çek­ten ka­ri­ye­rist olan­lar ve klik­çi olan­lar var­dı. De­le­ge­le­rin önem­li bir bölümü bun­la­rın ba­zı­la­rı­nın ön­der­lik or­ga­nın­da yer al­ma­sı­na kar­şı çık­ma­la­rı­na rağ­men ade­ta yüz­süz­lük gös­te­rip ta­ba­na say­gı­sız­lık ya­pa­rak kol­tu­ğa sa­rı­lıp onu bı­rak­ma­yan­lar­dır. Kilik­çi olan­lar sos­ya­list de­ğer­ler­den ödü ko­pan ve ona cep­he­den sal­dı­ran­lar ve her­şe­yi ken­di­le­riy­le baş­lat­ma ay­maz­lı­ğı için­de olan­lar­dır.

MLKP  ta­ba­nı­na ses­le­ni­yo­ruz; Ön­der­li­ği­niz siz­le­ri al­da­tı­yor ve ger­çek­le­ri öğ­ren­me­me­niz için ya­lan söy­lüyor. Par­ti di­sip­li­ni­ni ge­ri­ci amaç­la­rı için kul­la­nı­yor. Bu ya­lan­la­ra kan­ma­ya­rak, ger­çek­le­ri  öğ­ren­mek için ön­der­li­ği­ni­zi zor­la­yın ve çı­kan ya­yın­la­rı ala­rak in­ce­le­yin. Ya­lan per­de­le­ri­ni yır­tın ve dev­rim­ci­li­ğin ma­ya­sı olan dürüst po­li­ti­ka­ya sı­kı­ca sa­rı­lın.

Eli­ni dev­rim­ci ka­nı­na bu­la­mış le­ke­li in­san­lar­la ya­şa­mı seçme­yin.
Bu yazı Proleter Halkın Birliği, 1 Şubat 1996 yılında yayınlanmıştır. Geçmiş süreci anlamak adına belge niteliği taşıdığı için yeniden yayınlıyoruz. 

Hiç yorum yok: