25 Nisan 2012 Çarşamba

Yaşasın işçinin ve emekçinin bayramı 1 Mayıs!

Sömürü ve zulme dur demek için; Yaşasın 1 Mayıs!

Amerikan proletaryasının 1886 yılında 8 saatlik iş günü ve insanca yaşam hedefli isyan ateşi burjuvazinin acımasız baskı ve zulmüyle karşılandı. Daha iyi bir dünya ve insanca yaşam için ayağa kalkan işçilerin sesi tüm dünyada yankı buldu.1889 yılında işçi hareketinin önderi Enternasyonalce ı mayıs, kurşunlanarak katledilen işçiler ve idam edilen devrimci sendikaların anısına işçi sınıfının birlik dayanışma ve mücadele günü olarak kabul edildi.

Yüz yılı aşkındır dünyanın dört bir yanında ı mayıs işçiler ve emekçilerce, sömürüye, zulme ve ayrımcılığa karşı, birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak kutlana geldi. İşçi ve emekçi yığınların sınıf bilincini ve dayanışmasını, sermaye ve faşizme karşı açıktan eşit, özgür ve sömürüsüz bir dünya özleminin çağrısını ifade eden 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı, her daima emperyalistlerin ve işbirlikçi faşist gerici egemen sınıfların korkusu olmuştur.

İşçi ve emekçi yığınların örgütlenip - birleşip kendi iktidarları için mücadeleye atılmalarından korkuya kapılan sömürücü egemen sınıflar, 1 Mayısları yasaklamışlar ya da emekçilerin gösterilerini kan ve zulümle bastırarak korku gününe dönüştürmeye çalışmışlardır. Neki tüm faşist-gerici baskı ve yasaklamalara rağmen dünyanın dört bir yanında 1 Mayıslar işçi ve emekçi yığınların, eşitlik, özgürlük ve demokrasiyi geliştirme ve başarma bayramı olarak kutlanmıştır. Her ülkenin somut politik ve örgütlülük düzey ve koşullarına göre kutlanan 1 Mayıslar zorlu ve ısrarlı mücadeleler sonucu egemen sınıflara 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı olarak kabul ettirilmiş ve tatil günü ilan edilmiştir.

Devrimci ve sosyalistlerin inatçı ve ısrarlı mücadeleleri sayesinde 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı tüm engel ve yasakları aşarak, fabrikalarda, sokaklarda, okullarda, köylerde ve alanlarda kitlesel olarak kutlanması sağlanmış ve burjuvazinin bir katliam ve korku günü haline getirme planları bozulmuştur. Bir kaç ülke hariç bütün dünya ülkelerinde 1 Mayıs resmi tatil günü olarak kabul edilmiştir. Elbette egemen sınıflar boş durmayarak, 1 Mayıs’ın emeğin sermayeye karşı mücadele günü olarak kutlanmasını engellemek için, sistem içine çekerek onun devrimci özünü boşaltılmaya, işçilerle, emekçilerle, burjuvaziyi ve devleti uzlaştırmaya,"herkesi bayramı"na dönüştürmeye çalışmıştır.

İşçi, emekçi ve devrimci hareketin geriye düştüğü; sendikal hareketin güç kaybettiği koşullarda, egemen sınıflar sınıf işbirlikçisi sarı sendikaları da yanlarına alarak, emeğin sermayeye karşı mücadele günü olan 1 Mayıs kavga gününü bir eğlence gününe dönüştürmeye ve emekçi olarak burjuvazi, aynı gemiye bindirmeye çalışmıştır. Bugün dünyanın birçok ülkesinde 1 Mayıs’ın devrimci içeriği boşaltılarak resmigeçit haline getirilerek sıradan bir tatil gününe dönüştürülerek, işçi ve emekçi yığınların burjuva devletine ve sömürücü-zulümler egemen sınıflara karşı devrim ve sosyalizm mücadelesiyle kurtuluşlarının mümkün olacağı bilinci edinmeleri darbelenmiş-engellenmiştir.

1 Mayıs kutlamaları dünyada olduğu gibi Türkiye’de Osmanlıdan bu yana yüzyılı geçkindir öyle ya da böyle yaşatıla geldi. Başta İstanbul olmak üzere birçok yerde işçiler 1 Mayıs işçi bayramını sömürü ve baskıya karşı mücadele günü olarak kutladılar. 1920’lerde ise emperyalist işgale karşı direniş günü olarak kutlanan 1 Mayıs işçi bayramı Kemalist cumhuriyetin ilanının ardından 1924 yılından itibaren yasaklanan, işçi ve emekçi yığınların bilincinden silinmeye çalışılan 1 Mayıs daha sonraki yıllarda kırlarda piknik yapılan “bahar bayramı” olarak kutlanmaya çalışıldı.

Türkiye’de 1 Mayıslar her dönem işçi ve emekçilerle, işbirlikçi tekelci burjuvazi ve büyük toprak sahiplerinin devleti arasında bilek güreşine dönüşmüştür. Uzun yıllar işçi ve emekçi yığınların örgütlenme, grev ve direniş yapma haklarını yok sayan ve yasaklayan faşist diktatörlük, 1 Mayıs işçi bayramını, “komünistlerin devlete karşı isyan günü” olarak görüp-göstererek yasaklamış ve bayramı kutlamaya ve yasaklamaya karşı çıkanlara polis-jandarma ile saldırıp, zindanlara kapatmıştır. Yığın savaşımının gelişimine bağlı olarak 1976 yılından, parçalayarak kitlesellik eylemlerle kutlanmaya başlandı.

1977 Taksim 1 Mayıs’ına 500 bin işçi ve emekçinin katılmasına kont-gerillanın katliamı ile yanıt veren ve emekçileri korku kumpası içine sokmaya çalışan faşist diktatörlük 1 Mayısları adım adım yasakladı ve 12 Eylül faşist darbesiyle yeniden ortadan kaldırıldı. 1986-87 yıllarında kitle mücadelesinin yeniden canlanıp, ileriye akmasıyla önce kapalı salonlarda ve ardından olanlara-sokaklara çıkarak 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı mücadele günü olarak kutlanmaya başladık.

1 Mayıs’ın yasallaştırılması ve Taksim’in 1 Mayıs kutlamalarına açılması için devrimciler ve emekçiler zorlu bir mücadele içine girdiler ve nihayetinde direniş sonucu AKP hükümeti 2011 yılında hem 1 Mayıs’ı işçi bayramı günü olarak kabul etti ve hem 1 Mayıs Taksim alanı 1 Mayıs kutlamalarına açıldı. 2012-1 Mayıs; faşist baskı, zulüm, tutuklama terörü, sömürü, işten atma, güvencesiz çalışma, eğitimin-sağlığın paralı hale getirildiği, kadınların sokaklarda katledildiği, Kürt ulusunun ulusal ve demokratik istemlerinin kan ve zindanla bastırılmaya çalışıldığı, işçilerin, emekçilerin, örgütlenme ve politik eylem haklarının yok sayıldığı, Ortadoğu’da ABD emperyalizminin çıkarları için savaş tam-tamlarının çalındığı, örgütlenip, direnenlerin zindanlarla susturulmaya çalışıldığı, koşullarda karşılıyoruz-faşist-dinci gericiliğin sömürü, zulüm yasak ve teslimiyet, dayatmalarını püskürtmek için her yerde 1 Mayıs alanlarına çıkalı. 

Yaşasın 1 Mayıs işçi bayramı!

KOMÜNİST PARTİ - İNŞA ÖRGÜTÜ