23 Ocak 2014 Perşembe

Feda ruhu örneğinin timsali Ali Haydar Yıldız

Halkımızın gözü pek, mücadelede kararlı, fedakar, gözde evlatlarından bir çoğu, 1971-12 Mart faşizmine karşı göğüslerini siper ettiler. Vuruldular, düştüler. Ancak boyun eğmediler. Kanlarının son damlasına kadar direndiler. Halka bağlılığın, devrime olan sarsılmaz inancın timsali olan Ali Haydar yoldaşın mücadeleci ruhunu katledilmesinin 41. yılında örnek alıyor, devrimci anısını saygıyla selamlıyoruz.

Direnişin adı ilk idam şehidimiz Ali Aktaş

Kavgamızın ele avuca sığmaz düşmanın korktuğu, yoldaşların ve dostların güven duyduğu militanlığın  en ileri örneklerinden olan Ali Aktaş yoldaş seni anlatacağız. Faşist Türkeşin İskenderun’a sokulmasını barikatların kurucusu ve yöne­ti­ci­si ko­mu­tan yol­daş. Se­ni an­la­taca­ğız iş­ken­ce­de “gık bi­le” de­me­yen ve düş­ma­nı dize ge­ti­ren sev­gi­li Ali yoldaş . Se­ni an­la­ta­ca­ğızm, tüm hey­be­tin­le “bu düzen yı­kıl­sın di­ye vaz­ge­çi­yoruz ya­şa­mak­tan” di­yen, dev­ri­min ön­cü ne­fe­ri ve se­ni an­lata­ca­ğız adı­nı koy­du­ğu­muz ço­cuk­la­ra ve dev­rim için ken­di­ni fe­da et­me­ye ha­zır olun genç, yaş­lı yol­daş­la­ra. Se­nin gi­bi so­nu­na ka­dar di­ren­mek ve ölümü güle­rek ku­cak­la­mak için her şe­ye ha­zır ol­ma­la­rı­nı söy­le­ye­rek.

23 Ocak 1983 yılında faşist cunta tarafından  intikam içinidam edilen Ali Ak­taş yol­daş Ha­tay’ın İs­ken­de­run il­çe­si Ka­ra­ağaç Be­le­di­ye­si’nden 1957 yılınsa Arap mil­li­ye­tin­den, yok­sul bir köy­lü ço­cu­ğu ola­rak dün­ya­ya gel­di. İl­ko­ku­lu Ka­raağaç’ta bi­tir­di. Or­ta­oku­lu İs­ken­de­run’da ta­mam­la­dı. Or­ta­okul­dan son­ra İs­ken­de­run Li­se­si’ne gir­di. Kı­sa süre­de İs­ken­de­run Li­se­si’nde müca­de­le­ci­li­ğiy­le öne çık­tı. Komünist ha­re­ket­le iliş­ki­ye geçti. Öğ­ren­ci­le­ri si­vil ve ge­ri­ci fa­şist güç­le­re kar­şı, da­ha ör­güt­lü kı­la­bilmek için, on­la­rı ör­güt­le­yip müca­de­le­ye se­fer­ber et­me­de bir ön­cü ola­rak Li­se-De­’ri  kur­du.

Ali yoldaş, İs­ken­de­run Li­se­si si­vil fa­şist­le­rin de­ne­ti­min­de ol­ma­sı­na rağ­men, çok kısa süre­de ak­tif karar­lı ve mi­li­tan tu­tu­muy­la orayı ko­münist ha­re­ke­tin ka­le­si ve fa­şist­le­rin kor­ku­lu rüya­sı ha­li­ne ge­tir­di. Bir çok MHP’li fa­şist oku­lu ter­ket­mek zo­run­da kal­dı. İs­ken­de­run Li­se­si dev­rim­ci­le­rin ka­le­si ol­muş­sa, o dönem­ler­de Ali Ak­taş’ın ak­tif müca­de­le­si ve mi­li­tan ön­der­li­ği sa­ye­sin­de ol­muş­tur. Gençlik fa­ali­yet­le­rinin ak­tif yöne­ti­ci­le­rin­den olan Ali Ak­taş, TKP/ML Ha­reke­ti’nin okul dı­şın­da da ak­tif fa­li­yet­le­ri­ne ka­tı­lan bir par­ti iş­çi­siy­di. Fab­ri­ka­lar­dan, semt­le­re ve ha­ya­tın her ala­nın­da Ali’nin ak­tif­li­ği­ni, müca­de­le­ci­liği­ni gör­mek zor­ de­ğil­di. Genç yaş­ta hız­lı bir şe­kil­de ge­li­şen Ali Ak­taş yol­daş, pratik iş­le­ri­ni yürüt­mede öne geçti. Pra­tik­de­ki can­lı ve atak­lı­ğıy­la da göze ba­tı­yor­du. ‹s­ken­de­run’da­ki bir çok ey­lem­de Ali Ataş’ın ön­der­li­ği var­dır. Ön­derlik et­me­de yol­daş­la­rı­na yol gös­te­ri­ci­lik­te ­de o bir mi­litan­dı. Eş­siz bir komu­tandı.

O her alan­da başarılı bir mi­li­tan­dı. Okul ça­lış­ma­sı, fab­ri­ka, semt, der­ken as­ke­ri ça­lış­ma­la­rın­da da ken­di­si­ni ka­nıt­la­yan Ali Ataş yol­daş, 79 ka­mu­laş­tır­ma ey­le­mi­ni yöne­tir ve or­ga­ni­ze eder. Düş­ma­nın ey­le­mi far­ket­me­si so­nu­cu te­şebbüs aşa­ma­sın­day­ken ça­tış­ma­ya gi­ri­lir. Bu ça­tış­ma­da bir yol­da­şı­nın kaçma­sı­nı sağ­lar. Son mer­mi­si­ne ka­dar ça­tı­şır. Mer­mi­si bi­tin­ce si­la­hı­nı par­ça­la­yıp de­ni­ze atar, düş­ma­na de­lil bı­rak­ma­mak için. Ali yol­daş­la bir­lik­te iki yol­da­şı da­ha ya­ka­la­nır.İş­ken­ce­de en cid­di sı­na­vı­nı bu ya­ka­lan­ma­da ve­rir ve iş­ken­ce­ha­ne­ler­de beş gün bo­yun­ca ko­nuş­maz.

Düş­man­la ça­tış­ma­da ya­ka­lan­ma­sı­na rağ­men, ne ey­le­mi ne­ de ça­tış­ma­yı Ali yol­daş ka­bul et­mez. İfa­de ver­me­den mah­ke­me­ye çı­kar. Ali yol­da­şın üze­ri­ne hiç bir ifa­de ol­ma­ma­sı­na rağ­men içer­de tu­tu­lur. Beş ay yat­tık­tan son­ra tek­rar­dan mü­ca­de­le­nin or­ta­sın­da ve sı­cak­lı­ğın­da ken­di­si­ni bu­lur. Du­rak­la­ma­dan müca­de­le bay­ra­ğı­nı dev­ra­lıp müca­de­le­ye dört el­le da­ha sı­kı­ca sa­rı­lır. 79 Ey­lül’ün­de MHP’nin li­de­ri fa­şist Tür­keş’in İs­ken­de­run’da ko­nuş­ma ya­pa­ca­ğı­nı öğ­re­nen Ali yol­daş, yol­daş­la­rı­nı to­par­la­ya­rak, Türkeş’in İs­ken­de­run’a so­kul­ma­ma­sı ey­le­mi­ni ör­güt­ler. Di­ğer dev­rim­ci ör­güt­ler­le de an­la­şır, iş eylemin kit­le­ye ma­le­dil­me­si­ne ge­lir. Ge­ce gün­düz aji­tas­yon, pro­pa­gan­da fa­ali­yet­le­ri­ni yürütür. 25 Ey­lül’de ya­zı­la­ma­da bir ekip ara­ba­sıy­la kar­şı­la­şır. Ekip ara­ba­sı­nı tek ba­şı­na tes­lim alır. Po­lis­le­rin yal­varıp ya­karması­na, ikin­ci bir ekip ara­ba­sı gel­mez. Ali yol­daş si­la­hın te­ti­ği­ne ba­sar an­cak si­la­hı aziz­lik ya­pıp pat­la­maz. Ali yol­daş so­ğuk kan­lı­lı­ğı­nı ko­ru­ya­rak hız­la olay ye­rin­den uzak­la­şır. O es­na­da po­lis­le­rin ateş aç­ma­sı so­nu­cu Ali yol­daş ha­fif bir şe­kil­de ya­ra­la­nır. Ya­ra­lı ol­ma­sı­na rağ­men 26 Ey­lül günü ağ­zı sal­ya­lı fa­şist Tür­keş’i İs­ken­de­run’a sok­maz. Düş­man güç­le­rin pan­ze­ri­ne, tan­kı­na her tür­lü si­la­hı­na kar­şı yol­daş­la­rı­nı iyi bir şe­kil­de mo­ti­ve ede­rek kar­şı ko­ya­rak ba­ri­kat sa­va­şı­nın ve so­kak sa­va­şı­nın des­ta­nı­nı ya­zar. Da­ha faz­la ka­yıp  ve­ril­me­si­ni ön­ler. 26 Ey­lül’ün­de di­şe diş müca­de­le­de de­ğer­li de­mir çe­lik iş­çi yol­da­şı­mız, Er­de­ner Be­ğen yol­da­şı ba­ri­kat ba­şın­da kay­bet­tik. Be­şe ya­kın yol­da­şaımız­ da bu ey­lem­de ha­fif şe­kil­de ya­ra­lan­dı ve düş­ma­na büyük za­rar ver­di.

Ağ­zı sal­ya­lı fa­şist Tür­keş İs­ken­de­run’a so­kul­ma­ma ka­rar­lı­lı­ğı­nı gös­te­re­rek, 26 Ey­lül di­re­niş günü ola­rak dil­den di­le do­la­şıp dur­du. Bun­dan da en büyük pay hiç şüphe­siz ki, de­ğer­li ko­mu­tan Ali yol­da­şın­dı. Ali Ak­taş yol­daş, bir çok kit­le ey­le­mi ör­güt­ledi ve bu müca­de­le­nin en ön saf­la­rın­da yürüdü ve örgüt­le­yi­ci­si ol­du. 27 Ey­lül günü, 26 Ey­lül de ba­ri­ka­tın en önün­de öldürülen Erdener Beğen yol­da­şı­nın kit­le­sel bir şe­kil­de ve gör­kem­li bir ce­na­ze töre­ni ya­pa­rak kal­dı­ran yi­ne ko­mu­tan­dı. Ali yol­da­şın adı­nı du­yan düş­man ür­per­me­ye baş­la­mış­tı. Ali yol­da­şı an­lat­mak için bir ro­man sa­tır­la­rıy­la be­tim­le­mek müm­kün de­ğil. Ka­rar­lı­lığı, atak­lı­ğı, müca­de­le­ci­li­ği, gözüpek­li­ği, al­çak gönülülüğü ve yol­daş­lık iliş­ki­le­ri­ni hep on­dan öğ­rendik.

 1980 12 Ha­zi­nan günü, 15 Ha­zi­ran iş­çi ey­lem­le­ri­nin ön ha­zır­lı­ğı­nı yap­mak ve iş­çi yol­daş­la­rın top­lan­tı­sı var­dı. Ali yol­daş­ da bu top­lan­tı­nın güven­li­ği­ni sağ­lı­yor­du. Top­lan­tı­ya öğ­le­den son­ra, fa­şist­le­rin örgüt­lü bir şe­kil­de si­lah­lı saldı­rı­sıy­la kar­şı kar­şı­ya gel­di­ğin­de, so­ğuk kan­lı­lı­ğını elin­den bı­rak­ma­dan uygun bir şe­kil­de ateş ala­nın dı­şın­da tu­ta­rak, kar­şı sal­dı­rı­ya ge­çe­rek fa­şist güç­le­ri püs­kürt­tü. Püs­kürt­me­den son­ra yak­la­şık 2 sa­at o çev­re­de bu­lu­nan ev­ler tek tek ge­ril­la­la­rı­mız ta­ra­fın­dan ara­na­rak bir kı­sım faşist­le­rin el­le­rin­de­ki si­lah­la­ra el ko­nu­lur ve yoldaş­la­rıy­la bir­lik­te uy­gun bir şe­kil­de ge­ri çe­ki­lir.

Güven­li­ği sağ­la­yan as­ke­ri görev­li­ler­den olan Ali Ka­ya Yıl­dız‘ın gel­me­di­ği or­ta­ya çı­kın­ca tek­rar­dan bir grup si­lah­lı yol­daş­la yol­da­şı­nı ara­ma­ya çı­kar. Gül­te­pe’nin çı­kı­şın­da fa­şist­le­rin yoğun ol­du­ğu bir bölge­de si­lah­lı sal­dı­rı­ya uğrar. Anın­da kar­şı­lık ver­me­si so­nu­cu da­ha faz­la ka­yıp ve­ril­me­si en­gel­le­nir. Ali yol­da­şın ate­şi so­nu­cu fa­şist ol­du­ğu yer­de ölür. Ali yol­daş ya­ra­lı ola­rak, ya­nın­da­ki yol­da­şı­nın omu­zun­dan tu­tu­na­rak uzak­la­şır. Cid­di bir şe­kil­de kan kay­be­den Ali yol­daş, im­kan­sız­lık­lar­dan ve ar­ka­daş­ları­nın tec­rübe­siz­li­ği so­nucu bir yol­daş­la bir ara­ca bin­di­ri­le­rek has­ta­na­ye götürülüp bı­ra­kı­lır.

Yol­daş has­ta­ne­de düş­ma­nın eli­ne ge­çer. Ali yol­daş bu­ra­da en bü­yük iş­ken­ce sı­na­vı­nı ve­rir. “Ey­lem­de ken­di­si­nin ol­ma­dı­ğı­nı ve bu ko­nu­da ifa­de ve­re­me­ye­ce­ği­ni” söy­le­ye­rek kes­ti­rip atar.

12 Ey­lül son­ra­sın­da cun­ta Ali Ak­taş yol­da­şı tek­rar iş­ken­ce­ye alır. Bu de­fa 3 ay bo­yun­ca işken­ce ya­par­lar ve her tür­lü iş­ken­ce me­tot­la­rı­nı Ali Aktaş yol­da­şın üze­rin­de de­ne­di­ler. Ama na­fi­le onun bi­le­ği­ni büke­mi­yor­du iş­ken­ce­ci­ler. Ve so­nun­da Ali yol­da­şın önün­de iş­ken­ce­ci­ler diz çö­ke­rek tes­lim olur­lar. İş­ken­ce­ye düşen­le­re Ali yol­daş di­ren­me ru­hu ver­di­ği ge­rek­çe­siy­le onu tek­rar­dan Akçay As­ke­ri Ce­za­evi’ne sev­ke­der­ler.

Ak­çay As­ke­ri Ce­za­evi’nde en ön­de­dir yi­ne Ali yol­daş. Bir dev­rim­ci­yi iş­ken­ce­ye al­ma­ya gel­dik­le­rin­de ba­ri­kat ku­rul­ma­sı ko­nu­sun­da di­ğer ör­güt­le­ri ik­na eder ve bir haf­ta bo­yun­ca düş­man ko­ğuş­la­ra gi­re­mez. Da­ha son­ra ko­ğuş­la­ra gi­rer ve di­ğer in­san­la­rın tu­tar­sız­lı­ğın­dan do­la­yı bir kı­sım ön­der in­san­la­rı baş­ka ce­za­ev­le­ri­ne sevk eder­ler. Bun­la­rın ara­sın­da Ali Ak­taş yol­daş­ta var­dı. Ali yol­daş Adı­ya­man Ce­za­evi’ne sür­gün edi­lir. Adı­ya­man’da da di­re­ni­şin önün­de­dir Ali. Tek tip el­bi­se, İs­tiklal Mar­şı söy­let­me­ye zor­la­ma yön­lü sal­dı­rı­la­ra Kay­pak­ka­ya­ca di­re­niş­le kar­şı­lık ve­ren Ali Ak­taş yol­daş, fa­şist cun­ta­nın ka­ra­rıy­la ve di­rek­ti­fiy­le ida­ma mah­kum edi­lir. Hiç bir mad­di de­lil ol­ma­dı­ğı hal­de fa­şist dik­ta­tör­lük Ali Ak­taş gi­bi yürek­li bir ko­mü­nist sa­vaş­çı­dan kur­tul­mak is­ter ve onun için idam et­me ta­li­ma­tı­nı ve­rir­ler. Adı­ya­man Ce­za­evi’nden Ada­na Ce­za­evi’ne ge­ti­ri­len Ali yol­daş, bu­ra­da da di­re­ni­şin ön­der­le­rin­den­dir.

Çün­kü o müca­de­le için­de yo­rul­muş ve dev­rim­den baş­ka hiç bir şey düşün­me­yen yürek­li bir par­ti­zan­dı. 23 Ocak 1983’te da­ra­ğa­cı­na götürülür­ken, Ada­na zin­da­nı­nı slo­gan­la­rıy­la uyan­dı­ran ve sa­vaş­çı­la­rı kav­ga­ya, di­re­ni­şe ça­ğı­ran söz­le­riy­le ba­şı dik ve alnı açık idam kür­süsüne yönel­di ve düş­ma­nın yüzüne şa­mar ola­rak “ ya­şasın TKP-ML Ha­re­ke­ti” şi­arı in­di ve mil­yon­la­rın öz­le­mi­ni ve onun ön­cüsüne ya­şa­mı­nı fe­da ede­rek hay­kır­dı. Çu­ku­ro­va Ali’nin di­re­niş­çi ve sa­vaş­çı ge­le­ne­ği­ni bütün zor­luk­la­ra ve iha­net­le­re rağ­men sür­dürüyor. Dev­rim, Ali gibi komünist­lerin üzerin­de zafere taşınacak­tır ve dev­rimimizin yeni Ali’ler­le bütün çir­kin­lik­leri bir yana iterek daha da  güzelleşecek­tir. İdam edilişinin 31. yıl dönümünde Ali Aktaş yoldaşın anısına bağlı kalacağımıza söz veriyor.