7 Nisan 2013 Pazar

Ali Ekber ve Mustafa Tepeli yoldaşları anıyoruz!

Fiziki olarak aramızdan ayrılmalarına rağmen, erdemleriyle ve yaratıkları değerlerle her günkü mücadelemizde yaşayan şehitleri anmak, ancak onların uğruna öldükleri idealleri yaşatmakla olanaklıdır. Bunun yolu da, onlardan öğrenerek onlardan daha iyi birere savaşçı olmak ve kavgayı milyonlarca kadın-erkek işçi-emekçinin ve gençliğin ortak ideali kılabilmekten geçer. Her günkü çabalarla zafere bir daha yaklaşmak, onları ölümsüzleştirmenin adıdır. Bugün şehitleri anmak, sadece onlara methiyeler dizmekle değil, her günkü somut, alı, elle tutulur bir pratikle olanaklıdır. Şehitleri anmak, Onları her gün yaşatabilmek, Onların uğruna şehit düştükleri davaya sıkıca sarılmak, Onların erdemleriyle donanarak, mücadeleye daha sıkıca sarılmakla bağlıdır.

Yıl 1981 Nisan ayı. Faşist cuntanın emekçilerin üzerine bir karabasan gibi çöktüğü ve kitlesel tutuklamaların alıp başını gittiği, işkencelerin ayyuka çıktığı bir dönemde K. Maraş polisince gözaltına alındı ve günlerce süren ağır işkenceler sonucu Ali Ekber yürek yoldaşı ölümsüzlüğe uğurladık. Ali Ekber yürek yoldaş yaşamını devrim ve sosyalizme adamış TKP/ML Hareketi’nin bölge sorumluluğunu üstlenmiş, cesaretli, mütevazı ve yiğit bir militandı. 12 Eylül darbesinin ardından dağılan örgütü toparlamak ve cuntaya karşı direnişi örgütlemek için Maraş ve ilçelerinde devrimci çalışmaları organize edip, yıkılan örgütleri yeniden kurarak, inatla ve ısrarla devrimci mücadeleyi ileriye taşımaya çalışıyoruz.

Tamda zorlu süreçti gözaltına alındı ve düşmanın dayatmalarını, istemlerini kabul etmediği için kum torbalarıyla iç organları ezildi, sopalarla kolu kırıldı, her tarafı yara bere içinde daha fazla işkenceye dayanamayarak yüzlerce devrimci gibi inançları uğruna ölümü gülerek kucakladı.  Ali Ekber yoldaşın katledilmesinin baş sorumlularından olan dönemin sıkıyönetim komutanı  Yusuf Haznedaroğlu  hakkında her hangi bir soruşturma açılmayarak, işkencecilerden hesap soracağını söyleyen  AKP’nin söylemlerinin ne kadar gerçek dışı olduğu bir kez daha görülü.

Yıl 1983-8 Nisan ayı. Yer Ankara Gülhane hastanesi. Ağır işkenceler sonucu fenalaşarak devrimci tutsakların zorlaması sonucu zoraki hastaneye  kaldırılan ve ameliyat  edilen  Mustafa Tepeli yoldaşın vücudu,  bu zorlukları daha fazla dayanamadı  ve gözlerini yaşama kapadı.

Muş’un Varto ilçesi Omcalı köyünde Kürt bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Mustafa Tepeli yoldaş genç  yaşında Komünist Parti-İnşa Örgütü’müzün önceli TKP/ML Hareket ile tanıştı ve yaşama gözlerini kapatana kadar, örgütün bir militanı olarak devriye ve sosyalizme inancını korudu. İstanbul da işçi sınıfı için sorumluluklar üstlenen ve çalışmaları geliştirmek için gecesini-gündüzüne kadar sıcak-demeden, düzensiz beslenerek fedakârlık ruhuyla çalıştı.

Düzensiz beslenme ve inşaatlar da geceleme bunun getirmiş olduğu üşütme vb. yoldaşı siroz hastalığına yakalanmasına neden oldu. Olanaksızlıklar nedeniyle yoldaşın tedavisi geciktirildi. Aynı zamanda fedakârlığı ve mütevazılıği nedeniyle örgüte yük olmak istemeyen bir tutum içinde oldu. Tamda bu hastalığın ilerlediği dönemde 1982 yılında İstanbul da örgütümüze yönelik bir operasyon nedeniyle gözaltına alındı ve hastalığı bilinmesine rağmen ağır işkenceler maruz kaldı.

Ağır  işkenceler sonucu ağırlaşan ve kanam geçiren Mustafa yoldaş hastaneye kaldırıldı ve adından DGM’ce tutuklanarak Sultanahmet zindanına kapatıldı. Yoldaşın hemen ameliyat olması gerekirken, Sultanahmet zindan yöneticiler keyfi davranarak 6 ay yoldaşın hastaneye sevkini engellediler. Devrimci tutsakların zorlaması sonucu gecikerek Ankara’ya sevk edilen Mustafa Tepe’li yoldaş işkencede katledilemedi ama ölümcül hastalıkla baş başa bırakarak 8 Nisan 1983 yılında ölümsüzler ordusuna katıldı.

Ali Ekber ve Mustafa yoldaşlar militan, boyun eğmez ve özverili çalışmalarıyla, devrim ve sosyalizm kavgasına son neferlerine kadar omuz verdiler. Anıları önünde saygıyla eğiliyor ve ideallerini kavgamızda yaşatacağız.

Hiç yorum yok: