18 Ekim 2018 Perşembe

Davaya adanmışlığın timsali ölüm orucu şehidi Ali Ekber Barış yoldaş ölümsüzdür!

"Yolun düşerse kıyıya bir gün ve maviliklerini enginin seyre dalarsan, dalgalara göğüs germiş olanları hatırla, selamla, yüreğin sevgi dolu çünkü onlar fırtınayla çarpıştılar eşit olmayan savaşta ve dipsizliğinde enginin yitip gitmeden sana liman gösterdiler uzakta?"
Faşist diktatörlüğünün, dışarıyı - içeriyi F tipi cezaevine çevirerek devrimci halk muhalefetini ezip dağıtmak için 19 Aralık 2000 tarihinde 20 cezaevine yönelik kanlı katliamını yaparak, içeride, dışarıda emekçileri ve devrimcilere gözdağı vermeyi ve zindanları teslim alarak, ihanet yuvaları haline getirmeyi amaçladı. Ne ki faşist diktatörlüğün bu kanlı katliamlarına ve zindanları teslim alarak ihanet yuvalarına dönüştürme planlarına karşı devrimci ve komünist tutsaklar, SAĞ ve büyük Ölüm Orucu eylemiyle yanıt verdiler.

İşçi ve sınıfı ve emekçi yığınların öncüsü devrimci ve komünistleri teslim alarak toplumu da teslim almayı hedefleyen, F tipi hücre saldırılarına karşı mücadele bir yandan faşist diktatörlüğün topyekûn zindanları teslim alma ve Mamaklaştırma - Diyarbakırlaştırma saldırısına cepheden duruş iken, öte yandan devrimci hareket içinde yeni bir saflaşmanın muştusuydu aynı zamanda. Hatırlanacağı üzere, 19 Aralık 2000 operasyonu bizzat MGK'nın kararıyla Genelkurmayın inisiyatifinde gerçekleştirilmiş; çok yönlü ve kapsamlı bir faşist saldırıydı. Bu çok yönlü ve kapsamlı saldırıyı geri püskürtmek ve zindanların ihanet ve teslimiyet yuvaları olmasını darbelemek, etkisiz hale getirmek topyekûn kararlı ve dirençli bir devrimci direnişi zorunlu ve gerekli kılıyordu. Faşist diktatörlüğün 19 Aralık 2000 cezaevleri operasyonuyla zindanlarda yeni bir dönem açılmıştı. Özgürlük tutsakları ya saldırılara karşı topyekûn direnecek ya da düşmana teslim olunacaktı.

Nitekim 19 Aralık 2000 cezaevleri faşist operasyonun ardında devrimci ve komünist tutsaklar kararlı bir devrimci direniş örerek faşist diktatörlüğün zindanları teslim alarak ihanet yuvalarına dönüştürme planlarını karşı durdular.19 Aralık operasyonuna karşı devrimcilerin kararlı direnişi ve bu direnişin F tipi hücre cezaevlerinde de artarak sürmesi, SAG ve Ölüm Orucu eyleminin görülmemiş cesaret ve coşkuyla devam etmesi ve yüzlerce devrimcinin bedenlerini ölüme korkusuzca yatırması ve birer birer ölümü gülerek kucaklamaları, yüzlercesinin gazi olması, dünya ve Türkiye devrim tarihinin sayfasına büyük başlıklı altın harflerle; büyük ölüm orucu direnişi olarak yazıldı. Bu soylu ve onurlu büyük ölüm orucu yürüyüşünde örgütümüz KP-İÖ’de ikircimsizce yerini aldı. Faşist diktatörlüğün topyekûn teslim alma saldırısına karşı SAG ve ardında seçilmiş yoldaşlarla Ölüm Orucu eylemini katıldı ve bu zorlu mücadeleye gücü ve olanakları ölçüsünde katkı sunmaya ve faşist saldırı ve teslimiyeti geri püskürtmeye çalıştı.

Ölüm Orucu eylemine gönüllü ve seçilmiş yoldaşlardan iki grup olarak katılan örgütümüz, eylemi sonuna kadar taşıdı ve üzerine düşen görevleri en iyi bir şekilde yerine getirmeye çalıştı.

Nitekim, bu soylu Ölüm Orucu yürüyüşümüzün ikinci ekibinde görev üstlenen Ali Ekber Barış yoldaşı 18 Ekim 2002 tarihinde şehitler ordusuna kattık. Onlarca ölüm orucu savaşçısı gibi KP-İÖ'nün bir militanı olarak Ölüm Orucu eylemine devrimci coşku ve inançla katılan, aldığı büyük görevin bilincinde olarak büyük bir sorumluluk duygusu içinde hareket eden Ali Ekber yoldaş, her zaman olduğu gibi yine devrimin bir işçisi olarak başladığı işi sonuna kadar götürerek ölüm orucunda ölümü kucaklayarak kızıl sancağı lekesizce yoldaşlarına devretmesini bildi.

Ali Ekber yoldaş, ölüm orucu eyleminin bir yerde devrimci militanlar için gerçekten denenme ve sınanma alanı olduğunun tamamen bilincindeydi. Çok laf edip ama devrimci görevlerin büyüklüğü karşısında küçülen kişilikleri yakından tanıyan Ali Ekber yoldaş, yoldaşlarına bırakmış olduğu vasiyetinde de bu sahte ve çifte kişilikli kişilere dikkat edilmesini salık veriyordu.

Büyük ölüm orucu direnişinin sıra neferi olarak kavgaya tutuşan ve bedenini ölüme yatıran Ali Ekber yoldaş, sessiz, sakin ama büyük bir inanç ve tutkuyla bağlı olduğu devrime ve örgütüne karşı sorumluluklarının bilinci içinde hareket etti. İnşanın ve başka örgütlerin saflarında bulunan bazı insanların ölüm orucu eyleminde ölümün soğuk yüzüyle karşılaştıklarında nasıl geriye savrulduklarına ve yoldaşlarına, davalarına ihanet etiklerine yakınen tanıklık etti. Ama genç, deneyimsiz ve tecrübesiz olmasına karşın, Ali Ekber yoldaş ölüm orucu eylemine gönüllü ve bilinçli olarak katıldı ve eylemi sonuna kadar taşıyarak, devrime ve KP-İÖ’ye ne kadar içten bağlı olduğunu, faşizme karşı sınıf kiniyle dolu olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Aslında Ali Ekber Barış yoldaşın başladığı işi sonuna kadar götürme ve hiç bir engele takılıp kalmadan devrime ve göreve kilitlenme komünist duruşu, onun örgüte ve davaya yüksek inancı ve güveni, işine ve görevlerine sıkıca, yüksek bir sorumluk bilinciyle bağlı olduğunun göstergesiydi. Ali Ekber yoldaşın ölümü orucu direnişindeki göstermiş olduğu ölümü gözünden küçülterek şehitler ordusuna katılan bu soylu ve onurlu duruşu, devrim ve sosyalizm için dövüşen emekçilere, devrimler ve yoldaşlara örnektir.

Devrim ve sosyalizm davamız Ali Ekber yoldaş gibi yaşamlarını ikircimsizce ortaya koyan komünist militanların omuzlarında zafere taşınacaktır. Ölüm orucu savaşçısı Ali Ekber Barış yoldaş kavgamızda yaşıyor, savaşıyor.

Ölüm Orucu şehitleri ölümsüzdür!
Ali Ekber Barış yoldaş ölümsüzdür!
Yaşasın büyük ölüm orucu direnişimiz!
Faşizmi devrimle ezeceğiz!
Yaşasın Komünist Parti-İnşa Örgütü!

Hiç yorum yok: