6 Kasım 2012 Salı

Örgütü geliştirmede örgütçü yöneticilere daha çok ihtiyaç var

Nereye yönümüzü dönsek ve hangi devrimci gazete ve derginin kapağını açsak, yada her hangi bir basit sohbette, en başta proletarya ve emekçi yığınların örgütsüz ve dağınık olduğundan, var olan devrimci örgütlenmelerin yeterince sağlam ve kendi kendisini örgütleyebilir konumda olmadığından ve bu alanda büyük bir boşluğun yaşandığından vb. bahsederiz. Başta şunu vurgulamalıyız ki, ilk adım olarak kendisini örgütlemede başarıyı yakalayamayan bir devrim örgütünün, yüz yılların deney ve tecrübesiyle örgütlenmiş ve tepeden tırnağa silahlanmış bir karşı devrimci iktidarı yıkması ve yerine devrim ve sosyalizmin inşa edebilmesi elbette gerçekçi olmayacaktır.

Demek ki devrimi örgütlenmek için çekirdekten yetişmiş özel yöneticilere ihtiyaç var. Türkiye devrimci hareketi bugün Leninist tipte yönetici yetiştirememenin sıkıntısını yaşıyor. Devrimci hareket bu zaafını ne kadar hızlı aşarsa o kadar devrimi örgütlemede ve gelişmelere müdahale ederek büyümede başarılı olacaktır. Peki, nedir Leninist tipte yönetici?

En başta Leninist yöneticilik, örgütlere dayalı çalışma demektir. Kadroların yeteneklerine göre görevlendirilerek çalıştırılması ve her insanın bilgi, deney, yetenek ve gelişme potansiyelinde azami derece yararlanabilmesi demektir. Dahası, örgütsüz, işlevsiz tek bir kadro ve sempatizan bırakmamak demektir.

Leninist yöneticilik, örgütlere ve kadrolara perspektif vermek, deney aktarmak, eğitmek, ama işin yapılmasını alt örgüt ve kadrolara güvenerek, onlara inisiyatif tanıyarak, sıkı ve disiplinli bir denetim ve onlara bırakmak demektir. Eğer eğitim ve deneyimsizlikten alt örgüt ve kadrolar bir işin nasıl yapılacağını bilmiyorsa, doğrudan onların başına geçerek işin nasıl yapılacağını göstermek, alt örgüt ve kadroları bağımsız inisiyatifleriyle işi yapacak asgari seviyeye gelmişlerse geri çekilip, sıkı bir denetimle işleri onlara bırakmazlar.

Ne ki devrimci komünist hareket bu alanda işin ciddiyetine uygun bir pratik duruş sergilediği söylenemez. Komünist ve devrimci örgütler eldeki gücü, işbölümü ve uzmanlaştırma temelinde yeteneklerine göre seferber ederek, örgütlü güce dayanarak, onların eğitimi, denetimi ve yönlendirmesi üzerinde yoğunlaşarak, eldeki güçlerden ustaca yararlanmak yerine, her işi kendilerine koşturur durumdalar. Eldeki hazır gücü işlevli kullanmasını yeterince başaramıyorlar. Böylece geniş bir bakış açısına sahip bir kaç adım ötesini gören bir yönetici gibi çalışmak yerine, plansız, enerjisini öncelikleri-sonralıkları ayrımına göre yönlendirmeyen, her işe kendileri yetişmeye çalışan dar pratikçi-amatör yöneticiler olarak çalışıyorlar. Devrimci ve komünist hareketin toparlanması ve devrimci bir çıkışı için en başta saflardaki bu kötü eğilimin hızla terk edilmesi, Leninist önderlik anlayışı ve çalışma tarzının tepeden tırnağa kararlı bir mücadeleyle yerleştirilmesi gerekiyor.

Söz konusu plansız ve dar pratikçi çalışma tarzının tipik sonuçlarından birisi, alt örgüt ve kadroların, sempatizan kitlesinin üstlen bekleme psikoloji ve alışkanlığını kazanmasıdır. Bu durum alt örgüt ve kadroların bağımsız iş yapma yeteneğinin, duyarlılığının gelişimini engelliyor, biçimselliğe sürüklüyor, küçük burjuva bürokratik memur mantığını yerleştiriyor. Altan çok sayıda yeni yönetici ve militanın yetişmesini köreltiyor. Yeni taze güçlerin başta yönetici yapıya olmak üzere, çok sayıda göreve, çok sayıda yeni insanın yetiştirilmesini engelliyor. Ve bu zaaf, önemli bir zaaf, hatta eksiklik olarak, kadrolar arasında basit çekişmelere, yöneticilerin yetmezliklere, deney ve tecrübesizlikleri, değişik düzeylerde kişisel didişme ve çekişmeleri koşuluyor ve bu durum saflarda disiplini bozucu ve ilişkileri zedeleyici etki yapıyor.- örgütsel çalışmalarımızda kabaca göze batıyor.

Oysa alt örgüt ve kadrolara güvenmesini bilmek gerek. Onlara inisiyatif tanımada ustalaşmalıdır. Eğitim ve deneyim eksikliği, yada hata işlemeleri onlara güvensizlik duymada gerekçesi olmamalıdır. Her nitelikli ve yetenekli yoldaşa göre görev, yetki, sorumluluk vermesi başarılmalıdır. Eğitim ve denetim eksikliğini aşmaları için özel çaba gösterebilmelidir. Öyle ki her alt örgüt, kadro ve insanüstü beklemeden perspektiflere uygun olarak iş yapabilmelidir. Verilen direktifleri yaşama geçirmede inisiyatif ve ataklık gösterebilmelidir. Siyasal ve örgütsel çalışmaz öyle bir düzenlenmeli ve yönetilmeli ki, adem-i merkeziyetçilik, bağımsızlık ve inisiyatif güçlü bir tarzda yaşam bulabilsin, inisiyatif sahibi, yaratıcı bir çalışma gelişebilsin. Eldeki hazır güçler işlevsel kılınabilsin. İnşa’nın yöneticilerinin yırtıcılıkları, bilgileriyle otorite olmaları, yaratıcılıkları, ataklıkları, dinamizm ve ön açacakları örgüt ve kadrolar üzerinde yaşam bulabilsin.

Az konuşma çok iş yapma, birilerini beklemeden hareket geçme, tüm insanlardan yeteneklerine göre yararlanma, her ilişkiyi bir biçimde inisiyatif sahibi kişiler olarak örgütleme, yetiştirme, insanlara güven duyma, güven duyarak inisiyatif tanıma, eksiklik ve hatalarını sıkı bir günlük denetim, planlı eğitimle aşmasına sağlama, propaganda, ajitasyon, örgütleme, eylem çalışmasına tüm güçleri, bize yakınlık duyan kesimlerde dahil seferber etme vb. tüm bunlar başarılı bir yöneticilik çalışması için gerekli ve zorunludur. Her yönetici çalışmalarını bu tara göre şekillendirmelidir. Bu çalışma tarzı ve yöneticilik anlayışı her yöneticinin beynine çıkmazcasına kazınmalı ve bir alışkanlık olarak yerleştirilmelidir.

Planlı çalışma, ML çalışma tarzının, plansız çalışma ise dar pratikçi kendiliğindenci çalışma tarzının karakteristik özelliklerindendir. Başarılı yöneticilik ve başarılı bir çalışma için yöneticinin çalışmalarını sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarına göre düzenlemek zorundadır. Plansız çalışma kendiliğindenci bir çalışma tarzıdır ve devrimi bir milim ileri taşımaz ve burada öncelikler ve sonralıklar ayrımı yoktur, enerjiyi her tarafa savurur ve verimsizlik üretir. Devrimci çalışmaların yeterince planlanmaması, yöneticilerin hata ve eksikliklerinin görünen yanlarından biridir. Bu zayıflığa karşıda etkili bir mücadelenin geliştirilmesi gerekiyor. Yöneticiler bu alanda da ilke ile esnekliği birleştiren, siyasal ve örgütsel çalışmalarının ihtiyaçlarına yanıt verecek tarzda yönetmeli ve yönlendirmelidir.

Yöneticiler başta kendi çalışmaları gelmek üzere tüm çalışma dallarını da alt örgütleri ve kadroları ideolojik-politik eğitim, günlük siyasal müdahaleler, örgütsel çalışma vb. faaliyetlerini genel bir plan, bu plana dayalı özgül planlar çerçevesinde yönetilmelidir.

Yöneticiler tüm örgüt ve kadroları çalışmaları belirlenmiş somut hedefler temelinde yoğunlaştırmalıdır. Planlar güncel mücadelenin ihtiyaçları ve gücüne uygun olarak şekillendirilmelidir. Güçler, çalışmalar öncelikler ve sonralıklar ayrımına bağlı tarzda geliştirilmelidir. Mekanik, dogmatik ve şematik davranmadan somut gelişmelere bağlı olarak, esnek davranabilmeli ve planın aşılan, eskiyen yanları yenileriyle değiştirilerek yola devam edilmelidir. Mücadelenin ve örgütün dinamizmine dayanan bu dinamizmi dakik tarzda kullanan bir yöneticilikle planlı çalışma tarzı ve geleneği kazanılmalıdır.

Plansız, hedefsiz çalışma, pusulasız denizde yol almaya benzer. İyi bir yönetici örgüt çalışmasının merkezi olarak, örgütsel çalışmaları hedef seçtikleri alanlara yöneltme, yoğunlaştırma, denetleme pratik kararlılığı içinde olmalıdırlar. Oysa bu alanda da önemli hata ve eksikliklerin yaşandığı ve hala yaşanıyor olduğu gerçekliğidir. Bu olumsuzlukların hızla aşılması için gereken çaba, uğraş gösterilmeli ve bireysel yaklaşımlar, küçük hesaplar peşinde koşma vb. olumsuzluklar hızla giderilerek, verimli, kendini üreten, enerjiyi yeterince kullanan yönetici ve çalışma tarzını yakalamak hedefiyle kadro ve örgütleri bu doğrultuda seferber etmeliyiz.

Hiç yorum yok: