Şefika Necla yoldaşı bundan 15 Aralık 2014 yılında kahrolası
kanser hastalığında kaybettik. Komünist kadın savaşçı olarak 49 yıllık
yaşamının ezici çoğunluğunu devrim ve sosyalizm savaşımının başarısını adadı.
Biliyoruz ki yaşamın bir başka anlam kazandığı alanlarda
durdurmaz yaşamı ölüm. O sadece derinleşen özgürlük çığlığında ince bir
kavşaktır. Yaşamı anlamlı yaşamaktır, ölümü anlamsızlaştıran derin bir anlam
yükleyen özgürlük mücadelesine. İşte bundandır ki kavga erlerimizin yaşamları,
yaşamın resmedildiği özenle hazırlanan en güzel kır çiçekleriyle süslenen
deftere aktarılır, yaşamın kutsal ve zorlu gerçeği.
Dahası en büyük değerlerden biridir yoldaşların anılarını
yaşatmak. En yalın onlara yansız özgürlük hissetmelerimiz. Onlar, oralara
yaşamımızın gizemli perdesini ve onlar bir daha anlatır yaşam gerçeğimizin
vazgeçilmez güzelliklerini. Çünkü bizim özlemlerimiz sayfaların satır
aralarında gizlidir yaşam gerçeğimiz gibi Necla yoldaşı kadının özgürleşmesi
yürüyüşünde bir öykünün adı olarak 15 yıl oldu. Ama o hala dün gibi bizimle
yaşıyor. Onurlu bir yaşamın ardından sonsuzluğun yolunu tutan bir yolcu olan
Necla yoldaş, Erzurum’dan İstanbul’a oradan yurtdışına kadar uzanan uzun
yolculuğundan, O, bir ülkenin sınırlarına sığmayan enternasyonalist bir
devrimci olarak bir kıtayı boydan boya arşınlayan bir kadın özgürlük
savaşçısıdır.
Yüreğini halkının kimsesizliğine adayan bir sevda çığlığı
olan Necla yoldaş, coşkunun ve sevincin ağız dolu gülüşüydü. Ne kadar sevsek
onuru Necla yoldaşı o kadar sevmiş oluruz. Onurluca yaşadı her özgürlük
savaşçısı gibi, doyasıya ve ağız dolusu özgürce bir gülüşle yaşadı 49 yıl.
Dopdolu bir yaşama sevinci ve mücadele aşkı bıraktı ardından bizlere. Ne zaman
düşsek yalnızlığa ve acıya, biliriz ki Şefika Necla yoldaş, yine bize moral
veren bir sevgidir yanı başımızda. O, yüreğimizin sırra erdiği bir zamanın tek
konuğudur. Özgür kadının örneğidir derdik Şefika Necla yoldaşa, çünkü her
bakımdan köleleştirilmiş kadının konumunun zorlu mücadelelerle aşılacağına inan
komünist bir kadın militan, bir özgürlük savaşçısıydı.
Biliyoruz ki, Şefika Necla yoldaş nice zorlukları ve
ihanetleri yaşadı. Bir dönemler ekmeğini paylaştığı yoldaş olan MLKP tarafından
kaçırılıp her türlü kirli yöntemlere maruz kaldı. Faşizmin devrimcilere
dayattığı “bizim söylediklerimiz kabul et kurtul” ihanet dayatması ve ailesini,
çocuğunu kullanması, ölüm senaryosu düzenlenmesi, kontracı yöntemler en yakını
ablasının aşağılık dayatmalarını yaşadı. Kısacası devrimcilik adına ihanetin ve
kontracılığın en aşağılığını yaşadı. Necla yoldaş tüm bunları, farklı
düşünüp ve farklı bir örgütsel oluşuma gittiği için yaşadı. Bu derin kontracı
ihaneti ve acıları yüreğine açılan derin yarayı kendi ellerinle kapatmaya
çalışan Şefika Necla yoldaş, umudunu asla yitirmedi. Biliyordu ki umut
yolcuları dinmeden ve durmadan acıları ve yoksunlukları aşarak hedefe
yürüyeceklerdir. Nere de ve nasıl olursa olsun umut yolculuğumuzdan asla
vazgeçmek yok. Ta ki özgürlük bayrağını zafer burçlarına dikene dek sürecek.
Nitekim Necla yoldaşa kontracılığı dayatan MLKP
yöneticileri birer birer mücadeleyi terk ederek düzene döndüler ya da
ellerindeki devrimci kanı ve kontracılığı unutarak yaptıkları ve sorumlu
oldukları kirlilikleri unutturmaya çalıştılar.
Dün Necla yoldaş ve birçok yoldaşa silah sıkıp bıçak
vuran, çivili sopalarla pusu kurup saldırılarına ve devletin gözaltı
kayıplarında kullandığı kaçırma yöntemlerini kullanan MLKP bugün lanetle
anılmaktadır.
Necla yoldaşın kişiliğini şekillendiren temel olgu
kadının özgürlük mücadelesinin kendini yaratma eylemine dönüşmüş olmasıdır.
Yoksa bu ihaneti aşması olanaksız olurdu. Sınırsız, sürekli anlam kazanarak
büyüyen, ütopyalarla yoğrulduğu kadar yeni yaşamın hayallerini bunları
gerçekleştirme mücadelesiyle birleştiren, bulduğu kadar yeniye yönelen, sonsuz
anlama ve yaratma merakıyla arayışlarını sürekli canlı tutan, salt arayışların
rüzgarında kalmayıp ulaştığı özgür yaşam damlalarını derinliğine yaşayan,
yaşattıran ve soluduğu havaya yayan, bunu günlük yaşamında sürekli bir akışa
dönüştüren bir yaşam tablosudur Şefika Necla yoldaş.
Şefika Necla yoldaş “Özgür kadın mücadele eden kadındır”
şiarını kendi yürüyüşünün pusulası yapan özgür kadın kişiliğidir. Tarihte ender
görülen kişilikler olduğu gibi bizim mücadele tarihimizde de örnek kişilikler
vardır. Acılarla örülen tarihi, halkın umutlarını ve acı çeken kadınları
unutmayan mücadelecilerdir onlar. Gerçek özgürlüğü küçük hazlara
değiştirmezler. Sıradan gözler yetişmez onların görüş açılarına. Çelişkileri
derinden yaşadıklarından acıları da derinden yaşarlar.
Yok oluşun eşiğine getirilen halkın ve
kimliksizleştirilen kadının hakikatini çağırırlar. Hakikat ve ikiyüzlülük,
karanlık ve aydınlık, güzellik ve çirkinlik, barış ve savaş, özgürlük ve
kölelik olguları damla damla onların içinde yaşanır ve süzülerek onların öz
kişiliğini oluşturur. Onlar her güne yeni bir doğumu sığdırırlar ve
duruşlarıyla yeni bir mücadele ilanı yaparlar tüm egemenlik kuşatmalarına karşı,
güzelliklerin nöbetçisi olma kararlılıklarını ne kar ne fırtına ne de hiçbir
tufan engelleyemez.
Yaşamak için yaşamayı öğrenmek, öğrendiklerini anlamak,
anladığını uygulamak, uyguladıklarının sonuçlarını değerlendirmek ve bu
değerlendirme ışığında yaşamayı ne kadar hak edip etmediğinin muhasebesini
yapmak gerekmektedir. Necla yoldaş bu mücadeleyi kendi bedenini bu terazide
tartmış, ruhunu buradan çıkan sonuçlarla anı anına muhakeme etmiş ve kendini,
kendisiyle bu zorlu mücadelenin sonucunda yaratmıştır.
Yarattığı bu kişilik, yarattığını yaşamın akışına katan,
kendini kuşatmakla, oluşanla yetinmeden, kendini hiçbir şeyin üstünde görmeden,
öğrendiklerine rağmen öğrenme ve öğretme eylemini günlük yaşamın ayrıntılarına
yerleştiren, aynı yolu paylaştığı yoldaşlarıyla yaratmak istediklerini
gerçekleştirmenin çabasını veren, bunu yaparken bireyi reddetmeden,
yıldırmadan, mütevazı bir yürek ve beyinle, değişimin gerekliliğine inanarak,
değişimin kazanımlarıyla onurlandırarak ve bireyi bunun iç sorgulaması kadar
kutsal çabasına yönelten sürekli bir esintiyi kendine kabul etmiş ve devrimin
gerektirdiği fırtınalı kişiliğe bir örnek olmuştur. Çünkü Şefika Necla yoldaşın
insanı algılayışı ve insan yaklaşımı, hümanizmin yorumlanması, duygu ve akılla
yoğrulan özelliklerin onurlu yaşamaya yönelen insan uğruna davranışa
dönüştürülmesi, insanlığın bugün yaşadığı olgunluğun kocamış dünyada
duygulanımlarla bütünleştirilerek bir yaşam tanımının oluşturulması hedefine
kilitlenmiştir.
Şefika Necla yoldaşın tüm yazıları, değerlendirmeleri,
konuşmaları, mektupları ve yaşamının tamamına yaydığı düşünceleri; sosyalist
sevgi ve sosyalist öğretiyi yaşama esası üzerine kuruludur. Bu sevgi O’nda aşk
düzeyindedir ki onsuz yaşamayı düşünemez. Bu sevgi, gerekliliklerini her şeye
rağmen yerine getirmenin, zorluklara hazır olmanın ve bunu yapabildikçe
yaşamını anlamlandırmanın kendini dayattığı bir sevgidir.
Şefika Necla yoldaşın kişiliği, kendine örnek aldığı
komünist önder kadınları miras olarak aldığını, neleri tarihten bugüne
taşıdığını, hangi aşamalardan damıtarak kendini bugüne getirdiğini bilmek,
bizleri O’nun şahsında gerçekleşen özgür kadın kişiliği hakkında
aydınlatacaktır. Bu somut örnekle ortaya çıkan özgür kadın gerçekleşmesi bizler
için yaşamın her anında, her türlü yaşamsal olguda ve hayallerimizde dahi
kendimiz için örnek alacağımız bir özgür kadının portresidir.
Dahası sınıf savaşımı dur durak bilmeden sürüyor.
Şehitlerimizin yaşamı ve mücadelelerinden öğrenmek ve onların erdemleriyle
donanmak için daha çok çaba göstermeliyiz. Başka türlü mücadeleyi ileriye
taşımak olanaksızdır. Eşitlik ve özgürlük yüklü güzel günleri yakalamak için
kavgaya sıkıca sarılırken, Şefika Necla yoldaşı, ölümünün 15. yılında sevgi ve
saygıyla anıyor ve yoldaşların olarak ideallerini bayraklaştıracağımıza söz
veriyoruz.
Özgür kadın Şefika
Necla yoldaş ölümsüzdür!
Özgür kadın özgür
toplumda olur!