Devrim ve sosyalizm
için yaşamlarını ortaya koyan şehitler emekçi halklarımız ve yoldaşlar için, en
kutsal değerler bütünü ve ifadesi düzeyinde, yaşamın en anlamlı ve onurlu
ifadesi, devrimci adanmışlık örneğidirler. Dahası yaşanmışlıklara dair anı ve
özlem olup, geleceği yaratan kaynaktır şehitlerimiz. Anı, özlem ve
saygınlıklarıyla şimdiki dünden bugüne zaman içinde yaşananları, geleceğe dair
dinmeyen bir özgürlük aşkı ve isyan çığlığıdırlar. Onlar için geçmiş yoktu.
Camlı kahvenin bitişiğinde pencereleri kapatan perde ve iki ranza ve yatak birkaç battaniye dışında her şeyiyle fakirhane olan, farelerin bile bir şey bulamadığı için uğramadığı gecekondu da yalnızca gerekli olduğunda kullanılacak silahlar ve örgüt dokümanları ve birde her hangi durumda belgelerin hızla yakılacağı benzin bidonu ve küçük tüp vardı.
Münir yoldaş bu hummalı devrimci çalışmada asla rahatsızlık duymadı. Çünkü o devrimciliğin feda ruhu içinde öne atılmak ve her hangi bir çıkar-menfaat gözetmeden tüm yeteneklerini emekçilerin kurtuluşu davasına adamaktan geçtiğinin bilincindeydi.
Örgütün içinde Münir yoldaşın kısa zamanda öne çıkması tesadüfü değildi. O dur durak bilmeden çalışan ve devrim için 24 saati yetersiz bulan ele avuca sığmaz bir mütevazı, cesaretli, özgüvenli, başladığı işi sonuna kadar götürme kararlılığında olan doğal önderliğinin yanında, yoldaşlarına karşı değiştirici ve dönüştürücü yaklaşan bilinçli bir yoldaş olması Onu yoldaşları nezdinde kabul gören, genç yaşında önderlik kurumuna seçilmeye götürdü.
Konferansın yapılacağı alana yoldaşla birlikte yolculuk yaptık. Uzun yolculuk döneminde zorlukların aşılmasında göstermiş olduğu kararlı ve iradeci tutum aslında Münir yoldaş hesapsızca devrim ve sosyalizm davasına kendisini nasıl bağladığını ve örgüt için yapamayacak hiçbir fedakarlığın olmadığını ortaya koyuyordu.
Önderlik zamanın koşullarına göre içeriği değişen bir kavramdır. 1900’lerin başında önderlik, insanın doğuştan sahip olduğu bazı kişilik özelliklerine bağlanıyordu. Bugün hala, bu görüş çok yaygındır. İnsanların çoğu, önder dendiği zaman, enerjik, coşkulu, iyi hitabet kabiliyeti olan, insanları etkileyen, sosyal ilişkileri güçlü, karizmatik bir profil getirirler akıllarına. Artık önderliğin, kişilik özelliklerden ibaret olmadığını hepimiz biliyoruz. Kendisini hiç ortaya koymadan, sessiz hatta utangaç insanların, devasa kurumları başarıdan başarıya taşımaları, bunun en önemli kanıtı.
Bu teorinin tam tersi olan, “dönüştürücü liderlik” teorisi ise, insanın içindeki iyiyi ortaya çıkarma anlayışı üzerine kuruludur. Dönüştürücü liderler, iddialı ama alçak gönüllü, kendilerini ön plana çıkarmak yerine, takipçilerini daha güçlü ve başarılı kılmak için çaba gösteren insanlardır. Onlar için liderlik, ödül ve cezaya dayanan bir değiş-tokuş değil, insanların içindeki gücü ortaya çıkarmak için üstlendikleri bir misyondur.
Önder sonuç odaklıdır: Önderlik sadece bir yön belirleme, hedef koyma işi değildir. Etkili liderler işi sonuna, sonuç alana kadar takip ederler. Sonuç alabilmek için, sadece vizyon çizmekle kalmazlar, etkin çalışma, verimlilik ve disiplin gibi konulara da liderlik ederler.
Önder, farklı bir bakış açısına sahiptir. Etkili liderler, herkesin alışık olduğu bakış açılarıyla yetinmez yeni eğilimleri ve gelişmeleri takip ederler. Çalışanları yeni fikirler ve çözümler bulmaya teşvik ederler. Önemli her konuda farklı bakış açılarına sahiptirler. İnsanlara yeni bakış açılarıyla ilham verirler.
Önder insanlara destek olur, onları geliştirir: Önderlik, tek başına değil insanlarla birlikte başarılı olma işidir. Münir yoldaş tamda böyle bir önderdi. Etkili Önderler, insanlarla empati kurarlar, insanları anlayarak onlarla işbirliği yaparlar, fikir üretirler, çözüm için fikir üretirler, kadrolara görev verirler ve verilen görevlerin başarılı olup olmadığını denetlerler. Yani kadroları geliştirmek, onların yeni yetkinlikler kazanmalarını sağlamak için çalışırlar. Birlikte çalıştıkları insanların enerjilerini doğru yönlendirip, kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlarlar.
Münir yoldaş önderlik organında görev aldığı kısa zaman içinde komünist bir önder olarak işlere sıkıca koyuldu. Çünkü Münir yoldaş bir önder olarak kısa zaman içinde örgütün toparlanıp ayağa kalkması için canla başla çalıştı. Aslında MK uygun bir yoldaş olduğunu kanıtladı, önderlik çalışmasına uyum sağlamada zorluk çekmedi. Önderliğin yarattığı kadrolara üstten bakan, burnu büyükçü, bencil ve bireyci, her şeyi ben bilirim küçük burjuva önderlik tipinden uzak aksine kadrolara yol açan, onlara inisiyatif veren, ve sonra o yolu onlarla, omuz omuza yürüyen ve sonuç almasını bilen komünist bir önder olarak, örgüte ve devrimci-sosyalizm mücadelemize daha fazla katkı yapacağı bir zamanda 30 Temmuz 1979 yılında Adana’da kaybettik. Ölümsüzler ordusuna uğurladığımızın 40. yılında komünist önder Münir Dışkaya yoldaş erdemleri ve özellikleriyle yoldaşlarına yol göstermeye devam ediyor.
Çekinmeden
yaşamlarını ortaya koyan şehitlerimiz, geçmişi, bugünü ve geleceği aynı hatta
buluşturan biz ardıllarına yürünmesi gereken devrimci yolu gösteren köprüdür
onlar. Emekçilerin kurtuluşunun yüreği, kurtuluş isteyenlerin dili olup, ezilen
ve sömürülen halkların acı ve isyan duygularını silinmez bir imge gibi
anılarında taşırlar. Yeni yaşamlarla çoğalan toplumun anlam gücü eşitlik ve
özgürlük savaşımının silinmez ifadesi, abidesidirler. Çünkü onların yaşadığı ve
yaşatıldığı yerde faşist baskı ve zulme boyun eğme, aldatılma yoktur. Tarihsel
toplum ve devrimci gerçekliğimize aykırı anlayış, tarz ve biçimlerde ‘kendini
yaşama ve yaşatma’ arayışı asla yoktur.
Biliyoruz ki,
halkın özgürlüğü için yola çıkan ve yaşamlarını ikircimsizce devrime adayan
şehitlerimiz, erdemleri ve yürekleriyle bu coğrafyaya nakşolmuş onur
belgeleridir. Öncelikle halklarımıza yol gösterici öncü olmanın bilinci,
kolektif belleğimizin ruhudurlar. Kısacası onlar devrim ve sosyalizm
savaşımının izi ve komünizm amaçlarımızın sözüdürler.
Bunun için; çeşitli ulus ve ulusal azınlıklardan Türkiye halklarının, eskiyi yıkıp yeniyi kurma savaşımında her ölümsüzler ordusuna katılanın insanlığa dair sınırsız sevgi, bağlılık ve özlem, faşist baskı, zulüm ve sömürüye karşı büyük bir öfke ve başkaldırıdır.
Bunun için; çeşitli ulus ve ulusal azınlıklardan Türkiye halklarının, eskiyi yıkıp yeniyi kurma savaşımında her ölümsüzler ordusuna katılanın insanlığa dair sınırsız sevgi, bağlılık ve özlem, faşist baskı, zulüm ve sömürüye karşı büyük bir öfke ve başkaldırıdır.
Tıpkı 30 Temmuz da
Adana da kaybetmiş olduğumuz Münir Dışkaya yoldaş gibi dinmeyen ve sönmeyecek
olan direniş ateşi gibi. Daha dün gibi gülen yüzün karşımızda duruyor. Yıl
78.Aylarda yazdı. Ayakkabının altı delinmişti. Ekonomik durumumuz pek iyide
değildi. 78.Ağustos hizbi İstanbul çalışmalarını tarumar etmişti. Dur durak
bilmeden örgütün yeniden toparlanarak hizbin tahribatlarının hızla aşılması
için çalışıyordun. Çoğu zaman günde bir simit bir kaç bardak çay ve üç-beş
saatlik uykuyla idare ediyordun. Ayakkabı alma konusunda çokça tartıştık. Sen
inat ediyorsun. “Örgütün ihtiyaçları varken ayakkabı almak doğru değil
“diyordun. Ama tartışmaların ardından yumuşadın ve ayakkabı alma konusunda
Gedikpaşa da onlarca ayakkabıyı dolaşmış ama sana 46 numaralı ayakkabıyı
bulamamıştık. "Nasıl olsa üst tarafı sağlam yoldaş, şimdilik idare
ederiz" diyerek yeni bir ayakkabıya para vermemek için yine gerekçe
üretmeye kalkışırken Çemberlitaş’a varmadan ayakkabıcılar çarşısında bez bir 46
numara ayakkabı bulduk. Ayağına giydin ama ayakkabı beyazdı ve dikkat
çekiciydi. O dönemde gecekondular, adeta çamur deryasıydı. Kısa bir yağmur
yağmasının ardından, her taraf çamur deryası oluyor ve yürümek bile sorun
haline geliyordu. Münir yoldaşla her buluşmamızda ayakkabılarının çamur
olduğunu ve silmesine rağmen giderilemediği üzerine tartışırdık. Ayakkabı yaz
bitmeden yırtıldı da beyaz bez ayakkabı macerası sona ermişti.
Camlı kahvenin bitişiğinde pencereleri kapatan perde ve iki ranza ve yatak birkaç battaniye dışında her şeyiyle fakirhane olan, farelerin bile bir şey bulamadığı için uğramadığı gecekondu da yalnızca gerekli olduğunda kullanılacak silahlar ve örgüt dokümanları ve birde her hangi durumda belgelerin hızla yakılacağı benzin bidonu ve küçük tüp vardı.
Küçük tüpte aradan
belki de çay demleyip, bir kaç yumurta kırıp menemenle sabah kahvaltısı
yapacaktık. Ne ki ne tüpü yakıp ne çay demledik ve ne de menemen yapıp sabah
kahvaltısı yapabildik. Buna hiç zaman bulamadık. Devrimci görevler dur durak
bilmeden çalışmamızı gerektiriyordu. Gece saat 11.00'de dışarıda bir yerde
buluşup gizlice girdiğimiz gecekonduda elbiselerimiz bile çıkarmadan uyuyup
sabahın 6.00’da işe gidiyormuş gibi kalkarak devrimci görevlerimizin başına
koşuyorduk.
Münir yoldaş bu hummalı devrimci çalışmada asla rahatsızlık duymadı. Çünkü o devrimciliğin feda ruhu içinde öne atılmak ve her hangi bir çıkar-menfaat gözetmeden tüm yeteneklerini emekçilerin kurtuluşu davasına adamaktan geçtiğinin bilincindeydi.
Daha çocuk
yaşlarında tanışmıştı komünist hareketle. Bir yerde komünist hareketle büyümüş
ve kavgada olgunlaşmış ve 79 Nisan konferansında 21 yaşında TKP-ML Hareketi
Merkez Komitesine seçilmişti. Bu sürecin gelişimi kolay olmamıştı.
Malatya-Kürecik’te dünyaya gözünü açan Münir yoldaş, babasının devrimci olması
nedeniyle çocuk yaşında devrimlerle tanışmış. İlkokul derken liseye Malatya
Turan Emeksiz Lisesinde devam etmişti.76-77 yıllar Malatya da devrimci
mücadelenin gelişip güçlendiği yıllardı. Bu süreçte anti-faşist mücadele
Malatya'da da gelişip güçleniyor ve geniş kitleleri sarıp sarılıyordu.
Faşistler Malatya da yükselen devrim halk muhalefeti ezip dağıtmak için her
yolu deniyordu. Özellikle liselerin düşürülmesi için yoğun çaba
gösteriyorlardı. Turan Emeksiz Lisesi de bunlardan birisiydi. Ne ki içinde
Münir yoldaşın bulunduğu anti-faşist gençlik, Turan Emeksiz lisesinde
faşistlere geçit vermedi.
Yoldaş Malatya’dan
Antep çalışmalarına ve oradan da İstanbul merkezli Marmara bölge çalışmalarına
geçti. Kısacası nerede bir devrimci görev varsa ikircimsizce o çalışmalara
koşmaktan tereddüt duymadı. Asla görev ayrımı yapmadı, Onun için emekçi
halkların kurtuluşu her şeyden değerliydi. Bunu örgütleyip bir araya getirip
savaş mevzilerine sürecek olan çizgiye uygun yetişmiş kadrolar yapacaktı.
Örgütün içinde Münir yoldaşın kısa zamanda öne çıkması tesadüfü değildi. O dur durak bilmeden çalışan ve devrim için 24 saati yetersiz bulan ele avuca sığmaz bir mütevazı, cesaretli, özgüvenli, başladığı işi sonuna kadar götürme kararlılığında olan doğal önderliğinin yanında, yoldaşlarına karşı değiştirici ve dönüştürücü yaklaşan bilinçli bir yoldaş olması Onu yoldaşları nezdinde kabul gören, genç yaşında önderlik kurumuna seçilmeye götürdü.
Konferansın yapılacağı alana yoldaşla birlikte yolculuk yaptık. Uzun yolculuk döneminde zorlukların aşılmasında göstermiş olduğu kararlı ve iradeci tutum aslında Münir yoldaş hesapsızca devrim ve sosyalizm davasına kendisini nasıl bağladığını ve örgüt için yapamayacak hiçbir fedakarlığın olmadığını ortaya koyuyordu.
Konferans sürecinde
sıklıkla fikir alışverişinde bulunduk. Hemen her konuda teorik-politik olarak
ortak düşünüyorduk. Pratik çalışmaların vermiş olduğu güven yoldaşlık
ilişkilerimizi daha da pekiştiriyordu. Konferansın dinlenme aralarında durum
değerlendirmeler yapıyorduk. Konferans platformunda KK'nın bileşkesini
gördüğünde "bu kadarını da beklemiyordum" yönlü değerlendirmeler
yapmış olsa da, Konferans tartışmalarının ileri safhasında bu durumu abartan ve
kendi gerçekliğinden kopuk bir önderlik beklentisinin hatalı olduğunu görerek,
bu olumsuz düşünceleri aştı. Uzun ikna tartışmalarının ardında, var olan durumu
aşmak ve uyumluk bir önderlik yaratmak için önderliğe aday olması üzerine
tartıştık.
İlk dönemler
önderliğin ağır görevler üstlenmek anlamına geldiğini ve örgütün önünde hem iç
ve hem de dışta kitle savaşımını müdahale etmek için yüklü görevlerin örgütün
önünde durduğu ve ancak bu görevleri güçlü bir önderliğin başaracağını düşünen
Münir yoldaş, deney tecrübe sahibi ve teorik-politik olarak gelişkin
yoldaşların görev almasını istiyordu.
Ama bu bakış açısı,
önderliğe yeni kadrolar alarak geliştirme ve totalde önderliğin düzeyini
yükseltme perspektifine uygun değildi. Zaten 1976'dan sonra, örgütün büyüyüp
gelişmesine karşın, KK'nın doğru düzgün alttan gelişme gösteren yoldaşlarla
güçlendirmemesi, bir yerde örgütün gelişip güçlenmesini olumsuz yönde etkilemiş
ve kendiliğindenci önderlik örgütte egemen kılınmıştı. 1 Nisan Konferansı’mız
en başta bu önderlik sorunu aşmakla yükümlüydü. Haliyle buda konferansa katılan
delegeler arasında en uygun ve gelişmeye açık olanlarda oluşacak bir önderlikle
aşılacaktı. Nitekim eski kadrolarla yeni kadroların bileşiminde yeni bir
önderlik oluşturuldu ve önderliğe yeni katılan yoldaşlardan biriside Münir
Dışkaya yoldaştı.
Biliyoruz ki
önderlik dendiğinde, genellikle insanları yöneten, onların başına geçerek,
onları bir yerden diğerine taşıyan kişi ya da kişiler anlaşılır. Hâlbuki
önderlik bunu kapsamakla birlikte, bundan daha geniş bir kavramdır. Önderlik,
insanları yönetmek kadar, onlara ilham verme, onları motive etme, onların
gönüllü katılımlarını sağlama, kendi içlerindeki önder ortaya çıkarma işidir.
Önderlik zamanın koşullarına göre içeriği değişen bir kavramdır. 1900’lerin başında önderlik, insanın doğuştan sahip olduğu bazı kişilik özelliklerine bağlanıyordu. Bugün hala, bu görüş çok yaygındır. İnsanların çoğu, önder dendiği zaman, enerjik, coşkulu, iyi hitabet kabiliyeti olan, insanları etkileyen, sosyal ilişkileri güçlü, karizmatik bir profil getirirler akıllarına. Artık önderliğin, kişilik özelliklerden ibaret olmadığını hepimiz biliyoruz. Kendisini hiç ortaya koymadan, sessiz hatta utangaç insanların, devasa kurumları başarıdan başarıya taşımaları, bunun en önemli kanıtı.
Bazıları önderliği,
güç kavramıyla açıklarlar. Devrimci önderliğin, bir insanın sahip olduğu
kişilik özelliklerden değil, elinde tuttuğu güçten kaynaklandığını ileri
sürerler. Bu teorilere göre bir insanın sahip olduğu güç, atanarak ya da
seçilerek bir makama gelmesiyle de olabilir. Nasıl elde ederse etsin, her güç
sahibi olan, aynı zamanda ödül ve ceza verme yetkisine sahip olur ve insanları,
bu yetkisini kullanarak yönetir. Bugün pek çok insanın zihninde, lider denen
kişi, güç sahibi olan, ödül ve ceza dağıtan bir insandır. Bu liderlik anlayışı,
değiş-tokuş temeli üzerine kurulu bir liderlik anlayışıdır: Lider bir hedef
gösterir, takipçiler bu hedefi yerine getirmek için çalışırlar. Başarılı sonuç
getiren ödülü alır; getiremeyen cezasını çeker. Başarıyla ödül değiş tokuş
edilir.
Bu teorinin tam tersi olan, “dönüştürücü liderlik” teorisi ise, insanın içindeki iyiyi ortaya çıkarma anlayışı üzerine kuruludur. Dönüştürücü liderler, iddialı ama alçak gönüllü, kendilerini ön plana çıkarmak yerine, takipçilerini daha güçlü ve başarılı kılmak için çaba gösteren insanlardır. Onlar için liderlik, ödül ve cezaya dayanan bir değiş-tokuş değil, insanların içindeki gücü ortaya çıkarmak için üstlendikleri bir misyondur.
Liderlik
teorilerinden bazıları zaman içinde değer kaybetti, bazıları değer kazandı.
Mesela bugün liderliği, bir insanın sahip olduğu fiziksel ya da kişilik
özelliklerine dayanarak açıklayan teorilere pek itibar edilmiyor. Artık
liderlik, doğuştan gelen bir yetenek değil, insanların edinebilecekleri bir yetkinlik
olarak tarif ediliyor.
Bu kadar farklı
teoriye, bu kadar farklı anlayışa rağmen, liderliğin özünde bazı değişmez
özellikler olduğu da bir gerçek. Bunları dört ana noktada toparlamak mümkündür.
Önder sorunlara etkili çözüm bulan insandır: Karar sürecindeki, bilgi toplama
ve değerlendirme aşaması, sorunun kendisini çözmek kadar zor ve karmaşık bir
aşamadır. Etkili liderler, bilgi toplama ve değerlendirme sürecini önemser, bu
alanda da liderlik yaparlar. Doğru çözümün, doğru bilgi toplama ve doğru değerlendirmeyle
mümkün olacağını bildiklerinden, bu süreci titizlikle yönetirler.
Önder sonuç odaklıdır: Önderlik sadece bir yön belirleme, hedef koyma işi değildir. Etkili liderler işi sonuna, sonuç alana kadar takip ederler. Sonuç alabilmek için, sadece vizyon çizmekle kalmazlar, etkin çalışma, verimlilik ve disiplin gibi konulara da liderlik ederler.
Önder, farklı bir bakış açısına sahiptir. Etkili liderler, herkesin alışık olduğu bakış açılarıyla yetinmez yeni eğilimleri ve gelişmeleri takip ederler. Çalışanları yeni fikirler ve çözümler bulmaya teşvik ederler. Önemli her konuda farklı bakış açılarına sahiptirler. İnsanlara yeni bakış açılarıyla ilham verirler.
Önder insanlara destek olur, onları geliştirir: Önderlik, tek başına değil insanlarla birlikte başarılı olma işidir. Münir yoldaş tamda böyle bir önderdi. Etkili Önderler, insanlarla empati kurarlar, insanları anlayarak onlarla işbirliği yaparlar, fikir üretirler, çözüm için fikir üretirler, kadrolara görev verirler ve verilen görevlerin başarılı olup olmadığını denetlerler. Yani kadroları geliştirmek, onların yeni yetkinlikler kazanmalarını sağlamak için çalışırlar. Birlikte çalıştıkları insanların enerjilerini doğru yönlendirip, kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlarlar.
Önderlik sadece,
hedef ve strateji belirlemekten ibaret değildir. Önderlik, gücü ele geçirip,
insanlara ödül ve ceza vermek de değildir.
Etkili bir önder
tıpkı Münir yoldaş gibi, fikir üretmenin yanında, aynı zamanda gündelik
sorunları doğru ve etkin yollarla çözen, sonuç odaklı insandır. Doğru
değerlendirme yapan, birlikte çalıştığı insanları motive eden, onları
geliştiren; yeni bakış açılarıyla herkesin ufkunu açan insandır.
Münir yoldaş önderlik organında görev aldığı kısa zaman içinde komünist bir önder olarak işlere sıkıca koyuldu. Çünkü Münir yoldaş bir önder olarak kısa zaman içinde örgütün toparlanıp ayağa kalkması için canla başla çalıştı. Aslında MK uygun bir yoldaş olduğunu kanıtladı, önderlik çalışmasına uyum sağlamada zorluk çekmedi. Önderliğin yarattığı kadrolara üstten bakan, burnu büyükçü, bencil ve bireyci, her şeyi ben bilirim küçük burjuva önderlik tipinden uzak aksine kadrolara yol açan, onlara inisiyatif veren, ve sonra o yolu onlarla, omuz omuza yürüyen ve sonuç almasını bilen komünist bir önder olarak, örgüte ve devrimci-sosyalizm mücadelemize daha fazla katkı yapacağı bir zamanda 30 Temmuz 1979 yılında Adana’da kaybettik. Ölümsüzler ordusuna uğurladığımızın 40. yılında komünist önder Münir Dışkaya yoldaş erdemleri ve özellikleriyle yoldaşlarına yol göstermeye devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder