Kavgamızın ele avuca sığmaz düşmanın korktuğu,
yoldaşların ve dostların güven duyduğu militanlığın en ileri örneklerinden olan
Ali Aktaş yoldaş seni anlatacağız gençlere, emekçilere ve yoldaşlara.
Faşist Türkeş’in İskenderun’a sokulmaması eyleminin
örgütleyicisi ve barikatların kurucusu ve yöneticisi komutan yoldaş seni
anlatacağız. Seni anlatacağız işkencede “gık bile” demeyen ve düşmanı
dize getiren emekçilere. Seni anlatacağız, tüm heybetinle “Bu düzen yıkılsın
diye vazgeçiyoruz yaşamaktan” diyen, devrimin öncü neferi ve seni
anlatacağız adını koyduğumuz çocuklara ve devrim için kendini feda
etmeye hazır olun genç, yaşlı yoldaşlara. Senin gibi sonuna kadar
direnmek ve ölümü gülerek kucaklamak için her şeye hazır olmalarını
söyleyerek.
23 Ocak 1983 yılında faşist cunta tarafından intikam içini dam edilen Ali Aktaş yoldaş Hatay’ın İskenderun ilçesi Karaağaç Belediyesi’nden 1957 yılınsa Arap milliyetinden, yoksul bir köylü çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu Karaağaç’ta bitirdi. Ortaokulu İskenderun’da tamamladı. Ortaokuldan sonra İskenderun Lisesi’ne girdi. Kısa sürede İskenderun Lisesi’nde mücadeleciliğiyle öne çıktı. Komünist hareketle ilişkiye geçti. Öğrencileri sivil ve gerici faşist güçlere karşı, daha örgütlü kılabilmek için, onları örgütleyip mücadeleye seferber etmede bir öncü olarak Lise-De’ri kurdu.
Ali yoldaş, İskenderun Lisesi sivil faşistlerin
denetiminde olmasına rağmen, çok kısa sürede aktif kararlı ve militan
tutumuyla orayı komünist hareketin kalesi ve faşistlerin korkulu
rüyası haline getirdi. Birçok MHP’li faşist okulu terk etmek zorunda
kaldı. İskenderun Lisesi devrimcilerin kalesi olmuşsa, o dönemlerde
Ali Aktaş’ın aktif mücadelesi ve militan önderliği sayesinde olmuştur.
Gençlik faaliyetlerinin aktif yöneticilerinden olan Ali Aktaş,
TKP/ML Hareketi’nin okul dışında da aktif faaliyetlerine katılan
bir parti işçisiydi. Fabrikalardan, semtlere ve hayatın her alanında
Ali’nin aktifliğini, mücadeleciliğini görmek zor değildi. Genç yaşta
hızlı bir şekilde gelişen Ali Aktaş yoldaş, pratik işlerini yürütmede
öne geçti. Pratikteki canlı ve ataklığıyla da göze batıyordu. İskenderun’daki
birçok eylemde Ali Ataş’ın önderliği vardır. Önderlik etmede yoldaşlarına
yol göstericilikte de o bir militandı. Eşsiz bir komutandı.
O her alanda başarılı bir militandı. Okul çalışması,
fabrika, semt, derken askeri çalışmalarında da kendisini kanıtlayan
Ali Ataş yoldaş, 79 kamulaştırma eylemini yönetir ve organize eder.
Düşmanın eylemi fark etmesi sonucu teşebbüs aşamasındayken çatışmaya
girilir. Bu çatışmada bir yoldaşının kaçmasını sağlar. Son mermisine
kadar çatışır. Mermisi bitince silahını parçalayıp denize atar,
düşmana delil bırakmamak için. Ali yoldaşla birlikte iki yoldaşı daha
yakalanır. İşkencede en ciddi sınavını bu yakalanmada verir ve
işkencehanelerde beş gün boyunca konuşmaz.
Düşmanla çatışmada yakalanmasına rağmen, ne eylemi
ne de çatışmayı Ali yoldaş kabul etmez. İfade vermeden mahkemeye
çıkar. Ali yoldaşın üzerine hiç bir ifade olmamasına rağmen içerde
tutulur. Beş ay yattıktan sonra tekrardan mücadelenin ortasında
ve sıcaklığında kendisini bulur. Duraklamadan mücadele bayrağını
devralıp mücadeleye dört elle daha sıkıca sarılır. 79 Eylül’ünde
MHP’nin lideri faşist Türkeş’in İskenderun’da konuşma yapacağını
öğrenen Ali yoldaş, yoldaşlarını toparlayarak, Türkeş’in İskenderun’a
sokulmaması eylemini örgütler. Diğer devrimci örgütlerle de anlaşır,
iş eylemin kitleye mal edilmesine gelir. Gece gündüz ajitasyon, propaganda
faaliyetlerini yürütür. 25 Eylül’de yazılama da bir ekip arabasıyla
karşılaşır. Ekip arabasını tek başına teslim alır. Polislerin yalvarıp
yakarmasına, ikinci bir ekip arabası gelmez. Ali yoldaş silahın tetiğine
basar ancak silahı azizlik yapıp patlamaz. Ali yoldaş soğuk kanlılığını
koruyarak hızla olay yerinden uzaklaşır. O esnada polislerin ateş
açması sonucu Ali yoldaş hafif bir şekilde yaralanır. Yaralı olmasına
rağmen 26 Eylül günü ağzı salyalı faşist Türkeş’i İskenderun’a sokmaz.
Düşman güçlerin panzerine, tankına her türlü silahına karşı yoldaşlarını
iyi bir şekilde motive ederek karşı koyarak barikat savaşının ve
sokak savaşının destanını yazar. Daha fazla kayıp verilmesini önler.
26 Eylül’ünde dişe diş mücadelede değerli demir çelik işçi yoldaşımız,
Erdener Beğen yoldaşı barikat başında kaybettik. Beşe yakın yoldaşımız
da bu eylemde hafif şekilde yaralandı ve düşmana büyük zarar verdi.
Ağzı salyalı faşist Türkeş İskenderun’a sokulmama
kararlılığını göstererek, 26 Eylül direniş günü olarak dilden dile
dolaşıp durdu. Bundan da en büyük pay hiç şüphesiz ki, değerli komutan
Ali yoldaşındı. Ali Aktaş yoldaş, birçok kitle eylemi örgütledi ve bu
mücadelenin en ön saflarında yürüdü ve örgütleyicisi oldu. 27 Eylül
günü, 26 Eylül de barikatın en önünde öldürülen Erdener Beğen yoldaşının
kitlesel bir şekilde ve görkemli bir cenaze töreni yaparak kaldıran
yine komutandı. Ali yoldaşın adını duyan düşman ürpermeye başlamıştı.
Ali yoldaşı anlatmak için bir roman satırlarıyla betimlemek mümkün
değil. Kararlılığı, ataklığı, mücadeleciliği, gözü pekliği, alçak
gönüllülüğü ve yoldaşlık ilişkilerini hep ondan öğrendik.
1980 12 Haziran günü, 15 Haziran işçi eylemlerinin
ön hazırlığını yapmak ve işçi yoldaşların toplantısı vardı. Ali
yoldaş da bu toplantının güvenliğini sağlıyordu. Toplantıya öğleden
sonra, faşistlerin örgütlü bir şekilde silahlı saldırısıyla karşı
karşıya geldiğinde, soğuk kanlılığını elinden bırakmadan
uygun bir şekilde ateş alanın dışında tutarak, karşı saldırıya geçerek
faşist güçleri püskürttü. Püskürtmeden sonra yaklaşık 2 saat o çevrede
bulunan evler tek tek gerillalarımız tarafından aranarak bir kısım
faşistlerin ellerindeki silahlara el konulur ve yoldaşlarıyla birlikte
uygun bir şekilde geri çekilir.
Güvenliği sağlayan askeri görevlilerden olan Ali
Kaya Yıldız‘ın gelmediği ortaya çıkınca tekrardan bir grup silahlı
yoldaşla yoldaşını aramaya çıkar. Gültepe’nin çıkışında faşistlerin
yoğun olduğu bir bölgede silahlı saldırıya uğrar. Anında karşılık
vermesi sonucu daha fazla kayıp verilmesi engellenir. Ali yoldaşın
ateşi sonucu faşist olduğu yerde ölür. Ali yoldaş yaralı olarak, yanındaki
yoldaşının omzundan tutunarak uzaklaşır. Ciddi bir şekilde kan kaybeden
Ali yoldaş, imkansızlıklardan ve arkadaşlarının tecrübesizliği sonucu
bir yoldaşla bir araca bindirilerek hastaneye götürülüp bırakılır.
Yoldaş hastanede düşmanın eline geçer. Ali yoldaş
burada en büyük işkence sınavını verir. “Eylemde kendisinin olmadığını
ve bu konuda ifade veremeyeceğini” söyleyerek kestirip atar.
12 Eylül sonrasında cunta Ali Aktaş yoldaşı tekrar
işkenceye alınır. Bu defa 3 ay boyunca işkence yaparlar ve her türlü
işkence metotlarını Ali Aktaş yoldaşın üzerinde denerler. Ama nafile
onun bileğini bükemedi işkenceciler. Ve sonunda Ali yoldaşın önünde
işkenceciler diz çökerek teslim oldular. İşkenceye düşenlere Ali
yoldaş direnme ruhu verdiği gerekçesiyle onu tekrardan Akçay Askeri
Cezaevi’ne sevk ettirler.
Akçay Askeri Cezaevi’nde en öndedir yine Ali yoldaş.
Bir devrimciyi işkenceye almaya geldiklerinde barikat kurulması
konusunda diğer örgütleri ikna eder ve bir hafta boyunca düşman koğuşlara
giremez. Daha sonra koğuşlara girer ve diğer insanların tutarsızlığından
dolayı bir kısım önder insanları başka cezaevlerine sevk ederler.
Bunların arasında Ali Aktaş yoldaşta vardı. Ali yoldaş Adıyaman Cezaevi’ne
sürgün edilir. Adıyaman’da da direnişin önündedir Ali. Tek tip elbise,
İstiklal Marşı söyletmeye zorlama yönlü saldırılara Kaypakkaya’ca
direnişle karşılık veren Ali Aktaş yoldaş, faşist cuntanın kararıyla
ve direktifiyle idama mahkum edilir. Hiç bir maddi delil olmadığı
halde faşist diktatörlük Ali Aktaş gibi yürekli bir komünist savaşçıdan
kurtulmak ister ve onun için idam etme talimatını verirler. Adıyaman
Cezaevi’nden Adana Cezaevi’ne getirilen Ali yoldaş, burada da direnişin
önderlerindendir.
Çünkü o mücadele içinde yorulmuş ve devrimden başka
hiç bir şey düşünmeyen yürekli bir partizandı. 23 Ocak 1983’te darağacına
götürülürken, Adana zindanını sloganlarıyla uyandıran ve savaşçıları
kavgaya, direnişe çağıran sözleriyle başı dik ve alnı açık idam kürsüsüne
yöneldi ve düşmanın yüzüne şamar olarak “Yaşasın TKP-ML Hareketi” şiarı
indi ve milyonların özlemini ve onun öncüsüne yaşamını feda ederek
haykırdı. Çukurova Ali’nin direnişçi ve savaşçı geleneğini bütün
zorluklara ve ihanetlere rağmen sürdürüyor. Devrim, Ali gibi komünistlerin
üzerinde zafere taşınacaktır ve devrimimizin yeni Ali’lerle bütün çirkinlikleri
bir yana iterek daha da güzelleşecektir. İdam edilişinin 35. yıl dönümünde Ali
Aktaş yoldaşın anısına bağlı kalacağımıza söz veriyor.
Direniş abidesi Ali Aktaş yoldaş ölümsüzdür!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder