Fiziki olarak aramızdan ayrılmalarına rağmen,
erdemleriyle ve yaratıkları değerlerle her günkü mücadelemizde yaşayan
şehitleri anmak, ancak onların uğruna öldükleri idealleri yaşatmakla
olanaklıdır. Bunun yolu da, onlardan öğrenerek onlardan daha iyi birere savaşçı
olmak ve kavgayı milyonlarca kadın-erkek işçi-emekçinin ve gençliğin ortak
ideali kılabilmekten geçer. Her günkü çabalarla zafere bir daha yaklaşmak,
onları ölümsüzleştirmenin adıdır. Bugün şehitleri anmak, sadece onlara
methiyeler dizmekle değil, her günkü somut, alı, elle tutulur bir pratikle
olanaklıdır. Şehitleri anmak, Onları her gün yaşatabilmek, Onların uğruna şehit
düştükleri davaya sıkıca sarılmak, Onların erdemleriyle donanarak, mücadeleye
daha sıkıca sarılmakla bağlıdır.
Yıl 1981 Nisan ayı. Faşist cuntanın emekçilerin üzerine
bir karabasan gibi çöktüğü ve kitlesel tutuklamaların alıp başını gittiği,
işkencelerin ayyuka çıktığı bir dönemde K. Maraş polisince gözaltına alındı ve
günlerce süren ağır işkenceler sonucu Ali Ekber yürek yoldaşı ölümsüzlüğe
uğurladık. Ali Ekber yürek yoldaş yaşamını devrim ve sosyalizme adamış TKP/ML
Hareketi’nin bölge sorumluluğunu üstlenmiş, cesaretli, mütevazı ve yiğit bir
militandı. 12 Eylül darbesinin ardından dağılan örgütü toparlamak ve cuntaya
karşı direnişi örgütlemek için Maraş ve ilçelerinde devrimci çalışmaları
organize edip, yıkılan örgütleri yeniden kurarak, inatla ve ısrarla devrimci
mücadeleyi ileriye taşımaya çalışıyoruz.
Tamda zorlu süreçti gözaltına alındı ve düşmanın
dayatmalarını, istemlerini kabul etmediği için kum torbalarıyla iç organları
ezildi, sopalarla kolu kırıldı, her tarafı yara bere içinde daha fazla
işkenceye dayanamayarak yüzlerce devrimci gibi inançları uğruna ölümü gülerek
kucakladı. Ali Ekber yoldaşın katledilmesinin baş sorumlularından olan
dönemin sıkıyönetim komutanı Yusuf Haznedaroğlu hakkında her hangi
bir soruşturma açılmayarak, işkencecilerden hesap soracağını söyleyen
AKP’nin söylemlerinin ne kadar gerçek dışı olduğu bir kez daha görülü.
Yıl 1983-8 Nisan ayı. Yer Ankara Gülhane hastanesi. Ağır işkenceler sonucu
fenalaşarak devrimci tutsakların zorlaması sonucu zoraki hastaneye
kaldırılan ve ameliyat edilen Mustafa Tepeli yoldaşın vücudu,
bu zorlukları daha fazla dayanamadı ve gözlerini yaşama kapadı.
Muş’un Varto ilçesi Omcalı köyünde Kürt bir ailenin çocuğu olarak dünyaya
gelen Mustafa Tepeli yoldaş genç yaşında Komünist Parti-İnşa Örgütü’müzün
önceli TKP/ML Hareket ile tanıştı ve yaşama gözlerini kapatana kadar, örgütün
bir militanı olarak devriye ve sosyalizme inancını korudu. İstanbul da işçi
sınıfı için sorumluluklar üstlenen ve çalışmaları geliştirmek için
gecesini-gündüzüne kadar sıcak-demeden, düzensiz beslenerek fedakârlık ruhuyla
çalıştı.
Düzensiz beslenme ve inşaatlar da geceleme bunun getirmiş
olduğu üşütme vb. yoldaşı siroz hastalığına yakalanmasına neden oldu.
Olanaksızlıklar nedeniyle yoldaşın tedavisi geciktirildi. Aynı zamanda fedakârlığı
ve mütevazılıği nedeniyle örgüte yük olmak istemeyen bir tutum içinde oldu.
Tamda bu hastalığın ilerlediği dönemde 1982 yılında İstanbul da örgütümüze
yönelik bir operasyon nedeniyle gözaltına alındı ve hastalığı bilinmesine
rağmen ağır işkenceler maruz kaldı.
Ağır işkenceler sonucu ağırlaşan ve kanam geçiren
Mustafa yoldaş hastaneye kaldırıldı ve adından DGM’ce tutuklanarak Sultanahmet
zindanına kapatıldı. Yoldaşın hemen ameliyat olması gerekirken, Sultanahmet
zindan yöneticiler keyfi davranarak 6 ay yoldaşın hastaneye sevkini
engellediler. Devrimci tutsakların zorlaması sonucu gecikerek Ankara’ya sevk
edilen Mustafa Tepe’li yoldaş işkencede katledilemedi ama ölümcül hastalıkla
baş başa bırakarak 8 Nisan 1983 yılında ölümsüzler ordusuna katıldı.
Ali Ekber ve Mustafa yoldaşlar militan, boyun eğmez ve özverili
çalışmalarıyla, devrim ve sosyalizm kavgasına son neferlerine kadar omuz
verdiler. Anıları önünde saygıyla eğiliyor ve ideallerini kavgamızda
yaşatacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder