Yıllarca omuz omuza dövüştüğümüz, kah acıları kah
güzellikleri paylaştığımız, kavgamızın komünist kadın savaşçı Sevim yoldaşı, 1
Mayıs 2020 tarihinde kahrolası kanser hastalığından kaybettik. Sevim yoldaşın
yaşamı hem kadın olması ve hem de iki çocuğu yalnız başına büyütmesi nedeniyle
yokluklar, yoksunlar ve zorlu mücadeleler içinde geçti.
1965’de Dersim’in Nazimiye ilçesi Dallıbahçe köyünde yaşama gözlerini açan ve yoksulluğun yarattığı göç nedeniyle Mersine göç etmek zorunda kalan sevim yoldaş Mersinde devrimci savaşıma atıldı. Ele avuca sığmaz ve “kavgaya girdin mi tüm yüreğin ve kaslarına gireceksin” diyen şairin dediği gibi daha genç yaşında TKP-ML Hareketi’nin bir militanı olarak sorumluluklar üstlendi. Engel tanımaz ve hesapsızca kavgaya sıkıca bağlı özellikleriyle devrimci savaşımda öne çıktı. Kavga içinde tanışıp evlendi ve çocukları çok sevdiğinden dolayı 2 çocuk yaptı.
1965’de Dersim’in Nazimiye ilçesi Dallıbahçe köyünde yaşama gözlerini açan ve yoksulluğun yarattığı göç nedeniyle Mersine göç etmek zorunda kalan sevim yoldaş Mersinde devrimci savaşıma atıldı. Ele avuca sığmaz ve “kavgaya girdin mi tüm yüreğin ve kaslarına gireceksin” diyen şairin dediği gibi daha genç yaşında TKP-ML Hareketi’nin bir militanı olarak sorumluluklar üstlendi. Engel tanımaz ve hesapsızca kavgaya sıkıca bağlı özellikleriyle devrimci savaşımda öne çıktı. Kavga içinde tanışıp evlendi ve çocukları çok sevdiğinden dolayı 2 çocuk yaptı.
Ne ki kavga ve yaşam arkadaşı kavgaya erkence yorulup
mücadelenin dışına düştüğünde asla duygusallığa kapılarak, mücadeledeki kararlı
duruşundan milim geri adım atmadı. Hem 2 çocuk ve hem de devrimci görevleri
canla başa yerine getirmeye çalıştı.
12 Eylül faşist darbesi kapıyı çaldığında bölgede ağır
darbe yiyen hareketin çalışmaları zaafa uğradı. Sevim yoldaş 12 Eylül’ün
karanlık günlerinde bir yandan çalışarak çocuklarına bakmaya diğer yandan
tasfiyeciliğin olumsuz etkilerine karşı kendisini korumaya çalıştı. Aklı fikri
yoldaşların da ve örgütündeydi. Birçok kez değişik yollarla örgüte ulaşmaya ve
kaldığı yerde kavganı görevlerini omuzlamaya çalıştı. Ama her ilişki kurma
çabası olumsuzlukla sonuçlandı. İki çocuk ve ağır politik koşullarda yaşam savaşının
güçlenmesi sonucu, yurtdışında İsviçre'ye çıkmak zorunda kalan Sevim yoldaş,
yurtdışına adım atar atmaz hemen örgüte yoldaşlarına ulaştı. Mersin
çalışmalarında yakinen tanıdığı yoldaşına ulaştığında sevincinde gözyaşlarını
dökmüştü.
Sevim yoldaş örgüt ile ilişki kurduğundan itibaren her
türlü devrimci göreve hazır ve yılların boşluğunu doldurma kararlılığı
içindeydi. Dur durak bilmeden örgütün çalışmalarına katıldı hem kendisini ve hem
de yoldaşlarını yeniden ayağa kaldırmaya çalıştı. Özellikle kadın çalışmasında
sorumluluklar üstlenen sevim yoldaş TKP-ML Hareketi yurtdışı kadın komisyonunda
sorumluluklar üstelendi ve aldığı görevlerini yerine getirme ve yeni kadın
savaşçıları yetiştirmeye çalıştı.
Sınırsız, sürekli anlam kazanarak büyüyen, ütopyalarla
yoğrulduğu kadar yeni yaşamın hayallerini bunları gerçekleştirme mücadelesiyle
birleştiren, bulduğu kadar yeniye yönelen, sonsuz anlama ve yaratma merakıyla
arayışlarını sürekli canlı tutan, salt arayışların rüzgarında kalmayıp ulaştığı
özgür yaşam damlalarını derinliğine yaşayan, yaşattıran ve soluduğu havaya
yayan, bunu günlük yaşamında sürekli bir akışa dönüştüren bir yaşam tablosu
içinde hareket etti Sevim yoldaş.
Sevim yoldaş “Özgür kadın mücadele eden kadındır” şiarını
kendi yürüyüşünün pusulası yapan özgür kadın kişiliğiydi. Tarihte az görülen
kişilikler olduğu gibi, bizim mücadele tarihimizde de örnek kişilikler vardır.
Acılarla örülen tarihi, halkın umutlarını ve acı çeken kadınları unutmayan
mücadelecilerdir onlar. Gerçek özgürlüğü küçük hazlara değiştirmezler. Sıradan
gözler yetişmez onların görüş açılarına. Çelişkileri derinden yaşadıklarından
acıları da derinden yaşarlar.
Yok oluşun eşiğine getirilen halkın ve
kimliksizleştirilen kadının hakikatini çağırırlar. Hakikat ve ikiyüzlülük,
karanlık ve aydınlık, güzellik ve çirkinlik, barış ve savaş, özgürlük ve
kölelik olguları damla damla onların içinde yaşanır ve süzülerek onların öz
kişiliğini oluşturur. Onlar her güne yeni bir doğumu sığdırırlar ve
duruşlarıyla yeni bir mücadele ilanı yaparlar tüm egemenlik kuşatmalarına
karşı. Güzelliklerin nöbetçisi olma kararlılıklarını ne kar ne fırtına ne de
hiçbir tufan engelleyemez.
Yaşamak için yaşamayı öğrenmek, öğrendiklerini anlamak,
anladığını uygulamak, uyguladıklarının sonuçlarını değerlendirmek ve bu
değerlendirme ışığında yaşamayı ne kadar hak edip etmediğinin muhasebesini
yapmak gerekmektedir. Sevim yoldaş bu mücadeleyi kendi bedenini bu terazide
tartmış, ruhunu buradan çıkan sonuçlarla anı anına muhakeme etmiş ve kendini,
kendisiyle bu zorlu mücadelenin sonucunda yaratmıştır.
Yarattığı bu kişilik, yarattığını yaşamın akışına katan,
kendini kuşatmakla, oluşanla yetinmeden, kendini hiçbir şeyin üstünde görmeden,
öğrendiklerine rağmen öğrenme ve öğretme eylemini, hata ve eksikliklerine karşı
savaşımda, günlük yaşamın ayrıntılarına yerleştiren, aynı yolu paylaştığı
yoldaşlarıyla yaratmak istediklerini gerçekleştirmenin çabasını veren, bunu
yaparken bireyi reddetmeden, yıldırmadan, mütevazı bir yürek ve beyinle,
değişimin gerekliliğine inanarak, değişimin kazanımlarıyla onurlandırarak ve
bireyi bunun iç sorgulaması kadar kutsal çabasına yönelten sürekli bir esintiyi
kendine kabul etmiş ve devrimin gerektirdiği fırtınalı kişiliğe bir örnek
olmuştur. Çünkü Sevim yoldaşın insanı algılayışı ve insan yaklaşımı, hümanizmin
yorumlanması, duygu ve akılla yoğrulan özelliklerin onurlu yaşamaya yönelen
insan uğruna davranışa dönüştürülmesi, insanlığın bugün yaşadığı olgunluğun
kocamış dünyada duygulanımlarla bütünleştirilerek bir yaşam tanımının oluşturulması
hedefine kilitlenmiştir.
Sevim yoldaşın kişiliği, kendine örnek aldığı komünist
önder kadınları miras olarak aldığını, neleri tarihten bugüne taşıdığını, hangi
aşamalardan damıtarak kendini bugüne getirdiğini bilmek, bizleri O’nun şahsında
gerçekleşen özgür kadın kişiliği hakkında aydınlatacaktır. Bu somut örnekle
ortaya çıkan özgür kadın gerçekleşmesi bizler için yaşamın her anında, her
türlü yaşamsal olguda ve hayallerimizde dahi kendimiz için örnek alacağımız bir
özgür kadının portresidir.
Fazla söze gerek yok Sevim yoldaş gerçekten de yoldaştı,
çünkü sade, doğal, dürüst, sevgi ve saygıyla etrafına yaklaşan, paylaşımcı,
bütünleştirici, gerçek hareket ruhla, onun moral ve maneviyatıyla, gerçek
yoldaşlık ölçüleriyle komünist kadın militanı temsil eden ve sonuna kadar
pratiğiyle güven veren bir yoldaştı. Hareket sonuna kadar bağlı, hizmeti ve
emeği esas alan, mevki ve yetki derdi olmayan, olumsuzlukları çekinmeden
eleştiren bir komünist kadın militandı.
Ve kadının özgürleşmesi savaşımına sonuna kadar bağlı
olan, devrimci değerlerden taviz vermeyen ve kendi öz gücüne ve halka- örgütüne
güvenen, inanan, onu koruyan, emekçilere hizmette sınır tanımayan gerçek bir
kadın militandı.
Mayısın ‘de emeğin sermayeye karşı kavga gününde
ölümsüzler ordusuna kattığımız Sevim yoldaşın anısı önünde saygıyla eğiliyor,
mücadelesini bayraklaştıracağımıza söz veriyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder