27 Ağustos 2018 Pazartesi
26 Ağustos 2018 Pazar
Gül teniyle toprağa düştü binlerce ışık olan Kemal Yazar yoldaş ölümsüzdür
Bir kere şunun altını özenle çizmeliyiz ki, tüm olumsuzluklara
kılıç çalarak, dünden bugüne gelenekten geleceğe devrim ve sosyalizm
yürüyüşünde, örgütlü mücadele ve devrimin maneviyatını yükseltme, güçlenme ve
yaşatma bakımından önemlidir. Dahası devrim ve sosyalizm şehitleri devrim ve
sosyalizm savaşımımızın manevi zenginliği kadar hazinesidir aynı zamanda. Bunu
korumak ve gelecek kuşaklara taşımak her komünist örgütün olduğu kadar, her bir
komünist ve devrimcinin de görev ve sorumluluğudur. Bu tarihe olduğu kadar,
kendi devrimci tarihine karşı da bir sorumluluk ve görevdir.
Komünist hareketi yeniden ete kemiğe büründürmek için 21
Ağustos 1995 ‘de kurulduğu günden bu yana faşist diktatörlüğün ve oportünist
revizyonist kesimlerin ateş altında tuttuğu bir örgüt olarak, kendi tarihini
zorluklar, olanaksızlıklar ve ihanete karşı savaşım içinde yazmaya çalıştı.
Dünyada, özelde de Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da çeşitli ulus ve ulusal
azınlıklardan işçiler ve emekçi halkların mücadelelerle yarattığı tüm
değerleri, kazanımları ve şehitlerini bütünlüklü olarak sahiplenen örgüt,
dünden bugüne bugünden geleceğe devrimci yürüyüşünü bu perspektifle zorluklara
karşı sürdürmektedir. 22 yıllık mücadele tarihinde bu yürüyüşün bedeli olarak
şehitler verdik Örgütün oğulları ve kızları bu kavgada devrimin zaferi için
canlarını ve kanlarını verdiler, yapı taşları olmuşlardır. Komünizmin yüce
idealleri uğruna ölümde olsa bu bedeli göğüslemeyi, düşmana aman vermemeyi, baş
eğmeyip direnmeyi ve önce ben düşmeliyi mi öğreten olmuşlardır.
18 Ağustos 2018 Cumartesi
İnşa’mızı silkinip ayağa kaldırmanın yolu feda ruhunu kuşanmaktan geçiyor
Zorluklara karşı inatla ve ısrarla savaşım yürüterek
komünist hareketi yeniden ayakları üzerine dikme savaşımının üzerinde 23. yıl
geçti. Elbette bir kişinin yaşamı bakımından 23. yılın pek fazla olduğu
söylenemez. Ama örgütlü savaşım bakımından 23. yılın hiçte az bir zaman olmadığını
söyleyebiliriz. Kuşku yok ki İnşa'mız kitle mücadelesinin gelişip güçlendiği ve
yığınların devrimci harekete aktığı bir dönemde zincirleri kırarak ortaya
çıkmadı.
21 Ağustos 1995 yılında KP-İÖ bir avuç komünist tarafında
yokluk, yoksunluk ve zorluklar ortamında kuruldu. İnşa'mız kuruluşundan itibaren
hem faşizm ve hem de MLKP oportünist önderliğinde ağır saldırı, operasyon ve
baskılarıyla yüz yüze kaldı. Belki de hiç bir devrimci hareketin maruz
kalmadığı azgın saldırı ve pusularla yüz yüze kaldık. Her şeye rağmen bu faşist
ve gerici kuşatmayı komünist fedakarlık ve devrimci iradeyle püskürtüp, devrim
ve sosyalizm savaşımına sıkıca sarılarak, devrim ve sosyalizmde iddiasını
ortaya koydu. Hem içte yaşanana ihanetler, kaçkınlara ve düşkünlükler gerekse
faşizmin ve MLKP’nin bir birini tamamlayan gerici saldırıları daha hızlı
gelişip güçlenmemizi olumsuz yönde etkiledi. Ama her defasında darbeleri ve
ihanet yaralarını sarmasını başaran ve feda ruhu için canla başla sarılıp
komünist hareketi ete kemiğe büründürmeye çalışan KP-İÖ savaşçıları, asla
iddialılıklarında geri durmadılar.
Gelinen durumda İnşa'mız örgütsel pratik olarak geliştirip
büyütme ve devrimcin öncüsü konumuna yükseltme zamanıdır. Dahası, devrimci
hareket her bakımdan silkinip ayağa kalkma bakımından önemli bir eşikten
geçiyor. Devrimci hareket ölü toprağını üzerinde atması, silkinip ayağa
kalkması ve sınıflar savaşımına aktif olarak müdahale etmesi için her bakımdan
eski alışkanlıklara vurarak, bütün enerjisini açığa çıkarıp kamçılayarak feda
ruhunu canlandırması ve çalışmalarda kendiliğindenciliği yere çalarak, devrimci
iradeyi konuşturması gerekiyor. Bunun için feda ruhu içinde öne atılarak
kitlelerin arasına dalıp onları örgütleyip-mücadeleye seferber ederek yeni bir
soluk getirmek, devrimci ve komünist hareketin önünde acil bir görev olarak
duruyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)