Diyarbakır
zindanlarında tam 3.5 ay en ağır işkencelere maruz kaldı. Tırnakları çekildi,
donmuş ayak parmakları kesildi, her türlü işkence yöntemlerine başvuruldu ama
ser verip sır vermeyen komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın direniş
duvarına vurup geriye düşmekten öte bir anlam ifade etmedi.
13 Mayıs 2017 Cumartesi
18 Mayıs anısına | Komünist önder İbrahim Kaypakkaya ve önderlik sorunu
4 Mayıs 2017 Perşembe
Dersim katliamı Türkleştirme ve Sünnileştirmenin adıdır
Tarihe 4 Mayıs 1937 yılında başlayıp 1940 yılına kadar devam eden ve binlerce
Alevi Kürdün kırımdan geçirildiği Dersim katliamının 80. yıl dönümü. Aslında
Dersim katliamı coğrafyanın tümüyle Türkleştirme, Sünnileştirme yani Türk ve
Sünni olmayan halkların yok edilmesi politikasının açık bir ifadesidir. Başta
şunun altı çizilmelidir ki, katliamın başında dönemin devlet yöneticileri M.
Kemal, Celal Bayar, İsmet İnönü ve genelkurmay başkanı Fevzi Çakmak
bulunmaktadır. Haliyle önceki Kürt katliamları gibi Dersim katliamı da T.C.
devletinin Kürdistan’ı İslah etme (iyi bir hale koyma, iyileştirme,
düzeltme) reform planının bir uzantısıdır.
1925 de Şey Sait’in önderliğindeki Kürt isyanına
katılmamalarına ve üstelik bazı aşiretlerin devlete destek olmalarına rağmen,
Kemalist iktidarın “Cumhuriyet Hükümeti için bir çıban” olarak gördüğü
Dersim’de tedip, uslandırma, tenkil, uzağa gönderme, uzaklaştırma. Herkese
örnek olacak ceza verme ve tehcir, sürgün, göçertme 1926 yılında başladı. 4
Ekim 1926 tarihinde Albay Mustafa Muğlalı komutasında Koçuşağı aşiretine karşı
yapılan askeri harekat Ovacık, Çemişgezek, Erkek, Beylan, Amutka ve Yılan Dağı
bölgesinde yaklaşık bir ay kadar sürdü ve geriye yüzlerce ölü, sürgün ve
yıkımlar kaldı.
1 Mayıs 2017 Pazartesi
1 Mayıs’ta faşist kuşatma ve yasakları yarmak için her yerde alanlara Taksim’e çıkalım
Türkiye’de sermaye ve
faşist iktidarlar, işçi sınıfı ve sendikal örgütlerinin bedeli kanla
ödedikleri, bu nedenle de büyük simgesel önem taşıyan Taksim 1 Mayıs alanını
emekçilere hep kapalı tuttu. Bugünde faşist diktatörlük 1 Mayıs düşmanlığını ve
korkusunu, 1 Mayıs’ın 1 Mayıs alanı Taksimde kutlamasına yasak koyarak
sürdürüyor. Bilindiği üzere 1 Mayıs Türkiye de uzun yıllar ya bahar bayramı
adıyla yozlaştırıldı yada yasaklandı. 1 Mayıs yıllar süren işçi ve
emekçilerin,devrimci ve sosyalistlerin can-kan pahasına yürüttükleri ve uğrana
onlarca şehitler verdikleri, zorlu mücadeleler sonucu resmi bayram olarak kabul
edildi ve 1 Mayıs alanı Taksim’e konulan yasak parçalandı..
Neki İşçi ve emekçi halk
düşmanı AKP faşist dinci iktidarı Taksimi işçi ve emekçilere yeniden
yasaklayarak, günler öncesinden başlatılan operasyon ve tutuklama terörüyle 1
Mayıs korkusunu sürdürdü ve sürdürüyor.
Her fırsatta sermaye
devletinin güvenliğini bahane eden AKP faşizmi, 1 Mayıs düşmanlığına devam
ediyor. İşçi ve emekçiler bakımından sembolük önemi olan Taksim’i 1 Mayıs
kutlamalarına kapatan AKP faşizmi, yaşanmış tarihi unutturmaya ve emekçilerin
direniş günlerini yozlaştırmaya çalışıyor. Nasıl ki 1 Mayıs zorlu mücadelelerle
resmi tatil günü olarak koparılıp alındıysa, aynı şekilde 1 Mayıs alanı Taksime
konulan yasak zinciri de direnişle kırılacak ve 1 Mayıs kutlamaları özgür
olacaktır.
Biliyoruz ki faşizmi ve
sermeyenin egemenliği koşullarında cesaretli, inatçı ve zorlu bir savaşım
verilmeden, hakların alınması mümkün değildir. DİSK, KESK, TTB ve TMMOB'un 1
Mayıs’ı 1 Mayıs alanı Taksim’den kutlamakta vazgeçmeleri ve yönlerini
Bakırköyde kutlamaya çevirmeleri, onların bir yandan daha dün her durumda emekçiler
bakımından sınıfsal ve sembolük değeri olan 1 Mayıs’ı 1 Mayıs alanı Taksim’de
kutlamaktan ısrar edenlerin, bugün düne göre değişen birşey olmadığı halde
Taksim ısrarında vazgeçmeleri, devletin dayatması ve yasağı karşısında geri
adım atmaları, Erdoğan önderliğindeki kaçak Saray iktidarının karşısında Gezi’den
hayıra taşınan emekçilerin eşitlik ve özgürlük direnişinin daha güçlü olarak 1
Mayıs kutlamalarına taşınmaması ve yasak savma babında 1 Mayıs’ın yasal
alanlarına hapsedilmesi anlamına gelmektedir.
Dahası sendikaların ve
mesleki kitle örgütlerinin İstanbul 1 Mayıs’ını faşizmin çizdiği sınırlar içine
hapsetmeye çalışan legalist - reformist tutumları, haklar direnerek alınır ve
korunur gerçekliğinden uzaklaşmak anlamına geldiğinin bilincinde olmalıyız.
Buradan olarak 1 Mayıs Katliamı’nın 40. yılında Saray rejiminin gerici
önderliğinde faşist dinci AKP diktatörlüğünün provokasyonlarına, tehditlerine
ve yasaklarına hayır diyerek, işçiler, emekçiler ve devrimciler salt elbette insanın
vicdanı da zamana bağlıdır ve yalnız onunla var olur. Demek ki anılarımız
geleneklerimiz, vicdanımız, belleğimizdir. Unutmaksa vicdansızlık. 1 Mayıs’ı
unutmayacağız! Çünkü 1 Mayıs, bizim geçmişimiz değil geleceğimizdir.
Doğru; derin bir iç
çekiştir 1 Mayıs… Kederimizdir, yarım kalan coşkumuzdur. Ama o gün, iş, ekmek,
özgürlük ve barış türküleriyle Taksim’e yürüyen insanlar, bu alanın adını ‘1
Mayıs Meydanı’ koydular.
Burjuvazinin her “yasak”ı,
yerle yeksan edilmek içindir…
Sakın ola unutulmasın /
unutturulmasın: Üzerine konan yasak işçi sınıfı mücadeleleri açısından gayri
meşru olan Taksim Meydanı, onlarca emekçinin “Uğruna can verilecek kadar
sevdiği şeydir!”
Hayır; asla ve kat’a
vazgeçmeyeceğiz Taksim’den; daha kaç 1 Mayıs “savaşa” gider gibi gideceğimizi
bilmesek de oraya.
Buradan olarak, KP-İÖ, tüm
işçi ve emekçileri, devrimci ve sosyalistleri 1 Mayıs’ı 1 Mayıs alanı
Taksim de kutlamak için, 1 Mayıs günü Taksim’de olmaya çağırıyor. Tüm işçi,
emekçi ve devrimci güçleri İstanbul da 1 Mayıs günü Taksim’i özgürleştirmek
için Taksim de bulaşmalı ve faşist diktatörlüğün yasakları parçalanmalıdır.
Yaşasın 1 Mayıs! Biji yek gulan !
Yasaklar kaldırılsın! Taksime özgürlük !
Faşizme ölüm halka özgürlük!
Yaşasın Komünist Parti-İnşa Örgütü!
Mayıs - 2017
KOMÜNİST PARTİ-İNŞA ÖRGÜTÜ (KP-İÖ)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)