Bölüm: 2
“Partimiz edimsel olarak, yani toplumsal köken itibarıyla işçi sınıfının ‘en bilinçli azınlığından’ oluştuğu kuşkusuz söylenemez.” (agb. 28)
“Partimiz, kesimsel çalışma söz konusu olduğunda, özellikle
büyük metropollerde güçlerinin en çoğunun giderek işçi çalışmasında
konumlandırmaya yöneldi… Ancak sorunda ısrarlı davranılamadı.
Gelişmemiz hala cılız ve sınırlıdır… çok sayıda kadro sınıf çalışmasında
görevlendirilse de bunların önemli bir kesimine gereken işlerlik
kazandırıldığı söylenemez… İşçi ilişkilerimizi örgütlemede belirgin
gelişmeler oldu. Ama bu devam ettirilemedi…” (Agb. s. 51-52.)
“Partimiz, komünist hareketi, bütün varlığı süresince bir gölge gibi izleyen işçi hareketinden yalıtılmışlık sorununu çözme iddia, görüş açısı ve kararlılığına sahip olduğunu özellikle bundan sonraki pratiğiyle göstermek zorundadır.” (agb. s. 53.)
Daha buraya aktarmayı gerekli görmediğimiz bir çok değerlendirme ve veriler çetecilerin söylemleriyle pratikleri arasındaki çelişkinin derinleşerek sürüp gittiğini ve sınıfı temel alan bir örgütsel, pratik çalışma geliştirmediklerini göstermektedir. Peki 40 yıl sonra Kaypakkaya yoldaş ve daha sonrasında komünist hareketin yarattığı, fabrika işçi ilişkilerinin onda birisini bile örgütleme, fabrika ilişkisi yaratma ve hücreleşme, sendikalar içinde buna uygun hareket etmediği gerekçesiyle eleştirip küçük-burjuva çemberi kırıp, dışına çıkmadığı iddiasıyla eleştirip, mahkum ederken, bugünkü MLKP, 40 yıl sonra semt ve öğrenci gençlik içinden devşirdiği küçük burjuva kadrolarla, esas olarak pratik çalışmalarını sınıf dışı küçük-burjuva kesimler içinde -öğrenci gençlik ve semtler gibi yoğunlaştırırken Marksist oluyor ama önünde yararlanacağı herhangi bir deney, tecrübe ve olanaklar vb. yokken ilkliğin ve çocukluğun getirmiş olduğu nedenlerden dolayı aynı konumda hareket eden Kaypakkaya ve komünist hareketi çok rahatlıkla küçük-burjuva olarak damgalayarak mahkum etmeye çalışıyor. Bakalım MLKP 26 yıl sonra örgütsel-politik çalışmanın merkezinde tuttuğunu iddia ettiği sınıfla birleşmede ne kadar yol kat etmiştir?
“MLKP’nin sınıf hareketine bağlanmadığı, onun temel zaafı, işçi sınıfıyla bağlarının fazlasıyla zayıf olmasıdır…” (2. Kongre Belgeleri, s. 27.)
“Partimiz edimsel olarak, yani toplumsal köken itibarıyla işçi
sınıfının ‘en bilinçli azınlığından’ oluştuğu kuşkusuz söylenemez.”
(agb. 28.)
“Partimiz, kesimsel çalışma söz konusu olduğunda, özellikle
büyük metropollerde güçlerinin en çoğunun giderek işçi çalışmasında
konumlandırmaya yöneldi… Ancak sorunda ısrarlı davranılamadı.
Gelişmemiz hala cılız ve sınırlıdır… çok sayıda kadro sınıf çalışmasında
görevlendirilse de bunların önemli bir kesimine gereken işlerlik
kazandırıldığı söylenemez… İşçi ilişkilerimizi örgütlemede belirgin
gelişmeler oldu. Ama bu devam ettirilemedi…” (Agb. s. 51-52.)
“Partimiz, komünist hareketi, bütün varlığı süresince bir gölge
gibi izleyen işçi hareketinden yalıtılmışlık sorununu çözme iddia,
görüş açısı ve kararlılığına sahip olduunu özellikle bundan sonraki
pratiğiyle göstermek zorundadır.” (agb. s. 53.)