14 Kasım 2012 Çarşamba

Yoldaşların dilinde Yücel Hazar yoldaş

Yoldaşlar, içtenlikle belirtmeliyim ki, bugün can yoldaşım Yücel hakkında bu satırları yazmak hakikaten bana zor geliyor. Bu zorluk, hem onun komünist özelliklerini iyi anlatamama korkumdan, hem de o yoldaşın öldüğünü kabullenemeyişimdendir.

Yücel yoldaşla 1979 Haziran ayında, ikimizin de yeni atanmış olduğu bir Hareket Komite toplantısında karşılaştık. Da ha önce karşılaşmadığımız gibi, hakkında önceden hiçbir bilgiye de sahip değildim.

İlk dikkatimi çeken şey, toplantı yaptığımız evdeki taraftarlarımızla olan ilişkileriydi. Yücel’in aileden biri ya da yakınları olabileceğini düşündüm. Ama az bir zaman geçtikten sonra tahminlerimde yanıldığımı, Yücel'in o aileden biri olmadığını fark ettim. O'nun ilk belirgin olumlu özelliğini yakalamıştım. Bu, O’nun emekçi yığınlarla olan sıcak ve yakın bağlantısı ve onlar üzerindeki dost ve yoldaşça etkisiydi. Tam da bir komünist yönetici de aranması gereken iyi bir özelliğe sahipti.

Biz daha toplantıya başlamadan o yoldaşın yarattığı sıcak iletişim ortamında, sanki yıllardır birlikte çalışmışız gibi bir ortamda kendimi buldum. Ve o ölçüde de hemen yakınlaştık. Çok rahat bir ortamda, yoldaşlık ilişkilerinin derin sıcaklığı içinde, toplantıya başlama imkânını elde ettim. Toplantı başlangıcında yönetici yoldaşın verdiği bilgilerden anladım ki, bu yoldaş, tüzüğümüze göre daha 6 aylık aday üyelik sürecini tamamlamadan, MK özel kararıyla doğrudan üyeliğe alınmıştı.

Bu, o yoldaşın aldığı görevlerdeki başarısını ve mücadeledeki istikrarlı ve yan ısıra hızlı gelişmesini simgeliyordu. Ben, o zaman hem duygulandım, hem de böyle bir yoldaşla birlikte çalışma imkânına sahip olduğum için gururlandım.

Yücel yoldaş hakkında verilen bilgilerden çıkardığım bir başka gerçekte o yoldaşın çekirdekten sağlam bir devrimci kişilik edinerek gelişmesidir. 0, daha ortaokul yıllarında Hareket'imiz kadro ve militanlarının Malatya'da faşistlere karşı yürüttüğü mücadelede yer almış ve küçük yaşlardan itibaren aldığı görevler içerisinde devrimci gelişimini sağlamıştı. Yücel yoldaş komite toplantısında büyük bir bölgenin örgütlenmesinin sorunları ve diğer siyasal sorunlar tartışılırken, fikirleriyle, önerileriyle ne kadar ilgili olduğunu bu görevin üstesinden gelebilecek inisiyatif, kararlılık ve örgütleyici yeteneklere sahip olduğunu gösteriyordu. O, yapılan bütün komite toplantılarında, örgütün ve yoldaşların hatalarına karşı yapıcı bir eleştiricilik tavrı göstermiş ve çalışmaların geliştirilmesi için yoğun bir çaba içerisinde bulunmuştur.

Yücel yoldaşla olan birlikteliğimiz içerisinde ve kendisi hakkında gelen bilgiler çerçevesinde, hatalarına karşı en ufak bir tutuculuk örneği göstermediğini, son derece mütevazı ve hatalarına karşı mücadeleci davrandığını yaşayarak gördüm. Ki, zaten bu tutumu onun hızlı gelişme dinamiklerinden biriydi. Bu çalışmalarda gösterdiği çalışkanlığı, fedakârlığı ve enerji dolu yapısıyla birleştiğinde geleceğin daha iyi bir örgütçüsü ve önderi olacağını sergiliyordu. Yücel yoldaşla bir yılı aşkın bir süre birlikte aynı komitede çalışma. İmkânına ve şansına sahip oldum. Çalışma alanlarımız her ne kadar farklı da olsa nispeten sık sayılabilecek aralıklarla bir araya gelebiliyorduk.

Yukarda belirttiğim gibi, Yücel yoldaş; Antep gibi örgüt çalışmalarımız açısından büyük önem taşıyan bir alanın doğrudan başına getirilmiş, Nisan Konferansı'nın çizdiği perspektif doğrultusunda işçi sınıfı içinde yoğunlaşma çalışmasına bizzat önderlik etti. Bu çalışmanın bir ürünü olarak Antep'te gerçekleşen birçok grevin, özellikle de Güneydoğu Birlikleri’nde ki büyük grevin fiili önderliğini Hareket'imiz kadro ve taraftarlarıyla birlikte üstlendi. Yücel yoldaş, ağır sıkıyönetim koşullarında, devrimci yığınsal mücadelenin daha fazla geliştirilmesi için diğer yoldaşlarıyla birlikte aktif siyasal etkinlikleri gerçekleştirebilmişti. O, resmi ve sivil faşist güçlerin; örgütümüze ve halka karşı saldırılarına siper olmuş, dahası faşist yuvaların ve mihrakların dağıtılması çalışmasını bizzat yönetmiştir. Yoldaş, faşist güçlere karşı baş eğmez direnişi örgütlemeye çalışırken, PKK’nin gerici silahlı saldırı ve komplolarıyla defalarca yüz yüze gelmiş, bu karşı devrimci saldırılardan kıl payı sıyrılabilmişti.

Yücel yoldaşın yoldaşlarıyla olan ilişkileri, yoldaşlarına ve davaya olan bağlılığı her şeyin üzerindeydi. O, en zor, en tehlikeli görevler söz konusu olduğunda hemen kendisini önerir ve öne çıkartıp Yoldaşı, yaşamında derin bir şekilde etkileyen en önemli olay, Hareket'imizin önderlerinden Münir Dışkaya yoldaşın acı kaybıydı. O, herkesten çok, yıllarca birlikte olduğu, birlikte savaştığı bir yoldaşı kaybetmenin acısını derinden yaşıyordu. Münir yoldaşın yeri Yücel'in yanında farklıydı. O, O'nun için hem bir önder, hem bir siper arkadaşı, hem de iyi bir dostuydu. Her fırsatta Münir yoldaşın mezarını ziyaret eder, O'na saygı duruşunda bulunur ve kavga andı içerdi.

Yücel yoldaş, Marksizm-Leninizm 'e yaşamı boyunca bağlı kaldığı gibi, Marksizm-Leninizm'e yönelik saldırılara karşı da kararlılıkla mücadele etti. En başta ideolojik yozlaşma ve örgütsel mücadeleden kaçış şeklinde kendisini ortaya koyan ve Antep'te de ortaya çıkan ''Tanrı arayıcılığı'' olmak üzere, Mao Zedung revizyonizmine, modern revizyonizme, reformizme, maceracılığa ve Kürt milliyetçiliğine komünist bir bakış açısıyla karşı koydu, mücadele etti. O, geniş çaplı görevlerin altında araştırma, incelemeye yeterli zamanı bulamamasına rağmen her fırsatı değerlendirerek Marksist bilgisini derinleştiriyor ve örgütümüzün kadro ve taraftarlarının eğitimine de özel bir önem veriyordu.

Ben 1980 Ağustos ortalarında başka bir göreve atandım. Bölgeden ayrılmadan önce uzun bir süre görüşme olanaklarının olamayacağı için çeşitli yoldaşları ve Yücel yoldaşı görmeden ayrılmayacağımı söyledim. Yücel yoldaş da, benim başka bir göreve atandığımı duyunca hüzün duymuş ve beni gömmeye gelmişti. Birbirimizi uzun süre göremeyeceğimizi bildiğimizden olacak, kol kola, sarmaş dolaş, son derece üzüntülü bir şekilde Düztepe sokakların da bir süre dolaştık, sohbet ettik. Ayrılık anı geldiğinde, her ikimizin de gözlerine yaşlar inmişti. Sımsıkı bir şekilde kucaklaştıktan sonra istemeyerek de olsa birbirimizden ayrıldık. Yücel yoldaş ben gözden kayboluncaya kadar olduğu yerde durup beni gözledi.. Ben ise fazlaca arkama bakmamaya cesaret edemeden ağlamaklı ve çok karışık duygularla uzaklaştım. Uzun yolculuğum boyunca Yücel'le ve diğer yoldaşlarla olan ilişkilerim bir film şeridi gibi gözlerimin önünde geldi. Gece,18 saatlik yolculuk boyunca gözüme uyku da düşmedi.

Yücel yoldaştan ayrıldıktan üç ay sonra acı ölüm haberini öğrendim. Gerçek ismini bilmiyordum. Muzaffer öldürülmüş diye duymuştum. Muzo diye hitap ettim, Yücel'in ölümü beni anlatamayacağım şekilde etkiledi. Kendime hâkim olamayarak bir odaya çekilip, gözyaşlarımı diğer yoldaşlardan gizlemeye çalıştım.

Yücel yoldaş, bir başka yoldaşla Antep'in bir köyünden gelirken asker ve polislerin alçakça kurduğu pusuya takılıyor ve çatışmadan sonra yaralı olarak ele geçiriliyor. Yarası ağır olmayan Yücel yoldaş, polislerce hastaneye kaldırılıyor ve burada hemen sorguya ve işkenceye alınıyor. Sorgudan bir şey çıkaramayacaklarını anlayan faşist katiller çıkar yol olarak Yücel yoldaşın ki yoldaşımıza ihaneti kabul ettiremeyip, acze düşen faşist iblisler yoldaşı öldürmeye kalktıklarında, O'nun gür sesiyle haykırdı ''Kahrolsun faşist diktatörlük”, Yaşasın TKP-ML Hareketi!” şiarlarıyla bir defa daha komünist kararlılık karşısında yenilgiyi tadıyorlardı. Yücel yoldaşın kurşun sesleri arasında haykırdığı şiarlar, o günkü hastane personelinin zihinlerinde canlılığını korumaktadır.

12 Eylül gibi faşist karşı-devrimin şaha kalktığı koşullarda, O, en ufak bir tereddüt göstermemiş, faşizme duyduğu nefreti mücadeleye dönüştürmüş, iyi bir komünist yönetici gibi görevlerine dört elle sarılmış ve bu uğurda yaşamını ortaya koymuş seçkin bir komünist ve kavga adamıdır. Devrimin ve sosyalizmin başarısı yoldaşların varlığına ve mücadelesine bugün her zaman- kinden daha çok ihtiyaç duymaktadır. Komünist kadrolar, kendilerine Yücel Hazar yoldaşı örnek olarak almalıdırlar.

Yücel yoldaş, şehit olduktan sonra da yalnız bırakılmamış faşist teröre karşın cenaze törenine yüzlerce emekçi ve yoldaşı katılmıştır. Bugün Yücel yoldaş bir yakada Münir ve diğer yoldaşlar diğer yakada yükselen devrimci kavgada, mücadeleleriyle anılarıyla, kararlılıkları ve baş eğmez tutumlarıyla esin kaynağı olmaya devam ediyorlar.

Yoldaşlarımızın uğruna canlarını feda ettikleri devrim ve sosyalizm bayrağı bugün de kavgada en önde yoldaşlarının elinde bütün kızıllığıyla dalgalanıyor. Tek bir neferimiz kalıncaya dek utkumuzu yerine getirmek için uğruna can bedeli bir mücadele yürüteceğimizi, yoldaşlarımızın sıcak anılan önünde bir daha saygıyla eğiliyor ve onlardan aldığımız güçle kavgayı büyütüyoruz.

Hiç yorum yok: