Nereye yönümüzü dönsek ve hangi devrimci gazete ve derginin kapağını açsak,
yada her hangi bir basit sohbette, en başta proletarya ve emekçi yığınların
örgütsüz ve dağınık olduğundan, var olan devrimci örgütlenmelerin yeterince
sağlam ve kendi kendisini örgütleyebilir konumda olmadığından ve bu alanda
büyük bir boşluğun yaşandığından vb. bahsederiz. Başta şunu vurgulamalıyız ki,
ilk adım olarak kendisini örgütlemede başarıyı yakalayamayan bir devrim
örgütünün, yüz yılların deney ve tecrübesiyle örgütlenmiş ve tepeden tırnağa
silahlanmış bir karşı devrimci iktidarı yıkması ve yerine devrim ve sosyalizmin
inşa edebilmesi elbette gerçekçi olmayacaktır.
Demek ki devrimi örgütlenmek için çekirdekten yetişmiş özel yöneticilere
ihtiyaç var. Türkiye devrimci hareketi bugün Leninist tipte yönetici
yetiştirememenin sıkıntısını yaşıyor. Devrimci hareket bu zaafını ne kadar
hızlı aşarsa o kadar devrimi örgütlemede ve gelişmelere müdahale ederek
büyümede başarılı olacaktır. Peki, nedir Leninist tipte yönetici?
En başta Leninist yöneticilik, örgütlere dayalı çalışma demektir.
Kadroların yeteneklerine göre görevlendirilerek çalıştırılması ve her insanın
bilgi, deney, yetenek ve gelişme potansiyelinde azami derece yararlanabilmesi
demektir. Dahası, örgütsüz, işlevsiz tek bir kadro ve sempatizan bırakmamak
demektir.
Leninist yöneticilik, örgütlere ve kadrolara perspektif vermek, deney
aktarmak, eğitmek, ama işin yapılmasını alt örgüt ve kadrolara güvenerek,
onlara inisiyatif tanıyarak, sıkı ve disiplinli bir denetim ve onlara bırakmak
demektir. Eğer eğitim ve deneyimsizlikten alt örgüt ve kadrolar bir işin nasıl
yapılacağını bilmiyorsa, doğrudan onların başına geçerek işin nasıl
yapılacağını göstermek, alt örgüt ve kadroları bağımsız inisiyatifleriyle işi
yapacak asgari seviyeye gelmişlerse geri çekilip, sıkı bir denetimle işleri
onlara bırakmazlar.
Ne ki devrimci komünist hareket bu alanda işin ciddiyetine uygun bir
pratik duruş sergilediği söylenemez. Komünist ve devrimci örgütler eldeki
gücü, işbölümü ve uzmanlaştırma temelinde yeteneklerine göre seferber ederek,
örgütlü güce dayanarak, onların eğitimi, denetimi ve yönlendirmesi üzerinde
yoğunlaşarak, eldeki güçlerden ustaca yararlanmak yerine, her işi kendilerine
koşturur durumdalar. Eldeki hazır gücü işlevli kullanmasını yeterince başaramıyorlar.
Böylece geniş bir bakış açısına sahip bir kaç adım ötesini gören bir yönetici
gibi çalışmak yerine, plansız, enerjisini öncelikleri-sonralıkları ayrımına
göre yönlendirmeyen, her işe kendileri yetişmeye çalışan dar pratikçi-amatör yöneticiler
olarak çalışıyorlar. Devrimci ve komünist hareketin toparlanması ve devrimci
bir çıkışı için en başta saflardaki bu kötü eğilimin hızla terk edilmesi,
Leninist önderlik anlayışı ve çalışma tarzının tepeden tırnağa kararlı bir
mücadeleyle yerleştirilmesi gerekiyor.
Söz konusu plansız ve dar pratikçi çalışma tarzının tipik sonuçlarından
birisi, alt örgüt ve kadroların, sempatizan kitlesinin üstlen bekleme psikoloji
ve alışkanlığını kazanmasıdır. Bu durum alt örgüt ve kadroların bağımsız iş
yapma yeteneğinin, duyarlılığının gelişimini engelliyor, biçimselliğe
sürüklüyor, küçük burjuva bürokratik memur mantığını yerleştiriyor. Altan çok
sayıda yeni yönetici ve militanın yetişmesini köreltiyor. Yeni taze güçlerin
başta yönetici yapıya olmak üzere, çok sayıda göreve, çok sayıda yeni insanın
yetiştirilmesini engelliyor. Ve bu zaaf, önemli bir zaaf, hatta eksiklik olarak,
kadrolar arasında basit çekişmelere, yöneticilerin yetmezliklere, deney ve tecrübesizlikleri,
değişik düzeylerde kişisel didişme ve çekişmeleri koşuluyor ve bu durum
saflarda disiplini bozucu ve ilişkileri zedeleyici etki yapıyor.- örgütsel
çalışmalarımızda kabaca göze batıyor.
Oysa alt örgüt ve kadrolara güvenmesini bilmek gerek. Onlara inisiyatif
tanımada ustalaşmalıdır. Eğitim ve deneyim eksikliği, yada hata işlemeleri
onlara güvensizlik duymada gerekçesi olmamalıdır. Her nitelikli ve yetenekli
yoldaşa göre görev, yetki, sorumluluk vermesi başarılmalıdır. Eğitim ve denetim
eksikliğini aşmaları için özel çaba gösterebilmelidir. Öyle ki her alt örgüt,
kadro ve insanüstü beklemeden perspektiflere uygun olarak iş yapabilmelidir.
Verilen direktifleri yaşama geçirmede inisiyatif ve ataklık gösterebilmelidir.
Siyasal ve örgütsel çalışmaz öyle bir düzenlenmeli ve yönetilmeli ki, adem-i
merkeziyetçilik, bağımsızlık ve inisiyatif güçlü bir tarzda yaşam bulabilsin,
inisiyatif sahibi, yaratıcı bir çalışma gelişebilsin. Eldeki hazır güçler
işlevsel kılınabilsin. İnşa’nın yöneticilerinin yırtıcılıkları, bilgileriyle
otorite olmaları, yaratıcılıkları, ataklıkları, dinamizm ve ön açacakları örgüt
ve kadrolar üzerinde yaşam bulabilsin.
Az konuşma çok iş yapma, birilerini beklemeden hareket geçme, tüm
insanlardan yeteneklerine göre yararlanma, her ilişkiyi bir biçimde inisiyatif
sahibi kişiler olarak örgütleme, yetiştirme, insanlara güven duyma, güven
duyarak inisiyatif tanıma, eksiklik ve hatalarını sıkı bir günlük denetim,
planlı eğitimle aşmasına sağlama, propaganda, ajitasyon, örgütleme, eylem
çalışmasına tüm güçleri, bize yakınlık duyan kesimlerde dahil seferber etme vb.
tüm bunlar başarılı bir yöneticilik çalışması için gerekli ve zorunludur. Her yönetici
çalışmalarını bu tara göre şekillendirmelidir. Bu çalışma tarzı ve yöneticilik
anlayışı her yöneticinin beynine çıkmazcasına kazınmalı ve bir alışkanlık
olarak yerleştirilmelidir.
Planlı çalışma, ML çalışma tarzının, plansız çalışma ise dar pratikçi
kendiliğindenci çalışma tarzının karakteristik özelliklerindendir. Başarılı
yöneticilik ve başarılı bir çalışma için yöneticinin çalışmalarını sınıf
mücadelesinin ihtiyaçlarına göre düzenlemek zorundadır. Plansız çalışma
kendiliğindenci bir çalışma tarzıdır ve devrimi bir milim ileri taşımaz ve
burada öncelikler ve sonralıklar ayrımı yoktur, enerjiyi her tarafa savurur ve
verimsizlik üretir. Devrimci çalışmaların yeterince planlanmaması, yöneticilerin
hata ve eksikliklerinin görünen yanlarından biridir. Bu zayıflığa karşıda
etkili bir mücadelenin geliştirilmesi gerekiyor. Yöneticiler bu alanda da ilke
ile esnekliği birleştiren, siyasal ve örgütsel çalışmalarının ihtiyaçlarına
yanıt verecek tarzda yönetmeli ve yönlendirmelidir.
Yöneticiler başta kendi çalışmaları gelmek üzere tüm çalışma dallarını da
alt örgütleri ve kadroları ideolojik-politik eğitim, günlük siyasal müdahaleler,
örgütsel çalışma vb. faaliyetlerini genel bir plan, bu plana dayalı özgül
planlar çerçevesinde yönetilmelidir.
Yöneticiler tüm örgüt ve kadroları çalışmaları belirlenmiş somut hedefler
temelinde yoğunlaştırmalıdır. Planlar güncel mücadelenin ihtiyaçları ve gücüne
uygun olarak şekillendirilmelidir. Güçler, çalışmalar öncelikler ve sonralıklar
ayrımına bağlı tarzda geliştirilmelidir. Mekanik, dogmatik ve şematik
davranmadan somut gelişmelere bağlı olarak, esnek davranabilmeli ve planın
aşılan, eskiyen yanları yenileriyle değiştirilerek yola devam edilmelidir.
Mücadelenin ve örgütün dinamizmine dayanan bu dinamizmi dakik tarzda kullanan
bir yöneticilikle planlı çalışma tarzı ve geleneği kazanılmalıdır.
Plansız, hedefsiz çalışma, pusulasız denizde yol almaya benzer. İyi bir
yönetici örgüt çalışmasının merkezi olarak, örgütsel çalışmaları hedef
seçtikleri alanlara yöneltme, yoğunlaştırma, denetleme pratik kararlılığı
içinde olmalıdırlar. Oysa bu alanda da önemli hata ve eksikliklerin yaşandığı
ve hala yaşanıyor olduğu gerçekliğidir. Bu olumsuzlukların hızla aşılması için
gereken çaba, uğraş gösterilmeli ve bireysel yaklaşımlar, küçük hesaplar
peşinde koşma vb. olumsuzluklar hızla giderilerek, verimli, kendini üreten,
enerjiyi yeterince kullanan yönetici ve çalışma tarzını yakalamak hedefiyle
kadro ve örgütleri bu doğrultuda seferber etmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder