Bundan tam olarak 48.yıl önce yıl önce 19 Mart 1973 günü Ahmet Muharrem Çiçek yoldaş 12 Martın faşist katilleri tarafından şehit edildi. Saygıyla anıyoruz. Ahmet Muharrem yoldaş,1952 yılında Elazığda dünyaya gözlerini açtı, muhafazakar bir ailenin çocuğu olarak daha lise sıralarındayken devrimci fikirleri benimsemişti. 1969-70 öğrenim döneminde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi. Bu yıllarda, gençliğin, emperyalizme ve faşizme karşı mücadelesi bir çığ gibi büyüyordu. 0 da zaman geçirmeden bu mücadeleye katıldı. A. Muharrem yoldaş üzerine düşen görevleri gösterişe kapılmadan yerine getiriyordu. Alçak gönüllüydü. Bu özellikleriyle arkadaşları tarafından kısa zamanda sevildi. Devrim davasına sarsılmaz bir inancı vardı. 12 Mart askeri faşist diktatörlüğünün, devrimciler ve halk üzerinde baskısını arttırdığı şartlarda, birçok kimse mücadeleyi terk edip burjuva hayatına dönerken. Muharrem yoldaş duraksamadan gençliğin illegal mücadelesine katıldı. Gençliğin askeri-faşist diktatörlüğe karşı verdiği mücadeleye önderlik etti. Yılgınlık göstermedi, gösterenlere moral verdi,. Mücadelede soğukkanlılığı ve becerikliliğiyle mücadele yoldaşlarını güvenini kazandı. Daha sonra gençlik içindeki mücadeleden işçi sınıfı içinde mücadeleye geçti. Bir çok işçi tanıdı. İşçiler üzerinde ağırbaşlılığı ve alçak gönüllüğü ile olumlu etkiler bıraktı, Onların güvenini kazanmasını sağladı.
Devrimci güçlerin
darbeler yediği, devrimci mücadelenin geçici gerilediği dönemde devrimci
hareketler de büyük zorluk ve sıkıntılar içindeydiler. A.Muharrem yoldaş, bütün
bu sıkıntılar içindeydi. A. Muharrem yoldaş, bütün bu sıkıntıları açlık, soğuk,
yol parası olmadığı için yaya yürüme gibi yaşadı. Buna rağmen hiç şikayette
bulunmadı. 0 örnek proleter fedakarlığa sahip bir proleter savaşçısıydı.
Üzerine aldığı devrimci görevleri başarıyla yerine getirdi. Daha büyük görevler
üstlendi. Faşist terör çalışma arkadaşlarına ulaştığın da A.Muharrem yoldaş en
ufak bir korku ve paniğe kapılmadı. Yenilen ağır örgütsel darbelere rağmen devrimci çalışmalarını hiç aksatmadı, dağılan
örgütleri yeniden topalayarak yoldaşlarına önderlik etti. Yakalanan yoldaşlarının görevlerini de üstlendi. Çalışmalarını sürdürürken 19 Mart 1973
günü bir evde birkaç arkadaşıyla birlikte polisin tuzağına düştü. Polis
A.Muharrem yoldaşın üzerinde bulunan iki silahtan birini buldu.' Onu yanındaki
arkadaşa kelepçeledi. Başlarında otomatik silahlı bir polis bulunuyordu. Diğeri
haber vermeye gitmişti. Muharrem yoldaş bir fırsatını bulup boşta kalan eliyle
silahını çekti. Başlarında bekleyen polis selameti kaçmakta buldu. Muharrem
yoldaş ateş ederek kendisini arkadaşına bağlayan kelepçeyi kırdı. Pencereden,
önce yanındaki arkadaşlarını kaçırıp daha sonra kendisi kaçacaktı. İki arkadaş
çıkmayı başardılar. Geride kalan Kutsiye Bozoklar yoldaş kaçamadı. Muharrem
yoldaşta onunla birlikte kaldı. Bu arada yardım alan faşist katiller İstanbul
Şehremin de kaldıkları evi sardılar. A.Muharrem yoldaş son kurşununa kadar
direndi faşist katillere karşı devrimci sloganlar haykırdı. Faşistler onu
ancak aldığı yaralar sonucu baygın olduğu halde ele geçirebildiler.
Onun kararlılığı ve direnişi karşısında aciz kalan faşist katiller, yaralı
yoldaşımızın kafasına silahı dayayıp iki el ateş ederek Muharrem yoldaşı şehit
ettiler.
İstanbul II no.lu sıkıyönetim mahkemesinde görülmüş olan TKP(M-L) davası
dosyasında bulunan, 21 Mart 1973 tarihli ve 236/2 683 sayılı Adli Tıp raporlarında
şu satırlar yer alıyor: "Bu durumda kafatasına aynı nahiyeden, yani sağ
pari etalda ki bitişik atış yerinden birbiri peşi iki merminin girmesi
mümkündür.
.... Kafatası sağ kısmında bulunan mermi giriş deliği hususiyetlerini bitişik
atış vasfını gösterdiği, aynı yerden iki merminin kafatasına girdiği ve
çıktığı... "
Yukarıdaki satırların yer aldığı otopsi raporları Ahmet Muharrem Çiçek yoldaşa
aittir. Faşist katillerin işlediği cinayetleri otopsi raporları açıkça ortaya
sermektedir.
Bu gerçek sıkıyönetim mahkemelerinde, TKP (M-L) davasında tek tek ortaya
serildi. Savcılık makamını işgal eden 12 Mart’ın işkenceci faşist katillerinden
Yaşar Değerli'ye, savcılık görevi gereği bu cinayetin üzerine gitmesi gerektiği
halde neden gitmediğini sorulduğunda, 0, mevcut evraklara şöyle bir baktığını,
bu raporların gözünden kaçtığını" söyledi ve arkasından "Ahmet
Muharrem Çiçek'i, polise teslim olmamakla, direnmekle bu sonu göze
almıştır, durumdan kendisi, sorumludur" dedi. Su vahşi politik cinayeti
haklı göstermeye çalıştı.
Muharrem yoldaşın katilleri de 12 Mart’ın diğer. işkenceci ve katilleri gibi
gizlendi ve işledikleri cinayetlerin
hesabını vermediler. Bugün de ayrı katiller cinayetlerine yenilerini
ekliyorlar. Fakat hiçbir siyasi cinayet hesapsın, katiller de cezasız
kalmayacaktır. 12 Mart'ın ve bugünün faşist cinayet şebekeleri ergeç hesap
verecekler, hak ettikleri cezayı göreceklerdir.
Muharrem yoldaşın çok kısa süren yaşamı bize bir proleter devrimcinin en iyi
özelliklerini miras bırakmıştır. Alçak gönüllülük, sebat, zorluklardan yılmamak
davaya sonsuz inanç, bütün bu özellikler onda en iyi şekilde toplanmıştı, O
emperyalizme, faşizme karşı mücadele eden devrimci proletaryanın bayrağı
altında saf tutmuştu. Onun yaşamı, mücadelesi bize örnek olacak, yolumuzu aydınlatacaktır.
Sözümüzü Muharrem yoldaşın katledilmesi üzerine yayınlanan bir bildiriden şu
satırları yeniden hatırlayalım::
"ONUN OTOMATİK SİLAHI YOKTU, FAKAT HAKİM SINIFLAR ÖNÜNDE BOYUN EĞMEYEN
ÇELİKTEN YÜREĞİ VARDI. "
Devrim ve Sosyalizm İçin Yaşamlarını Feda Edenler Ölümsüzdür..!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder