10 Aralık 2019 Salı

Ölümünün 15. yılında Şefika Necla Kaya yoldaşı anarken

Şefika Necla yoldaşı bundan 15 Aralık  2014 yılında kahrolası kanser hastalığında kaybettik. Komünist kadın savaşçı olarak 49 yıllık yaşamının ezici çoğunluğunu devrim ve sosyalizm savaşımının başarısını adadı.

Biliyoruz ki yaşamın bir başka anlam kazandığı alanlarda durdurmaz yaşamı ölüm. O sadece derinleşen özgürlük çığlığında ince bir kavşaktır. Yaşamı anlamlı yaşamaktır, ölümü anlamsızlaştıran derin bir anlam yükleyen özgürlük mücadelesine. İşte bundandır ki kavga erlerimizin yaşamları, yaşamın resmedildiği özenle hazırlanan en güzel kır çiçekleriyle süslenen deftere aktarılır, yaşamın kutsal ve zorlu gerçeği.

Dahası en büyük değerlerden biridir yoldaşların anılarını yaşatmak. En yalın onlara yansız özgürlük hissetmelerimiz. Onlar, oralara yaşamımızın gizemli perdesini ve onlar bir daha anlatır yaşam gerçeğimizin vazgeçilmez güzelliklerini. Çünkü bizim özlemlerimiz sayfaların satır aralarında gizlidir yaşam gerçeğimiz gibi Necla yoldaşı kadının özgürleşmesi yürüyüşünde bir öykünün adı olarak 15 yıl oldu. Ama o hala dün gibi bizimle yaşıyor. Onurlu bir yaşamın ardından sonsuzluğun yolunu tutan bir yolcu olan Necla yoldaş, Erzurum’dan İstanbul’a oradan yurtdışına kadar uzanan uzun yolculuğundan, O, bir ülkenin sınırlarına sığmayan enternasyonalist bir devrimci olarak bir kıtayı boydan boya arşınlayan bir kadın özgürlük savaşçısıdır.

Yüreğini halkının kimsesizliğine adayan bir sevda çığlığı olan Necla yoldaş, coşkunun ve sevincin ağız dolu gülüşüydü. Ne kadar sevsek onuru Necla yoldaşı o kadar sevmiş oluruz. Onurluca yaşadı her özgürlük savaşçısı gibi, doyasıya ve ağız dolusu özgürce bir gülüşle yaşadı 49 yıl. Dopdolu bir yaşama sevinci ve mücadele aşkı bıraktı ardından bizlere. Ne zaman düşsek yalnızlığa ve acıya, biliriz ki Şefika Necla yoldaş, yine bize moral veren bir sevgidir yanı başımızda. O, yüreğimizin sırra erdiği bir zamanın tek konuğudur. Özgür kadının örneğidir derdik Şefika Necla yoldaşa, çünkü her bakımdan köleleştirilmiş kadının konumunun zorlu mücadelelerle aşılacağına inan komünist bir kadın militan, bir özgürlük savaşçısıydı.

Biliyoruz ki, Şefika Necla yoldaş nice zorlukları ve ihanetleri yaşadı. Bir dönemler ekmeğini paylaştığı yoldaş olan MLKP tarafından kaçırılıp her türlü kirli yöntemlere maruz kaldı. Faşizmin devrimcilere dayattığı “bizim söylediklerimiz kabul et kurtul” ihanet dayatması ve ailesini, çocuğunu kullanması, ölüm senaryosu düzenlenmesi, kontracı yöntemler en yakını ablasının aşağılık dayatmalarını yaşadı. Kısacası devrimcilik adına ihanetin ve kontracılığın  en aşağılığını yaşadı. Necla yoldaş tüm bunları, farklı düşünüp ve farklı bir örgütsel oluşuma gittiği için yaşadı. Bu derin kontracı ihaneti ve acıları yüreğine açılan derin yarayı kendi ellerinle kapatmaya çalışan Şefika Necla yoldaş, umudunu asla yitirmedi. Biliyordu ki umut yolcuları dinmeden ve durmadan acıları ve yoksunlukları aşarak hedefe yürüyeceklerdir. Nere de ve nasıl olursa olsun umut yolculuğumuzdan asla vazgeçmek yok. Ta ki özgürlük bayrağını zafer burçlarına dikene dek sürecek.

Nitekim Necla yoldaşa kontracılığı dayatan MLKP yöneticileri birer birer mücadeleyi terk ederek düzene döndüler ya da ellerindeki devrimci kanı ve kontracılığı unutarak yaptıkları ve sorumlu oldukları kirlilikleri unutturmaya çalıştılar.  

Dün Necla yoldaş ve birçok yoldaşa silah sıkıp bıçak vuran, çivili sopalarla pusu kurup saldırılarına ve devletin gözaltı kayıplarında kullandığı kaçırma yöntemlerini kullanan MLKP bugün lanetle anılmaktadır.

Necla yoldaşın kişiliğini şekillendiren temel olgu kadının özgürlük mücadelesinin kendini yaratma eylemine dönüşmüş olmasıdır. Yoksa bu ihaneti aşması olanaksız olurdu. Sınırsız, sürekli anlam kazanarak büyüyen, ütopyalarla yoğrulduğu kadar yeni yaşamın hayallerini bunları gerçekleştirme mücadelesiyle birleştiren, bulduğu kadar yeniye yönelen, sonsuz anlama ve yaratma merakıyla arayışlarını sürekli canlı tutan, salt arayışların rüzgarında kalmayıp ulaştığı özgür yaşam damlalarını derinliğine yaşayan, yaşattıran ve soluduğu havaya yayan, bunu günlük yaşamında sürekli bir akışa dönüştüren bir yaşam tablosudur Şefika Necla yoldaş.

Şefika Necla yoldaş “Özgür kadın mücadele eden kadındır” şiarını kendi yürüyüşünün pusulası yapan özgür kadın kişiliğidir. Tarihte ender görülen kişilikler olduğu gibi bizim mücadele tarihimizde de örnek kişilikler vardır. Acılarla örülen tarihi, halkın umutlarını ve acı çeken kadınları unutmayan mücadelecilerdir onlar. Gerçek özgürlüğü küçük hazlara değiştirmezler. Sıradan gözler yetişmez onların görüş açılarına. Çelişkileri derinden yaşadıklarından acıları da derinden yaşarlar.

Yok oluşun eşiğine getirilen halkın ve kimliksizleştirilen kadının hakikatini çağırırlar. Hakikat ve ikiyüzlülük, karanlık ve aydınlık, güzellik ve çirkinlik, barış ve savaş, özgürlük ve kölelik olguları damla damla onların içinde yaşanır ve süzülerek onların öz kişiliğini oluşturur. Onlar her güne yeni bir doğumu sığdırırlar ve duruşlarıyla yeni bir mücadele ilanı yaparlar tüm egemenlik kuşatmalarına karşı, güzelliklerin nöbetçisi olma kararlılıklarını ne kar ne fırtına ne de hiçbir tufan engelleyemez.

Yaşamak için yaşamayı öğrenmek, öğrendiklerini anlamak, anladığını uygulamak, uyguladıklarının sonuçlarını değerlendirmek ve bu değerlendirme ışığında yaşamayı ne kadar hak edip etmediğinin muhasebesini yapmak gerekmektedir. Necla yoldaş bu mücadeleyi kendi bedenini bu terazide tartmış, ruhunu buradan çıkan sonuçlarla anı anına muhakeme etmiş ve kendini, kendisiyle bu zorlu mücadelenin sonucunda yaratmıştır.

Yarattığı bu kişilik, yarattığını yaşamın akışına katan, kendini kuşatmakla, oluşanla yetinmeden, kendini hiçbir şeyin üstünde görmeden, öğrendiklerine rağmen öğrenme ve öğretme eylemini günlük yaşamın ayrıntılarına yerleştiren, aynı yolu paylaştığı yoldaşlarıyla yaratmak istediklerini gerçekleştirmenin çabasını veren, bunu yaparken bireyi reddetmeden, yıldırmadan, mütevazı bir yürek ve beyinle, değişimin gerekliliğine inanarak, değişimin kazanımlarıyla onurlandırarak ve bireyi bunun iç sorgulaması kadar kutsal çabasına yönelten sürekli bir esintiyi kendine kabul etmiş ve devrimin gerektirdiği fırtınalı kişiliğe bir örnek olmuştur. Çünkü Şefika Necla yoldaşın insanı algılayışı ve insan yaklaşımı, hümanizmin yorumlanması, duygu ve akılla yoğrulan özelliklerin onurlu yaşamaya yönelen insan uğruna davranışa dönüştürülmesi, insanlığın bugün yaşadığı olgunluğun kocamış dünyada duygulanımlarla bütünleştirilerek bir yaşam tanımının oluşturulması hedefine kilitlenmiştir.

Şefika Necla yoldaşın tüm yazıları, değerlendirmeleri, konuşmaları, mektupları ve yaşamının tamamına yaydığı düşünceleri; sosyalist sevgi ve sosyalist öğretiyi yaşama esası üzerine kuruludur. Bu sevgi O’nda aşk düzeyindedir ki onsuz yaşamayı düşünemez. Bu sevgi, gerekliliklerini her şeye rağmen yerine getirmenin, zorluklara hazır olmanın ve bunu yapabildikçe yaşamını anlamlandırmanın kendini dayattığı bir sevgidir.

Şefika Necla yoldaşın kişiliği, kendine örnek aldığı komünist önder kadınları miras olarak aldığını, neleri tarihten bugüne taşıdığını, hangi aşamalardan damıtarak kendini bugüne getirdiğini bilmek, bizleri O’nun şahsında gerçekleşen özgür kadın kişiliği hakkında aydınlatacaktır. Bu somut örnekle ortaya çıkan özgür kadın gerçekleşmesi bizler için yaşamın her anında, her türlü yaşamsal olguda ve hayallerimizde dahi kendimiz için örnek alacağımız bir özgür kadının portresidir.

Dahası sınıf savaşımı dur durak bilmeden sürüyor. Şehitlerimizin yaşamı ve mücadelelerinden öğrenmek ve onların erdemleriyle donanmak için daha çok çaba göstermeliyiz. Başka türlü mücadeleyi ileriye taşımak olanaksızdır. Eşitlik ve özgürlük yüklü güzel günleri yakalamak için kavgaya sıkıca sarılırken, Şefika Necla yoldaşı, ölümünün 15. yılında sevgi ve saygıyla anıyor ve yoldaşların olarak ideallerini bayraklaştıracağımıza söz veriyoruz.

Özgür kadın Şefika Necla yoldaş ölümsüzdür!
Özgür kadın özgür toplumda olur!