Çarlık Rusyası’nın yıkılıp Sovyetler Birliği’nin
kurulması ile sonuçlanan 1917 Ekim devrimi 101 yaşında.
1905 devrimi sonrasında artan huzursuzluk, yaşanan gösteriler ve grevlerle kendini gösterse de 1914’de başlayan Birinci Dünya Savaşı’nın ilk günlerinde yaşanan milliyetçi dalga devrim rüzgarlarını bir süre kesti. Ancak savaşın başlaması ile birlikte cephede alınan yenilgiler, milliyetçi rüzgarın çabuk dinmesine neden oldu. Savaşla birlikte artan sefalet ve açlık her geçen gün Rus şehirlerini daha çok pençesine almaya başlar.
20’inci yüzyılın başında büyük devletlerarasında yerini
almış olan Rusya dışarıdan bakıldığında zamanının en güçlü imparatorluklarından
biriydi. Ülkenin başında Çar II. Nikolay bulunuyordu. Ancak ülke, kendi
içinde kaynıyordu. Yaşanan ekonomik sıkıntılar, büyük bir köylü nüfusun akın
ettiği şehirlerde yaşanan sefalet ve Çar’ın otoriter yönetimi,
hoşnutsuzlukların her geçen gün artmasına neden oluyordu. Devrim kıvılcımı ilk
olarak 1905’te tutuştu.
22 Ocak 1905’te papaz Gapon’un örgütlediği yaklaşık 200
bin insan, yaşadıkları sıkıntıları ‘Çar Baba’larına aktarmak için, Kışlık
Saray’a doğru yürüyüşe geçti. Ancak bu barışçı yürüyüş askerlerin halkın
üzerine ateş açması ile bir katliama dönüştü. Tarihte ‘Kanlı Pazar’ olarak
geçen ve yaklaşık 500 kişinin öldüğü bu olay, Rus Halkı ile Çar’ın son manevi
bağının da ortadan kalktığı, bu nedenle de Sovyet devriminin ilk temellerinin
atıldığı dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Daha sonra bu olaylara 1905 devrimi
dendi.
1905 devrimi sonrasında artan huzursuzluk, yaşanan gösteriler ve grevlerle kendini gösterse de 1914’de başlayan Birinci Dünya Savaşı’nın ilk günlerinde yaşanan milliyetçi dalga devrim rüzgarlarını bir süre kesti. Ancak savaşın başlaması ile birlikte cephede alınan yenilgiler, milliyetçi rüzgarın çabuk dinmesine neden oldu. Savaşla birlikte artan sefalet ve açlık her geçen gün Rus şehirlerini daha çok pençesine almaya başlar.
1917 Ekim devriminin ilk kıvılcımını 23 Şubat’ta Putilov
işçileri yaktı. Dünya Kadınlar Günü’yle de birleştirilen grev dalgasında
onbinlerce işçi ve kadın başkentin merkezine aktı.
İş ve ekmek talepleri kısa süre içinde ‘Kahrolsun Çar’
sloganlarına dönüştü.
27 Şubat’ta askerlerin de ayaklanması ile büyüyen devrim
dalgası tüm ülkeyi sardı. Dört gün içinde Çar tahttan çekildi. Tarihte 'Şubat devrimi'
olarak adlandırılan bu olaylar sırasında 1315 kişi hayatını kaybetti. Şubat devrimi
sonucunda ikili bir yapı oluştu. Bir tarafta Çarlık Rusyası’nın yasama meclisi
olan ve burjuvaların ağırlıkta olduğu Duma komitesi, bir tarafta da işçi
sınıfının yoğunlukta olduğu Sovyetler.
İlk dönemlerde iktidar ağırlıklı olarak Duma’nın
kontrolündeydi. Kurulan Liberal Hükümet, sosyalistlerin taleplerinin aksine
Birinci Dünya Savaşı’na devam edilmesi kararı aldı. Nisan ve Mayıs ayları
içinde sosyalistler güçlerini arttırdı. Sürgünde olan Lenin, Nisan ayında
Rusya’ya döndü.
Liberal hükümet eliyle cephede savaş devam ederken, Lenin
önderliğindeki Bolşevikler de Soyvet komiteleri içinde güçlerini arttırır. Temmuz
ayında, Bolşevikler’in en güçlü olduğu yerlerden biri olan I. Topçu Birliği’nin
cepheye gönderilmeye kalkınması ile yeni bir ayaklanma dalgası ülkeyi sardı.
Hükümet sıkıyönetim ilan edip Bolşevikleri tutukladı.
Lenin'i Alman ajanlığı ve ihanet ile suçlar. Lenin Finlandiya'ya kaçtı ve
buradaki sürgün günlerinde 'Devlet ve devrimi' yazdı. Temmuz ayındaki ayaklanmayı
hükümet bastırmayı başarmış olsa da Bolşevikler güç kazanmaya devam ettiler.
Sonunda 24 Ekim 1917 gecesi (Jülyen takvime göre 24 Ekim,
Miladi takvime göre 6 Kasım) Geçici hükümetin karargahı olan Kışlık Saray
kuşatıldı. 25 Ekim sabahı Geçici Hükümet’in Başbakanı Kerenski saraydan bir Sırp
subayı kılığıyla kaçtı.
26 Ekim (8 Kasım) gecesi kadınlardan oluşan bir birlik
dışında artık neredeyse terk edilmiş Kışlık Saray birkaç yüz kişilik bir birlik
tarafından ele geçirildi. Artık Lenin’in “Bütün iktidar Sovyetler’e” sloganıyla
özetlediği Ekim devrimi gerçekleşmiştir. Geçici Hükümet’in üyeleri tutuklandı.
8 Kasım’da toplanan İkinci Rusya Sovyetler Kongresi’nde, Lenin “Halk
Komiserleri Konsey Başkanı” (hükümet başkanı) seçildi.
Ekim devrimi sonrasında yeni rejimin ilk icraatlarından
biri, Birinci Dünya Savaşı’ndan çekilmek oldu. 3 Mart 1918’de imzalanan
Brest-Litovsk anlaşması ile Sovyet Rusya savaştan çekildi. 16 Temmuz’u 17
Temmuz’a bağlayan gece Çar Ailesi hapsedildikleri evin bodrum katında
öldürüldüler. İdam kararının yeni kurulan merkezi hükümet tarafından mı yoksa
yerel Sovyetler tarafından mı alındığı tam olarak netlik kazanmadı.
Dünya Savaşı’nı bitirse de Sovyet yönetimini yeni bir
savaş bekliyordu. Sovyet Hükümeti tarafından kurulan ve başına Troçki’nin
getirildiği Kızıl Ordu ile eski rejim taraftarlarının oluşturduğu ve İngiltere,
Fransa gibi ülkelerden destek alan Beyaz Ordu arasında yaşanan İç Savaş
1919’dan 1920’ye dek sürdü. İç Savaş’ın Kızıl Ordu tarafından kazanılmasından
sonra yeni rejim ülke içinde tam denetimi sağladı ve 20’inci yüzyıla damgasını
vuracak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin inşa çalışmalarına başladı.
Lenin hükumeti
ve getirdiği yenilikler
Toprak kararnamesiyle topraklar, manastırlar ve kiliseler
diğer mülklerle birlikte büyük toprak sahiplerinin elinden alınarak halka
dağıtılmış, toplamda 150 milyon hektarlık toprak dağıtılmış ve köylülerin
borçları geçersiz sayılmıştır. İşçi ve memurlar için işsizlik ve ücretsiz
sağlık sigortaları uygulanmaya başlanmış, iş saati ise 8 saat olarak
belirlenmiştir. Farklı uluslar ve yerli halk arasındaki tüm ayrıcalık ve
ayrılıklar kaldırılmış, hak eşitliği, egemenlik, kendi kararını verebilme
şeklinde yeni haklar tanınmıştır. 1922-1928 yıllarında 5 yıllık kalkınma planı
hazırlanmış, halka eğitim ve sağlıktan ücretsiz yararlanabilme hakkı tanınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder