Örgütümüz KP-İÖ, 21 Ağustos 1995 yılında bir avuç hareket geleneğinin devamcısı komünist militan tarafından kuruldu. Kuruluşundan itibaren hem MLKP’nin ve hem de faşizmin saldırılarına, yasaklarına karşı ateş hattında ilerlemeye çalıştı. Bir çok kez polis darbelerine maruz kaldık, MLKP’nin kontracı saldırılarını püskürtmek için taşı taş üstüne koyak komünist hareketi ayakları üzerine dikmeye çalıştık.
Dahası, dışta düşman saldırılarına ve içte mücadeleden kaçan Abbas yolculara rağmen 'İnşa'mız inatla ve ısrarla devrimci çizgisinde tutunarak ilerlemeye çalıştı. Gelinen durumda ideolojik-politik olarak rüşdünü ispat etmiş, hiç bir dönem eğilip bükülmemiş, hareketin geleneğinin ileriye taşıyıcı olan KP-İÖ gelinene durumda bu güçlü yanlarını örgütsel - pratik alanda zaaf ve yetmezliklerine karşı savaş açarak, hem yığınların içine dalacak ve hem de yeni kadrolar yetiştirerek eksik yanını aşacaktır. Bunun için KP-İÖ’yü her bakımdan geliştirip - ileriye taşıyacak olan feda ruhunu kuşanarak, engelleri aşmak gerekiyor.
Biliyoruz ki, her bakımdan silkinip ayağa kalkma bakımından devrimci hareket önemli bir eşikten geçiyor. Bu aynı durum KP-İÖ için daha fazla geçerlidir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri toplumda bire bir ilişkilenip, sorunlarına dokunulduğunda nasıl karşılık bulduğunu açığa çıkarmıştır. Dipten önemli bir dalga geliyor ve devrimci hareketin bu dalgayı kucaklaması, olanakları fırsata çevirmesi her şeyden öncelik taşıyor.
Haliyle, ağlayıp - sızlamaya, umutsuzluğa, olumsuzlukları başka yerde aramaya tenezzül etmeden, devrimci hareketin ölü toprağını üzerinde atması, silkinip ayağa kalkması ve sınıflar savaşımına aktif olarak müdahale etmesi için, her bakımdan eski alışkanlıklara yıkarak, bütün enerjisini kamçılayarak feda ruhunu canlandırması ve çalışmalarda kendiliğindenciliği yere çalarak, devrimci iradeyi konuşturması gerekiyor. Bunun için özveri taarruzunu örgütleyerek mücadeleye yeni bir soluk getirmek devrimci hareketin önünde acil iş olarak duruyor.
Dahası, dışta düşman saldırılarına ve içte mücadeleden kaçan Abbas yolculara rağmen 'İnşa'mız inatla ve ısrarla devrimci çizgisinde tutunarak ilerlemeye çalıştı. Gelinen durumda ideolojik-politik olarak rüşdünü ispat etmiş, hiç bir dönem eğilip bükülmemiş, hareketin geleneğinin ileriye taşıyıcı olan KP-İÖ gelinene durumda bu güçlü yanlarını örgütsel - pratik alanda zaaf ve yetmezliklerine karşı savaş açarak, hem yığınların içine dalacak ve hem de yeni kadrolar yetiştirerek eksik yanını aşacaktır. Bunun için KP-İÖ’yü her bakımdan geliştirip - ileriye taşıyacak olan feda ruhunu kuşanarak, engelleri aşmak gerekiyor.
Biliyoruz ki, her bakımdan silkinip ayağa kalkma bakımından devrimci hareket önemli bir eşikten geçiyor. Bu aynı durum KP-İÖ için daha fazla geçerlidir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri toplumda bire bir ilişkilenip, sorunlarına dokunulduğunda nasıl karşılık bulduğunu açığa çıkarmıştır. Dipten önemli bir dalga geliyor ve devrimci hareketin bu dalgayı kucaklaması, olanakları fırsata çevirmesi her şeyden öncelik taşıyor.
Haliyle, ağlayıp - sızlamaya, umutsuzluğa, olumsuzlukları başka yerde aramaya tenezzül etmeden, devrimci hareketin ölü toprağını üzerinde atması, silkinip ayağa kalkması ve sınıflar savaşımına aktif olarak müdahale etmesi için, her bakımdan eski alışkanlıklara yıkarak, bütün enerjisini kamçılayarak feda ruhunu canlandırması ve çalışmalarda kendiliğindenciliği yere çalarak, devrimci iradeyi konuşturması gerekiyor. Bunun için özveri taarruzunu örgütleyerek mücadeleye yeni bir soluk getirmek devrimci hareketin önünde acil iş olarak duruyor.