23 Ocak 2014 Perşembe
Feda ruhu örneğinin timsali Ali Haydar Yıldız
Direnişin adı ilk idam şehidimiz Ali Aktaş
Kavgamızın ele avuca sığmaz düşmanın korktuğu, yoldaşların ve dostların güven duyduğu militanlığın en ileri örneklerinden olan Ali Aktaş yoldaş seni anlatacağız. Faşist Türkeşin İskenderun’a sokulmasını barikatların kurucusu ve yöneticisi komutan yoldaş. Seni anlatacağız işkencede “gık bile” demeyen ve düşmanı dize getiren sevgili Ali yoldaş . Seni anlatacağızm, tüm heybetinle “bu düzen yıkılsın diye vazgeçiyoruz yaşamaktan” diyen, devrimin öncü neferi ve seni anlatacağız adını koyduğumuz çocuklara ve devrim için kendini feda etmeye hazır olun genç, yaşlı yoldaşlara. Senin gibi sonuna kadar direnmek ve ölümü gülerek kucaklamak için her şeye hazır olmalarını söyleyerek.
23 Ocak 1983 yılında faşist cunta tarafından intikam içinidam edilen Ali Aktaş yoldaş Hatay’ın İskenderun ilçesi Karaağaç Belediyesi’nden 1957 yılınsa Arap milliyetinden, yoksul bir köylü çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu Karaağaç’ta bitirdi. Ortaokulu İskenderun’da tamamladı. Ortaokuldan sonra İskenderun Lisesi’ne girdi. Kısa sürede İskenderun Lisesi’nde mücadeleciliğiyle öne çıktı. Komünist hareketle ilişkiye geçti. Öğrencileri sivil ve gerici faşist güçlere karşı, daha örgütlü kılabilmek için, onları örgütleyip mücadeleye seferber etmede bir öncü olarak Lise-De’ri kurdu.
Ali yoldaş, İskenderun Lisesi sivil faşistlerin denetiminde olmasına rağmen, çok kısa sürede aktif kararlı ve militan tutumuyla orayı komünist hareketin kalesi ve faşistlerin korkulu rüyası haline getirdi. Bir çok MHP’li faşist okulu terketmek zorunda kaldı. İskenderun Lisesi devrimcilerin kalesi olmuşsa, o dönemlerde Ali Aktaş’ın aktif mücadelesi ve militan önderliği sayesinde olmuştur. Gençlik faaliyetlerinin aktif yöneticilerinden olan Ali Aktaş, TKP/ML Hareketi’nin okul dışında da aktif faliyetlerine katılan bir parti işçisiydi. Fabrikalardan, semtlere ve hayatın her alanında Ali’nin aktifliğini, mücadeleciliğini görmek zor değildi. Genç yaşta hızlı bir şekilde gelişen Ali Aktaş yoldaş, pratik işlerini yürütmede öne geçti. Pratikdeki canlı ve ataklığıyla da göze batıyordu. ‹skenderun’daki bir çok eylemde Ali Ataş’ın önderliği vardır. Önderlik etmede yoldaşlarına yol göstericilikte de o bir militandı. Eşsiz bir komutandı.
O her alanda başarılı bir militandı. Okul çalışması, fabrika, semt, derken askeri çalışmalarında da kendisini kanıtlayan Ali Ataş yoldaş, 79 kamulaştırma eylemini yönetir ve organize eder. Düşmanın eylemi farketmesi sonucu teşebbüs aşamasındayken çatışmaya girilir. Bu çatışmada bir yoldaşının kaçmasını sağlar. Son mermisine kadar çatışır. Mermisi bitince silahını parçalayıp denize atar, düşmana delil bırakmamak için. Ali yoldaşla birlikte iki yoldaşı daha yakalanır.İşkencede en ciddi sınavını bu yakalanmada verir ve işkencehanelerde beş gün boyunca konuşmaz.
Düşmanla çatışmada yakalanmasına rağmen, ne eylemi ne de çatışmayı Ali yoldaş kabul etmez. İfade vermeden mahkemeye çıkar. Ali yoldaşın üzerine hiç bir ifade olmamasına rağmen içerde tutulur. Beş ay yattıktan sonra tekrardan mücadelenin ortasında ve sıcaklığında kendisini bulur. Duraklamadan mücadele bayrağını devralıp mücadeleye dört elle daha sıkıca sarılır. 79 Eylül’ünde MHP’nin lideri faşist Türkeş’in İskenderun’da konuşma yapacağını öğrenen Ali yoldaş, yoldaşlarını toparlayarak, Türkeş’in İskenderun’a sokulmaması eylemini örgütler. Diğer devrimci örgütlerle de anlaşır, iş eylemin kitleye maledilmesine gelir. Gece gündüz ajitasyon, propaganda faaliyetlerini yürütür. 25 Eylül’de yazılamada bir ekip arabasıyla karşılaşır. Ekip arabasını tek başına teslim alır. Polislerin yalvarıp yakarmasına, ikinci bir ekip arabası gelmez. Ali yoldaş silahın tetiğine basar ancak silahı azizlik yapıp patlamaz. Ali yoldaş soğuk kanlılığını koruyarak hızla olay yerinden uzaklaşır. O esnada polislerin ateş açması sonucu Ali yoldaş hafif bir şekilde yaralanır. Yaralı olmasına rağmen 26 Eylül günü ağzı salyalı faşist Türkeş’i İskenderun’a sokmaz. Düşman güçlerin panzerine, tankına her türlü silahına karşı yoldaşlarını iyi bir şekilde motive ederek karşı koyarak barikat savaşının ve sokak savaşının destanını yazar. Daha fazla kayıp verilmesini önler. 26 Eylül’ünde dişe diş mücadelede değerli demir çelik işçi yoldaşımız, Erdener Beğen yoldaşı barikat başında kaybettik. Beşe yakın yoldaşaımız da bu eylemde hafif şekilde yaralandı ve düşmana büyük zarar verdi.
Ağzı salyalı faşist Türkeş İskenderun’a sokulmama kararlılığını göstererek, 26 Eylül direniş günü olarak dilden dile dolaşıp durdu. Bundan da en büyük pay hiç şüphesiz ki, değerli komutan Ali yoldaşındı. Ali Aktaş yoldaş, bir çok kitle eylemi örgütledi ve bu mücadelenin en ön saflarında yürüdü ve örgütleyicisi oldu. 27 Eylül günü, 26 Eylül de barikatın en önünde öldürülen Erdener Beğen yoldaşının kitlesel bir şekilde ve görkemli bir cenaze töreni yaparak kaldıran yine komutandı. Ali yoldaşın adını duyan düşman ürpermeye başlamıştı. Ali yoldaşı anlatmak için bir roman satırlarıyla betimlemek mümkün değil. Kararlılığı, ataklığı, mücadeleciliği, gözüpekliği, alçak gönülülüğü ve yoldaşlık ilişkilerini hep ondan öğrendik.
1980 12 Hazinan günü, 15 Haziran işçi eylemlerinin ön hazırlığını yapmak ve işçi yoldaşların toplantısı vardı. Ali yoldaş da bu toplantının güvenliğini sağlıyordu. Toplantıya öğleden sonra, faşistlerin örgütlü bir şekilde silahlı saldırısıyla karşı karşıya geldiğinde, soğuk kanlılığını elinden bırakmadan uygun bir şekilde ateş alanın dışında tutarak, karşı saldırıya geçerek faşist güçleri püskürttü. Püskürtmeden sonra yaklaşık 2 saat o çevrede bulunan evler tek tek gerillalarımız tarafından aranarak bir kısım faşistlerin ellerindeki silahlara el konulur ve yoldaşlarıyla birlikte uygun bir şekilde geri çekilir.
Güvenliği sağlayan askeri görevlilerden olan Ali Kaya Yıldız‘ın gelmediği ortaya çıkınca tekrardan bir grup silahlı yoldaşla yoldaşını aramaya çıkar. Gültepe’nin çıkışında faşistlerin yoğun olduğu bir bölgede silahlı saldırıya uğrar. Anında karşılık vermesi sonucu daha fazla kayıp verilmesi engellenir. Ali yoldaşın ateşi sonucu faşist olduğu yerde ölür. Ali yoldaş yaralı olarak, yanındaki yoldaşının omuzundan tutunarak uzaklaşır. Ciddi bir şekilde kan kaybeden Ali yoldaş, imkansızlıklardan ve arkadaşlarının tecrübesizliği sonucu bir yoldaşla bir araca bindirilerek hastanaye götürülüp bırakılır.
Yoldaş hastanede düşmanın eline geçer. Ali yoldaş burada en büyük işkence sınavını verir. “Eylemde kendisinin olmadığını ve bu konuda ifade veremeyeceğini” söyleyerek kestirip atar.
12 Eylül sonrasında cunta Ali Aktaş yoldaşı tekrar işkenceye alır. Bu defa 3 ay boyunca işkence yaparlar ve her türlü işkence metotlarını Ali Aktaş yoldaşın üzerinde denediler. Ama nafile onun bileğini bükemiyordu işkenceciler. Ve sonunda Ali yoldaşın önünde işkenceciler diz çökerek teslim olurlar. İşkenceye düşenlere Ali yoldaş direnme ruhu verdiği gerekçesiyle onu tekrardan Akçay Askeri Cezaevi’ne sevkederler.
Akçay Askeri Cezaevi’nde en öndedir yine Ali yoldaş. Bir devrimciyi işkenceye almaya geldiklerinde barikat kurulması konusunda diğer örgütleri ikna eder ve bir hafta boyunca düşman koğuşlara giremez. Daha sonra koğuşlara girer ve diğer insanların tutarsızlığından dolayı bir kısım önder insanları başka cezaevlerine sevk ederler. Bunların arasında Ali Aktaş yoldaşta vardı. Ali yoldaş Adıyaman Cezaevi’ne sürgün edilir. Adıyaman’da da direnişin önündedir Ali. Tek tip elbise, İstiklal Marşı söyletmeye zorlama yönlü saldırılara Kaypakkayaca direnişle karşılık veren Ali Aktaş yoldaş, faşist cuntanın kararıyla ve direktifiyle idama mahkum edilir. Hiç bir maddi delil olmadığı halde faşist diktatörlük Ali Aktaş gibi yürekli bir komünist savaşçıdan kurtulmak ister ve onun için idam etme talimatını verirler. Adıyaman Cezaevi’nden Adana Cezaevi’ne getirilen Ali yoldaş, burada da direnişin önderlerindendir.
Çünkü o mücadele içinde yorulmuş ve devrimden başka hiç bir şey düşünmeyen yürekli bir partizandı. 23 Ocak 1983’te darağacına götürülürken, Adana zindanını sloganlarıyla uyandıran ve savaşçıları kavgaya, direnişe çağıran sözleriyle başı dik ve alnı açık idam kürsüsüne yöneldi ve düşmanın yüzüne şamar olarak “ yaşasın TKP-ML Hareketi” şiarı indi ve milyonların özlemini ve onun öncüsüne yaşamını feda ederek haykırdı. Çukurova Ali’nin direnişçi ve savaşçı geleneğini bütün zorluklara ve ihanetlere rağmen sürdürüyor. Devrim, Ali gibi komünistlerin üzerinde zafere taşınacaktır ve devrimimizin yeni Ali’lerle bütün çirkinlikleri bir yana iterek daha da güzelleşecektir. İdam edilişinin 31. yıl dönümünde Ali Aktaş yoldaşın anısına bağlı kalacağımıza söz veriyor.
Çünkü o mücadele içinde yorulmuş ve devrimden başka hiç bir şey düşünmeyen yürekli bir partizandı. 23 Ocak 1983’te darağacına götürülürken, Adana zindanını sloganlarıyla uyandıran ve savaşçıları kavgaya, direnişe çağıran sözleriyle başı dik ve alnı açık idam kürsüsüne yöneldi ve düşmanın yüzüne şamar olarak “ yaşasın TKP-ML Hareketi” şiarı indi ve milyonların özlemini ve onun öncüsüne yaşamını feda ederek haykırdı. Çukurova Ali’nin direnişçi ve savaşçı geleneğini bütün zorluklara ve ihanetlere rağmen sürdürüyor. Devrim, Ali gibi komünistlerin üzerinde zafere taşınacaktır ve devrimimizin yeni Ali’lerle bütün çirkinlikleri bir yana iterek daha da güzelleşecektir. İdam edilişinin 31. yıl dönümünde Ali Aktaş yoldaşın anısına bağlı kalacağımıza söz veriyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)